18 Haziran 2009 00:00

ÖZGÜRLÜKLER


İlahi belge, söyle bana: Orijinal misin?
Seni kim hazırladı, niye hazırladı? Emirle mi, demirle mi?
Bakma öyle. Biz biraz biliyoruz elbette zihniyeti. Daha önceleri de oldu böyle şeyler.
Sivil alanı izliyor, gözlüyor ve dinliyorsun. Bütün diktatörlüklerde böyle olur. Faşizmlerde... Sen böyle bir zihniyetin ürünüsün. Sivil alan senden sorulur. Ne diyelim; madem ki askeri bir cumhuriyettir rejimimiz; ‘koruma ve kollama’ adına yeryüzünün bütün avantajlarını sunmuş madem ki milletimiz, sen de ona layık olacaksın!.. Darbe yaparak, tehdit ederek, günlük politikanın tam merkezinde yer alarak… Solcuları, dini duyarlılığı olanları, Kürtleri, Alevileri ve azınlıkları izleyerek, fişleyerek…
Çağdaşlık budur! Yurtseverlik... Burjuvaca tüket, ama üretme. Gravat tak, dans et, batılılar gibi giy; ye, iç, eğlen. Böyle laik ol. Ve cumhuriyetçi... Bununla da bol bol övün. Öte yandan, seni eleştirenlere işkence yap, zindanlarda tut. Farklılıkları ret ve inkar et. Demokrasiden ve özgürlüklerden kork. Her sakallıya ve camiye gidene ‘irticacı’ de; sen buna rağmen hep ‘ilerici’ kal (!?). İşkence tekniklerini ihraç et, halk ve aydınlar nasıl cezalandırılır ve laiklik nasıl taklit edilir, model ol bu özelliklerinle…
Sen çok yaşa emi ilerici, laik cumhuriyet!
Biz yine de soralım:
İlahi belge; söyle bana, orijinal misin?
Daha önce üretilenlerden pek farkın da yok ama, yine de soralım dedik.
Senin bir elin hep solcularda ve Kürtlerdeydi değil mi? Üç dört yıl önce Eğitim Sen’in kendi genel kurulunda yaptığı tüzük değişikliği, hangi münasebetle paşaların önüne gitmişti? Daha 15-20 gün önce İzmir’in bir ilçesindeki bir jandarma birimi, nasıl olmuştu da arama, yakalama, gözaltına alma kararları alabilmiş ve Türkiye’nin başkentinde en büyük konfederasyonlardan KESK’in genel merkezinde operasyon yapılabilmişti?
Meselenin yapısal boyutuna bakmak lazım, değil mi? Haklısın…
Bu laf yetiştirmeleri, Genelkurmay açıklamalarının şifrelerinin uzmanca okumaları, ordu lehine yorumlama çabaları, dört beş kez darbe yaşamış bir toplumda, ordunun darbecilikle suçlanmasının garipsenmesi, buna cevap yetiştirme çabaları… Oof, oof…
Askeri yargı da ne oluyor demokratik hukuk devletinde? Nasıl olabiliyor? Nasıl olabiliyor da askeri yargı sivil alana müdahale anlamına gelen bir eylemi soruşturan sivil soruşturma ve kovuşturma makamlarının üstüne çıkarak, bütün bir basın yayın alanına yayın yasağı koyabiliyor? Sivillere karşı suç işleniyor, böyle bir iddia var; tam da bu dendiği anda askeri yargı devreye giriyor. Biz sivil yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorununu çözememişken, askeri yargı devreye giriyor ve üstelik askeri yargının bağımsızlığı teminat olarak gösteriliyor.
Türkiye’yi yönetenler önce karar verecekler. Biz Türkiye’yi demokratik bir rejime kavuşturacak mıyız kavuşturmayacak mıyız? Taklitçi bir model mi olacağız, yoksa gerçekten demokratik hukuk devleti mi?.. Buna karar vermek lazım. Eğer demokrasi ise tercihiniz, yapacağınız şeyler bellidir. Hemen bugünden askere ‘dur!’ diyeceksiniz. Sivil asker ilişkilerini demokratik ülkelerdeki gibi düzenleyeceksiniz. Halkın iradesine kimseyi, daha açık söyleyelim, askeriyeyi ortak etmeyeceksiniz. Militarizmle uzlaşmayacaksınız.
Militarist cumhuriyetlerin sivil politik aktörleri de militarist oluyor.
Sivil generaller olmadan bu tür rejimlerin ayakta kalması zordur. O ülkelerde militarizmin izin verdiği ölçüde hukuk işler; soru sorulabilir ya da soruşturma ve yargılama faaliyeti yapılabilir.
Darbe teşebbüsüyle suçlanan kurumun yetkilileri, ‘ben araştırdım belge yok’ diyor ve herkesin buna inanması isteniyor. Gerçek algısı böyle oluyor militer ‘demokrasilerde!’ Hukuk algısı da…
Hukuk düzeninin garabeti dikkatinizi çekmiyor mu? Bu olay askeri yargı tarafından mı soruşturulacak, sivil yargı tarafından mı? Bir demokratik hukuk devletinde böyle bir soru sorulabilir mi? Türkiye’nin hukuk düzeninde soruyoruz.
Askeri savcılık açıklama yapıyor ve kanaatini açıklıyor.
O arada belgeciğim, seni hazırladığı iddia edilen albayın ifadesi sivil savcılıkça alınıyor.
Tuhaf bir durum yok mu sence de? Sivil savcılığın yürüttüğü soruşturmada, suç mahallinde, şüphelinin bilgisayarlarına, delillere askeri savcılıkça müdahale edilmiş ve bu müdahale hukuka uygunmuş gibi, sonuç da açıklanmış.
Mesele inanç meselesine dönüştürüldü. Bu durumda, ben sana inanırım belgeciğim...
Söyle bana; orijinal misin?
HÜSNÜ ÖNDÜL

Evrensel'i Takip Et