21 Haziran 2009 00:00

Maksat-Muhabbet

Nasılsınız? Ben hiç iyi değilim. Aynalara bakamıyorum. Ne zaman baksam suçlayan gözlerle karşılaşıyorum. Bu 24 yaşında, İğneada’da...

Paylaş

Nasılsınız?
Ben hiç iyi değilim. Aynalara bakamıyorum. Ne zaman baksam suçlayan gözlerle karşılaşıyorum. Bu 24 yaşında, İğneada’da tatildeyken kayıplar listesine eklenen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Hanım’ın gözleri. Tolga, İstanbul Teknik Üniversitesi (ITÜ) Fen-Edebiyat F. Matematik bölümünü kazanmıştı. Çevresindeki şiddetten, hoyratlıklardan fazla etkilenen, gerekmedikçe evden çıkmayan bir delikanlıydı. En büyük tutkusu klasik müzik, satranç ve matematikti.
Evet bütün aynalarda Kadriye Hanım’ın gözleri izliyor beni. Kendisine oğlunun çamaşırları kimi ıslak kimi kuru ama eksiksiz verildiği günkü sessiz çığlığı taşıyorlar içlerinde. Bazen de Tolga’nın gözlerini gördüğümü sanıyorum...
Kaybolan ya da kaybedilen yalnız o değil. Ama “neden” sorusuna hiçbir yanıt alınamadığı zaman iyice tesellisiz kalıyor insan.
Bütün Cumartesi Annelerinin gözleri dikiliyor üstüme, aynada, vitrinlerden birinin camında. Hep aynı soru: “Neden susuyorsun?” Belki de Cumartesi Anneleri değiller bu kadınlar, beyaz başörtüleriyle Barış Anneleri. Şehit Anneleri de olabilirler. Anneler işte, onların adına konuşmuyorum diye kızgın bakışları...
Bana ilan edilmemiş bir sıkıyönetimi yaşıyorum gibi geliyor her gün. Bütün aykırı seslerin gırtlağa tıkılması için gerekçeler bulunuyor. Yasalar, maddeler zorlanıyor. Televizyonda üniformalı üniformasız görevliler/adamlar sopayla birilerini kovalıyor. Öte yanda gazetelerin renkli sayfalarında çorap tutturacaklı iç çamaşırını pantolonunun üstüne giyen sosyete görgüsüzünün bir günlük saltanatı.
Bir tek aydınlık haber arıyorum, bilgisayarın camında bir iki satır:
“Merhaba, Bildiğiniz gibi 27–28 Mayıs tarihlerinde Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları, hazırlanan Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Öngören Yasa Teklifi Taslağını dosya halinde Adalet Bakanı, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı ve milletvekillerine sundu”
Mektubun devamında “Mecliste 2 bakan ve yaklaşık 20 milletvekili ile görüşen Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları’nın milletvekilleri tarafından oldukça sıcak karşılandığı, görüşülen tüm siyasetçilerin duyarlı yaklaşımları ve bakan ve milletvekillerinin konuyla ilgili yaptıkları umut verici açıklamalar “dan söz ediliyor.
Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Öngören Yasa Teklifi Taslağı’na bir göz atıyorum, değişiklik gerekçelerini açıklayan şu bölümü sizinle paylaşmalıyım: “(...)Çocuklar için ceza hukuku bakımından geçerli evrensel koruma ilkeleri vardır. Türk Hukuku’nda bu ilkeler kabul edilmiş ve iç düzenlemelerde Çocuk Koruma Kanunu ile yürürlüğe girmiştir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi bu koruma ilkelerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Anayasamızın 90. Maddesinin 5. fıkrası “ Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.” demektedir. Bu koruma ilkelerinden biri de “Herhangi bir suçtan ceza alan çocuk bakımından suçun türü ne olursa olsun aldığı cezada yaşına göre indirim yapılması, verilen cezanın suçun türüne göre ayrıca arttırılmamasıdır.” Terörle Mücadele Kanunu kapsamında cezalandırılan çocuklar açısından da cezalar her durumda yarı oranında artırılmaktadır. Oysa ceza verilen çocuklar yönünden suçun türüne göre artış yapılmaması gerekmektedir. Genel gerekçede belirtildiği gibi çocuk ceza adalet sisteminin en temel amaçlarından olan “Orantılılık ilkesi” nin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yetişkinler için uygulanan ceza artırımlarının çocuklar açısından uygulanması söz konusu olamaz. Çocuğa verilen cezanın sadece yaşına göre indirime tabi tutulması gerekmektedir. Bu hüküm sadece 16–18 yaş grubu çocuklar için değil 12–18 yaş grubundaki tüm çocuklar için geçerli olduğundan değiştirilmesi bir de bu nedenle zorunludur.”
Bu değişiklik Meclis’ten geçerse aynaya biraz daha rahat bakabilir miyim dersiniz?
Sennur Sezer
ÖNCEKİ HABER

Zeus sunağı

SONRAKİ HABER

Filmatik

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa