Sözlerinin gereğini yap

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “12 Eylül’le hesaplaşılabilir” diyerek, darbecileri koruma altına alan Anayasa’nın geçici 15. maddesi korumasının kaldırılıp, darbecilerin yargılanabileceğini söyledi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise Baykal ve CHP’nin bunu ilk kez söylemediğini savunarak, sadece anayasanın geçici 15. maddesinin değil, TSK İç Hizmetler Talimatlarının 35. maddesinin de kaldırılması gerektiğini söyledi. Şimdi Baykal’ın sözlerinin gereğini yerine getirerek bu konuya ilişkin somut adımlar atıp atmayacağı merak ediliyor.
Deniz Baykal önceki akşam Arena Programı’nda Uğur Dündar ve Nedim Şener’in sorularını yanıtladı. ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ belgesine değinen Baykal, “12 gündür bu kadar önemli bir belgenin net olarak doğru olup olmadığının cevabının verilememiş olması gerçekten çok üzüntü vericidir. Bu gecikmenin Türkiye’deki yanlış gerginliği, sakıncalı kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte olduğunu görüyorum” dedi.
‘DARBELERLE BİR YERE GİDİLEMEZ’
“Genelkurmay ile bağlantılı ancak Genelkurmay dışında ve askeri hiyerarşi dışında birilerinin böyle bir çalışma yaptığının ortaya çıkması tabii ki çok vahim bir tablodur, üzüntü verici bir olaydır. Tekrar böyle bir tabloya tanık olmak hepimizi yaralar, üzer” diyen Baykal, “Türkiye’nin artık askeri müdahalelerle ülkenin bir yere gitmeyeceğini yeterince deneyip gördüğünü” söyledi. Baykal darbelere gerekçe olarak sunulan sorunların çözümü bir yana, yeni yeni sorunlarla, sıkıntılarla, gerilimlerle ülkeyi karşı karşıya bıraktığının, yaşanarak görüldüğünü ifade etti.
ANAYASAL GÜVENCE KALDIRILABİLİR
Daha sonra sözlerini 12 Eylül darbesine getiren Baykal, “12 Eylül’le hesaplaşılabileceği” mesajını verdi. Baykal, darbelerin incelenebileceğini, 12 Eylül askeri müdahalesinin gündeme getirilebileceğini, anayasadaki güvencenin kaldırılabileceğini, Türkiye’nin askeri müdahaleyle hesaplaşabileceğini söyledi. Baykal, “Bu belge de belki onun bir parçasıdır, içeride yuvalanma vardır ya da hiyerarşi içinde hazırlık vardır ya da daha önce komuta kademesi, kuvvet komutanları kendi aralarında konuşmuşlar, niyetlenmişler ama uygun görmemişler, yapmamışlardır. Onun irdelenmesi gerekirse ele alınabilir. Bunlar Türk siyasetinde geçmişte büyük önem taşımış, halen de dikkatle incelenmesi gereken, gelecekte de önem taşıyacağını düşündüğüm konularıdır. Bunların hepsine yönelik devletin hukuk sistemiyle, güvenlik örgütleriyle, silahlı kuvvetleriyle, medyasıyla, sivil toplumlarıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle bunlara karşı bir güvenlik geliştirmesine ihtiyaç vardır” dedi.
‘ 35. MADDE DE KALDIRILMALI’
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart da Baykal’ın ve CHP’nin bu konudaki söyleminin yeni olmadığını savunarak, 22. yasama döneminde de bu konuyu sık sık dile getirdiklerini ifade etti. Kart, sadece darbecileri koruyan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin değil, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu 35. maddesinin de değiştirilmesi, ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti. Siyasi iktidarın bu konularda demagoji ve hamasetin ötesine geçmediğini belirten Kart, “Darbe ve darbecilerle mücadelenin Ergenekon çete soruşturması ile olmayacağını” savundu.
CHP olarak 12 Eylül’ün ve darbecilerin yargılanmasını sağlamak için somut bir girişimde bulunup bulunmayacakları sorusuna ise Kart, “Elbette bunları kişisel olarak dile getiriyorum. Grup yetkilisi değilim. Ama inanıyorum ki, partimiz bundan kaçınmayacaktır” dedi. Kart kendisinin görevini yapmaktan kaçınmayacağını, kişisel olarak böyle bir girişimde bulunabileceğini ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)

---

DARBELERİN DAYANAĞI 15. MADDE
Anayasa’nın geçici 15. maddesi 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını engellerken, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu 35. maddesi de darbelere gerekçe oluşturuyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu “TC Umumi Vazifeler” başlığı altındaki 35. madde metni şöyle; “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.”

---

‘MECLİS’E GETİR DEĞİŞTİRELİM’
Partisinin grup toplantısında da konuyu gündeme getiren CHP lideri Baykal, şöyle konuştu: “Eğer, Türkiye’de 12 Eylül ile ilgili bir hesaplaşmayı, siyasi iktidar, gerekli, yararlı, doğru buluyorsa, elini tutan mı var? Gereğini yaparsın. Anayasanın 15. maddesi var. Değiştirme ihtiyacındaysan, getirirsin, değiştiririz. ‘Artık geçmişi kurcalamayalım’ diyorsan, onu da bilelim. ‘Bunu kaşımakta yarar yok, bitti’ diyorsan, bunun senin demokrasi ve darbelerle mücadele anlayışına getireceği kısıtlamayı, sınırları da o zaman içine sindir. ‘12 Eylül’ü bıraktık, ondan sonrakilerle meşgulüz’ diyorsan, onları da getir, takip edelim. ‘Hazırlandı, uygulanmadı, anılar yayınlandı, kendi aralarında konuştular, yaptılar, suç’ diyorsan, onu da inceleyelim” dedi. İrticayla Mücadele Eylem Planı’na da değinen Baykal, belgenin tartışılmaya başlanmasının üzerinden 12 gün geçtiğini, ancak konunun aydınlığa kavuşturulamadığını ifade ederek, “Türkiye, 12 günden beri bu konuda karanlıktadır. Ne olduğu meçhuldür” dedi. Belgenin sahte olması ihtimaliyle ilgili olarak da, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “Eğer doğru değilse, ne olacağını o zaman görürsünüz” yorumunu hatırlatan Baykal, “Bu tablonun ne olduğunu bir an önce görmek istiyoruz” dedi.