26 Haziran 2009 00:00
İŞKENCE YAPABİLİRSİNİZ!
İŞKENCEYE karşı küresel bir duyarlılığın oluşabilmesi için Birleşmiş Milletler tarafından 1987 yılında İşkenceye Karşı Sözleşme ilan edildi. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olan 26 Haziran da...
İŞKENCEYE karşı küresel bir duyarlılığın oluşabilmesi için Birleşmiş Milletler tarafından 1987 yılında İşkenceye Karşı Sözleşme ilan edildi. Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olan 26 Haziran da, 1997 yılında İşkence Görenlerle Dayanışma Günü ilan edildi. Buna rağmen işkence vakaları, çocuklar üzerinde de dahil olmak üzere hâlâ devam ediyor ve işkencecilere ceza vermeyen otoriteler işkencecilere adeta İşkence yapabilirsiniz diyerek destek oluyor.
İnsan hakları örgütleri ve sanatçılar, İnsan Hakları Derneğinde mağdurlara destek olmak için bir araya geldi. Sanatçılar, işkence gören çocukların beyanlarını seslendirirken, İHD Sözcüsü Gülseren Yoleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Başkanı ve yazarımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfından (TOHAV) Hakan Gündüz, konuyla ilgili açıklama yaptılar.
Fincancı, 2006 yılında çocukların haykırışlarını dinledik. 2006dan 2009a kadar bu işkenceleri gerçekleştiren görevlilerin hiçbiri ceza almış değil, hatta yargılanmış bile değil. Ama bu çocuklar hâlâ örgüt suçundan cezaevinde. Çocuklara ceza verilebiliyor, ama görevlilere hiçbir ceza verilmediğini görüyoruz dedi. Ceza verilmeyerek güvenlik güçlerine İşkence yapabilirsiniz mesajı verildiğine dikkat çeken Fincancı, birçok işkence mağdurunun korktuğu için ifade vermediğini vurguladı.
SANATÇILAR SES VERDİ
İşkenceyle mücadelenin sürekli olmasını vurgulayan destekçilerin bir kısmı da sanatçılardan oluşuyordu. Lale Mansur, Derya Alabora ve Zeynep Tanbay, 2006 yılında polis şiddetine maruz kalmış çocukların ifadelerini seslendirdi. İfadelerden birkaçı şöyle:
B.K. (Beyan): Bana Çarşı Karakolunda Soyun dediler. Ana avrat, sinkaflı (tecavüzlü) küfürler ettiler. Bir arkadaşıma Soyun seni sinkaf edeceğim dediler.
Ç.S. (Beyan): Kafama silahın dipçiği ile vurdular. Bu darbenin etkisiyle hiçbir şey göremedim, duyamadım. 35-40 dakika boyunca beni sürekli dövdüler.
C.D. (Beyan): Bağlar Karakolunda bizi çırılçıplak soydular ve su döktüler. Çıplak halimizle bizi bir saat beton zemin üzerinde beklettiler. Saat başı gelip ıslattılar, yine aynı şeyi yaptılar. Beş defa sürdü bu durum.
(İstanbul/EVRENSEL)