23 Haziran 2009 00:00

ALBATROS

Artık düşünce polisi, sanki Orwell’in fütürist, kara ütopya “1984” romanındaki gibi faaliyete geçmiş vaziyette.

Paylaş

Artık düşünce polisi, sanki Orwell’in fütürist, kara ütopya “1984” romanındaki gibi faaliyete geçmiş vaziyette. Artık politik yazıların, kitapların, ifadelerin yanında, romanlar, kahramanlarının davranışları, söylemleri ile yargılanır oldu Türkiye Cumhuriyeti’nde.
Yargılamanın da ötesinde, kitaplar yasaklanıyor da.
Aman roman kahramanları dikkat edin sözlerinize!
Ya din polisi yakalar yakanızı, Nedim Gürsel’in romanı “Allahın Kızları”nın başına gelen gibi.
Ya ahlak polisi düşer peşinize, Fransız Şair Appolinaire’in romanı, “Genç Bir Don Juan’ın Maceraları”nın başına gelen gibi.
Ya da siyasi polis düşer peşinize, sürgündeki yazarımız Hasan Bildirici’nin “Dönüşü Olmayan Yol” romanının başına gelen gibi...
Roman kahramanları da ayaklarını denk alsınlar!
Yazarlar da böyle kahramanları ele almasınlar canım!
Kuşlardan, çiçeklerden bahsetsinler canım!
Konu mu kalmamış?
Pembe aşk romanları yazsınlar.
Elif Şafak nasıl artık “aşkı” anlatıyor, öyle Ermenileri falan roman kahramanı yapmıyor.
Ondan ders alsınlar!
***
Bu arada Umut Yayıncılık’ın “Nergiz” adlı kitabı da nasibini aldı yasaklamalardan.
19 Aralık 2000’de “Hayata Dönüş” adı altında gerçekleştirilen operasyon sonrasında ölüm orucu direnişine başlayan ve direnişinin 123. gününde 11 Nisan 2001’de toprağa düşen Nergiz Gülmez’in yaşam öyküsü anlatılıyordu kitapta.
İlelebet genç kalacak insanlarımızdan Nergiz de.
Onun resmine bakıp da kitabı yasaklayabilmek için nasıl bir yüreğe sahip olunabilir, diye soruyorum kendi kendime.
Devrimci türkü mü, marş mı olurmuş? Su Yayınları da Karacaoğlan yayınlasın canım! Aşık mı kalmamış? İhsani gibileri, Mahzuni gibileri değil elbet.
Halkevleri de, Kızıldere’ye falan gitmesin.
Mahmut Alınak da, Deniz’in, Vedat Aydın’ın, Musa Anter’in adlarını Kars sokaklarına vermeye kalkmasın.
Kimse hatırlamasın nasıl katledildiklerini.
Gerekçeler hazır, “terör örgütünü övmek”ten, “suçu ve suçluyu övme”ye kadar...
Tez yasaklana, kağıdı fabrikaya yollana, böylesi muzır yayınların!
Kellesi vurulan kahramanların zinhar namazı kılınmaya!..
Dora Sakayan, 1922 yılında İzmir’de yaşanan vahşeti mi, o korkunç yangını mı anlatmış, Osmanlı ordusundan emekli Ermeni bir doktorun günlükleri üzerinden?..
Derhal mahkum edile!
Breh breh, nelerden söz ediyor, Mehmet Güler’in “Ölümden Zor Kararlar” adlı kitabının kahramanı?
Keşke romanın sayfalarından çıkarılıp, tıkılsa zindana.
C. savcısı, romanın baştan sona kadar Kürt-Kürdistan temasını işlediğini ileri sürüp, bunu suç delili olarak değerlendirmiş. Mahkeme, Türkiye Yazarlar Sendikası’nın roman hakkında düzenlediği bilirkişi raporunu dikkate almadan mahkumiyeti dayamış.
Şöyle diyordu Türk şiirinin büyük ustalarında Turgut Uyar, 1970 yılında Bilgi Yayınları’nca neşredilen DİVAN adlı kitabındaki “Yokuş Yola” başlıklı şiirinde:

“güllerin bedeninden dikenlerini teker teker koparırsan
dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar
dikenleri kopardığın yerleri bir bahar filân sanırsan
Kürdistan’da ve Muş-Tatvan yolunda bir yer kanar
Muş-Tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
sen bir yaz güzelisin; yaprakların ekşi, suda yıkanırsan
portakal incinir, tütün utanır, incirler kanar
bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan
padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar
Muş-Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki
orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar
el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen
benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar...”

Umut ederim, düşünce polisleri Turgut Uyar’ın bu şiirini de defterden silmez!
RAGIP ZARAKOLU
ÖNCEKİ HABER

KESK, TİS stratejisini değiştirmelidir

SONRAKİ HABER

Boğulmalara karşı anonsla önlem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...