28 Haziran 2009 00:00
Pakistanlı kadınların çağrısıdır
Sevgili arkadaşlar!Bildiğiniz gibi Pakistanda yaşananlar alarm düzeyine ulaştı. Dünya kaynakları üzerinde mutlak bir kontrol elde etmek isteyen ABD hükümeti, dünyanın çeşitli yerlerinde savaş politikaları ve iç karışıklık yaratma uygulamasını sürdürüyor.
Sevgili arkadaşlar!
Bildiğiniz gibi Pakistanda yaşananlar alarm düzeyine ulaştı. Dünya kaynakları üzerinde mutlak bir kontrol elde etmek isteyen ABD hükümeti, dünyanın çeşitli yerlerinde savaş politikaları ve iç karışıklık yaratma uygulamasını sürdürüyor. Bu ülkelerden biri olan Pakistan, terörizme karşı savaş adı altında yürütülen politikalarda bir sınır ülke rolü oynamaya zorlanıyor. Pakistanın yönetici elitleri, kendi çıkarlarını korumaya çalışırlarken, toplumun refahını hiçe sayıyorlar. Onlar yalnızca tek bir gündeme sahipler, o da Amerikan talimatlarına harfi harfine uyma gündemi.
Biz, kadınlar ve işçiler olarak bu politikalardan ilk etkilenen kesimiz ve korkunç boyutlara ulaşan işsizlik, yoksulluk, açlık, zorunlu göç ve terör saldırılarının en çok etkilediği kesimi oluşturuyoruz.
1750 fabrikanın kapandığı, sanayi alanlarının yok edildiği ülkemizde, halkımızın yüzde 75i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Geçtiğimiz altı ay içinde yalnızca Karachide 250 bin işçi ve geçici işlerde çalışan insan geçimlerini sağlayamaz oldular. Temel hak ve özgürlüklerin durumu hiç bu kadar kötü olmamıştı. Yalnızca geçtiğimiz ay Karachi ve Lahorda 50 kişi saldırıların hedefi oldu ve hayatını kaybetti. Geçtiğimiz hafta çeşitli şehirlerde yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, binlerce insanın ağır şekilde yaralandığı ve sakat kaldığı 10 bombalı saldırı gerçekleşti. Svatta ve ülkenin kuzey bölgelerinde 2 milyon insan yaşananlar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Kadına yönelik şiddet, insanlığı utandıracak derecede arttı. Kadınlar, en yakın akrabaları olan amcaları, kardeşleri, babaları tarafından eziyete uğruyorlar ve öldürülüyorlar. Toplumsal ve hukuki sistem, kadınlara hiçbir koruma sağlamıyor, kadınların katilleri hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor. Polis, terörle mücadele gerekçesini kullanarak herhangi birini öldürme özgürlüğüne sahip.
Biz kadın işçiler, Pakistanda ve tüm dünyada din, ırk, renk, kriz ve terörizm adına yürütülen bu kirli savaşı nefretle kınıyoruz.
Bu karanlık ortamda, inanıyoruz ki yalnızca işçiler ve halkın bilinci ve toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasi gerçekleri en doğru şekilde kavrayışı, bütün bu yaşananları değiştirecek güce sahiptir. Ulusal, bölgesel ve uluslararası siyasetin görünen ve saklanan tüm gerçeklerini öğrenmek zorundayız ve farklı boyutlarda bu gerçekleri ifşa etmek durumundayız. Yaşanan bütün bu yıkımların, dehşetin, çatışmaların ve baskı ortamının karşısında dirençle durmalıyız. Emperyalist ve faşist güçlere karşı bizim yürüteceğimiz birleşik ve zorlu bir mücadele onları durdurur ve yok eder. Biz kadınlar ve işçiler, birbirimizi desteklemeli ve dünyada ve ülkemizde barış ve adaletin sağlanması için uluslararası dayanışmayı güçlendirmeliyiz.
Yaşasın enternasyonal işçi dayanışması!
Dayanışma duygularımızla...