28 Haziran 2009 00:00
Coşkunun akıbetini sordular
KAYBEDİLEN yakınlarını arayan, faillerinin hesabını soran Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanında oturdukları 222inci haftayı geride bıraktı. 1995te Elazığda kaybedilen ve mezarı bulunan...
KAYBEDİLEN yakınlarını arayan, faillerinin hesabını soran Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanında oturdukları 222inci haftayı geride bıraktı. 1995te Elazığda kaybedilen ve mezarı bulunan Hasan Ergulun DNA sonuçlarının kesinleştiği bu günlerde kayıp yakınları, Bütün bunlara rağmen yetkililer failleri korumaya hala devam ediyor. Sorumlulara sesleniyoruz, sizin yalanlarınıza hiçbir zaman inanmadık, inanmayacağız, kayıplarımızın unutulmasına asla izin vermeyeceğiz dedi.
1995te kaybedilen Abdurrahman Coşkunun dosyasının Ergenekon savcılarına gönderildiği eyleme, Coşkunun yengesi Mukaddes Coşkun da katıldı. Şair Ruhan Mavrukun Cumartesi Anneleri için yazdığı şiirini okumasının ardından, 12 Eylül 1994te kaybedilen Kenan Bilginin kardeşi İrfan Bilgin, Coşkunun öyküsünü anlattı:
ÖNCE MAYINA BASTI
Abdurrahman Coşkun, 1 Nisan 1974te Mardin Dargeçitin Ulaş Köyünde doğmuştu. Hem çobanlık yapıyor, hem de okuyordu. 1993te bir grup asker tarafından, iki arkadaşıyla birlikte alınarak bir mağaraya götürüldü. PKKliler için tuzak kuran askerler, Gidin içeriye bakın orada ne var diyerek onları mağaraya soktu. İçeri girer girmez patlayan mayın, Abdurrahmanın bir gözünü kaybetmesine neden olurken, diğer 2 arkadaşı yaşamını yitirdi.
7 KİŞİ DE KAYBEDİLDİ
2 yıl sonra ise 29 Ekim 1995te, gece saat 03.00te köye yapılan baskında, 6 kişiyle birlikte gözaltına alındı. Ertesi gün Abdurrahmanın gözaltında olduğunu kabul eden askeri tabur, bir gün sonra ise 5 kişiyi bıraktık, iki öğrenciyi Mardine gönderdik dedi. Aile, 9 gün boyunca aynı cevabı aldı. Mardindeki savcı, Sizin savcınız var, niye buraya geliyorsunuz dedi, Dargeçitteki savcı ise Bana kağıt geldi, serbest bırakmışlar dedi. Aileler, savcının Mardin savcısını arayarak niye tekrar bana gönderdiniz diye tartıştığına tanık oldu. Coşkundan bir daha haber alınamadı, babası ise köy ortasında işkenceyle öldürüldü. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Milli Savunma Bakanı Vefa Tanır, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, OHAL Valisi Ünal Erkandı.
(İstanbul/EVRENSEL)