26 Haziran 2009 00:00

Mutluluğu çok gördüler

Zeliha Kılıç ile eşi Halit Kılıç, 14 yıldır anne-baba olma özlemi çekiyordu. Nihayet bekledikleri oldu, Zeliha Kılıç’a ‘üçüz bebek bekliyor’ teşhisi konuldu. Ağrı Doğu Beyazıt’tan apar...

Paylaş

Zeliha Kılıç ile eşi Halit Kılıç, 14 yıldır anne-baba olma özlemi çekiyordu. Nihayet bekledikleri oldu, Zeliha Kılıç’a ‘üçüz bebek bekliyor’ teşhisi konuldu. Ağrı Doğu Beyazıt’tan apar topar İstanbul’a geldiler, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giriş yaptılar. Hastanede 15 gün yatan Zeliha Kılıç, iki gün önce üçüzlerini doğurdu.
Ancak üçüzler 3 ay erken doğmuştu, hastanede ise kuvöz yoktu. 2’si kız 3 bebeğin, özel hastaneye sevk edilmesi istendi. Ancak baba Halit Kılıç yeşil kartlıydı ve özel hastane masraflarını karşılayamayacaktı. Ancak hastaneden “Anlaşmamız var. Bir sorunla karşılaşmayacaksınız” yanıtını aldı ve bebekler ayrı ayrı kuvözlere konularak Özel Çağıner Hastanesi’ne götürüldü. Baba Halit Kılıç’ı, burada kötü sürprizler bekliyordu.
‘ANLAŞMAMIZ YOK’
Hastane yetkilileri sevk belgesi istedi. Zeynep Kamil’den sevk belgesi isteyen Halit Kılıç, buradan aldığı yanıtla şaşkına döndü: “O hastaneyle anlaşmamız yok, sevk edemeyiz.” Üstüne üstlük, Özel Çağıner Hastanesi bir gün için 4 bin 500 TL fatura çıkardı. Halit Kılıç, bu parayı ödeyemeyeceğini belirtince hastanenin başhekimi, Zeynep Kamil Hastanesi yetkilileriyle görüşerek Ümraniye Devlet Hastanesi’ne sevk kararı aldı.
TEK KUVÖZDE TAŞINDI
3 bebek tek kuvöze konularak Ümraniye Devlet Hastanesi’ne götürülüyordu ki, enfeksiyon kaptığı iddia edilen erkek bebek, yolda yaşamını yitirdi. Diğer 2 bebek hastaneye yetişebildi, ancak onların durumunun da kritik olduğu belirtiliyor. Anne Zeliha Kılıç’ın sağlık durumunun da ciddiyetini koruduğu açıklandı.
“14 yıldır çocuk özlemi çekiyordum. Üçüz bebeğim oldu, diye sevinirken bu durumla karşılaştık” diyen baba Halit Kılıç, ilgili yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
‘MEDYAYA VERECEĞİZ DEYİNCE...’
Zeliha Kılıç’ın kardeşi Sait Kalkan ise, tepkisini şöyle dile getirdi: “15 gündür hastanede tedavi gören annenin üçüz bebeği olacağını bilindiği halde kuvöz ayarlanmaması bizi düşündürüyor. Ayrıca bebekler neden daha önce Ümraniye Devlet Hastanesi’ne değil de özel bir hastaneye sevk edildi? Olayı medyaya taşıyacağımızı söyleyince özel hastanenin yetkilileri talep ettikleri parayı almadan apar topar bebekleri sevk etti. 3 bebek bir tek kuvöze konuldu. Hakkımızı arayacağız” dedi.
Hayatını kaybeden bebek, babası tarafından Hekimbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, aynı kuvöze konulan üçüzlerden birinin ölmesi ile ilgili açıklama yaptı. Hastanedeki tüm yenidoğan yoğun bakım yataklarının ve suni solunum cihazlarının dolu olması nedeni ile bebeklerin özel bir hastaneye sevk edildiği belirtildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü iki bebeğin tedavisinin devam ettiği bilgisini verdi.

Sağlıkta yıkımın fotoğrafı: Şiddet
Cumali Akkaş

ADANA’da bir hasta yakını çocuğunun ateşi düşürülmediği iddiası ile sağlık emekçilerine saldırdı. Çukurova Kadın ve Çocuk Hastanesi’nde yaşanan olay sonrasında iki güvenlik görevlisi yaralanırken, Hastane Başhekimi Savun Özel saldırı sonrasında çalışanlara ‘Hastaları memnun etmiyorsunuz. Hastaları memnun etmezseniz saldırıya uğrarsınız’ diyerek çalışanları suçladı.
Geçtiğimiz hafta Adana’da bulunan Çukurova Kadın ve Çocuk Hastanesi’ne çocuğunun yüksek ateşi nedeniyle gelen bir kişi çocuğunun ateşinin düşürülemediği gerekçesi ile yakınlarını toplayarak hastane çalışanlarına saldırdı. Saldırının ardından iki güvenlik görevlisi yaralanırken, yaralı güvenlik görevlileri apar topar izne çıkartılarak köylerine gönderildi. Ayrıca çalışanlar hastane yönetimi tarafından şikayetçi olmamaları konusunda uyarıldı.
SAĞLIKÇILARI SUÇLADI
Saldırının ardından çalışanların şikayetçi olmasının başhekim tarafından engellendiği iddia edildi. Bir başka iddia ise Hastane Başhekimi Savun Özel’in, saldırı sonrasında çalışanları toplayarak, ‘Hastalara iyi bakar ve memnun ederseniz saldırı olmaz. Bundan sonra hastaları memnun edeceksiniz. Yoksa saldırılar devam eder’ diyerek çalışanları tehdit etmesi. SES, başhekimin çalışanlara yaklaşımının müşteri ilişkisini andırdığını ifade ederek, başhekimin açıkça, ‘Müşteri ne derse ne yaparsa haklıdır’ mantığında olduğunu belirtti.
HEMŞİRE BAŞINA 50 HASTA DÜŞÜYOR
Akşamları hemşire başına 50 hastanın düştüğü hastanede uzun zamandır kadrolu eleman alımı yapılmıyor. Çalışanların büyük çoğunluğunu 4/B ile kuruma geçiş yapan sağlık çalışanları oluşturuyor. 4/B’li oldukları için üzerlerinde bakı oluşturulan çalışanlar yaşadıkları sıkıntıları dile getirmekte zorlanıyorlar.
ÇALIŞAN DEĞİL SİSTEM SUÇLU
SES Şube Başkanı Mehmet Antmen, başhekimin hastanenin imajı zedelenmesin diye olayın üstünü örtmeye çalıştığını söyledi. Gelişen olayın sağlık politikalarının sağlık hakkının tümüyle piyasalaştırılmasından kaynaklandığına dikkat çeken Antmen, “Çıkartılan yasalar ile acil servislerin ortadan kaldırılması da hedefleniyor. Böyle olunca acil servis personel sayısı azaltılıyor. Azalma sonucu bu tip olaylar da meydana geliyor. Yani sağlık sisteminin hatalarını çalışanların sırtına yüklüyor” dedi. Sağlıkta yaşanan sorunların çalışanlardan değil sistemden kaynaklandığını dile getiren Antmen, buna rağmen çalışanların hedef haline getirildiğini ifade etti. Gerçek sorumluların bulunmasını ve gereken hukuki işlemin başlatılmasını isteyen Antmen, bu tür saldırılara sessiz kalmayacaklarını vurguladı. (Adana/EVRENSEL)
(İSTANBUL)

Her 5 kişiden birinin sağlık güvencesi yok
1992’de Demirel ve İnönü koalisyonu tarafından başlatılan ve 10.2 milyon kişiye ulaşan yeşil kart uygulamasının kaldırılması gündemde. Yoksullara sağlık güvencesi sağlamada ulaştığı başarı her zaman tartışılan yeşil kartın suiistimallere açıklığı ve tüm yoksullara ulaşamaması eleştiri konusu olmaktan hiç çıkmadı.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’ tarafından hazırlanan rapor, ‘Türkiye’nin en maliyetli sosyal politikası yeşil kartın güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarıyor. ‘Yeşil kart’ uygulaması, herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmayan yoksulların sağlık harcamalarının devlet tarafından karşılanmasını hedefliyor. 2006 yılı verilerine göre 72.6 milyon nüfusa sahip Türkiye’de, 10.2 milyon yeşil kartlı (yüzde 14.1) bulunuyor.
YEDİDE BİR
Bir yandan, çalışma çağındaki nüfusun en düşük gelirli 15 milyon kişinin yüzde 30’unu oluşturan 4.5 milyonu sağlık güvencesinden tamamen yoksun. Yani ne SGK kapsamındalar ne de yeşil karta sahipler. Öte yandan da, yeşil kartlıların yüzde 21’i yasaya göre yeşil kart almak için gereken sınırdan daha fazla gelire sahip.
Nüfusun yüzde 14.1’i, yani her yedi kişiden biri, yeşil kart uygulamasından faydalanırken, yüzde 19.8’i, yani her beş kişiden biri resmi bir sağlık güvencesinden yoksun durumda. ‘Tipik bir yeşil kartlı’ profili şöyle anlatılıyor: “Eğitimsiz ya da çok düşük eğitime sahip, kalabalık bir aileye mensup, evini soba ile ısıtıyor ancak oturduğu evde ev sahibi, otomobili yok, eğer çocuk ya da ev kadını değilse çalışıyor ancak kayıt dışı...”
YEŞİL KARTLI PROFİLİ
* Eğitim: 15 yaş ve üstü yeşil kartlıların yüzde 90’ı ilköğretim ve altı eğitime sahip. Yüzde 27’si okuma yazma bilmiyor
* Aile tipi: Yeşil kartlıların yüzde 76.7’si 3+ çocuklu veya ataerkil ve geniş ailelerde yaşıyorlar
* İstihdam: 15+ yaştaki yeşil kartlıların yüzde 50’si istihdamda
* Ev sahipliği: Kentlerde yaşayan yeşil kartlıların yüzde 74.6’sı oturdukları evlerde ev sahibi durumundalar
* Kaç kişi: Türkiye nüfusunun yüzde 14.1’i, yani her yedi kişiden biri yeşil kart uygulamasından faydalanıyor. Yüzde 19.8’i, yani her beş kişiden biri resmi bir sağlık güvencesinden yoksun durumda. (ANKARA)
ÖNCEKİ HABER

G.Saray çalışıyor, Lincoln yok

SONRAKİ HABER

LeBron James’in yanına Shaquille O’Neal geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...