30 Haziran 2009 00:00
GÜNCEL
Düğün yok bayram yok, Genelkurmay Başkanı Başbakanı neden ziyaret etti? Üstelik daha birkaç gün önce görüşmüşlerken ve ertesi gün tekrar MGK da görüşeceklerken.
Düğün yok bayram yok, Genelkurmay Başkanı Başbakanı neden ziyaret etti? Üstelik daha birkaç gün önce görüşmüşlerken ve ertesi gün tekrar MGK da görüşeceklerken.
Acaba, bütün bir hafta boyunca süren bilek güreşinden sonra, askerlerin ağır cezalık suçlarda sivil mahkemelerde yargılanacağına dair kanunun sessizce TBMM den geçirilmesi tüy mü dikti?
Bazı köşe yazarları, AKP (tabii Başbakan Erdoğan) iktidarını ve geleceğini güvenceye almak için ABne girmeye çalışıyor ve ABden destek alarak askerlere karşı iktidarını korumak istiyordu, daha sonra askerlerle mutabakat yaptı ve askerlerin AKP iktidarını devirmek için girişimlerde bulunmaması sözü üzerine ABye girme çalışmaları yavaşladı, şimdi askerlerin AKPyi devirme planları ortaya çıkınca, başbakan tekrar ABden güvence aramaya yöneldi vs. mealinde yorumlar yapıyor.
Gizli kapılar ardında neler konuşuldu, nasıl pazarlıklar yapılıyor? Bilmediğimiz için, bu tür yorumların doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda bir şey söylemek zor.
Bir başbakanın ana muhalefet partisi başkanından daha çok Genelkurmay Başkanı ile kapalı kapılar arkasında görüşmeler yapması da ilginç. Ancak, bizim ülkemizde, bir de Patagonyada olur böyle şeyler.
Bir diğer söylenti, bu durumda daha akla yakın gelmeye başlıyor. Erdoğan ile Büyükanıt arasında yapılan Dolmabahçe görüşmesi ve mutabakatının aslında askerler ile AKP arasında değil, Başbakan ile Büyükanıt arasında olduğu, Büyükanıt aleyhine Başbakanın elinde bazı siyasi kozlar bulunduğu, Büyükanıt ın kişisel mutabakatının emekli olmasıyla sona erdiği vs. vs.
Tabii, şu sıralar Türkiye limanlarının Kıbrıs Cumhuriyeti ne açılması için 2009 sonbaharına kadar AB tarafından verilen sürenin dolmak üzere olması; Ruhban Okulunun açılması, Kıbrısa limanların açılması gibi konularda ABnin (ve ABDnin) AKP Hükümetine baskı yapması da iç siyaseti kızıştıran nedenlerden sayılabilir.
Dünkü ziyaret, gece geçen kanunun nasıl geri alınması ( Cumhurbaşkanının bir daha görüşülmek üzere geri çevirmesi vb.) üzerine askerlerin isteklerinin sunulması babında yapılmış olabilir, Adalet Bakanının görüşmeye katılması da bu ihtimali akla getiriyor.
Egemen siyasal güçler arasındaki iktidar mücadelesi kızışırken, bir taraftan da emekçilerin haklarını ve ceplerindeki parayı azaltan yasalar, uygulamalar birer birer yürürlüğe konuyor.
Rakip siyasi güce karşı mücadelesini demokrasi mücadelesi gibi göstermeye çalışan hükümet, işçi ve emekçilerin en temel haklarını yok saymaya devam ediyor.
Gazeteciler, yazarlar yargılanıyor. İfade özgürlüğüne tahammülleri yok.
Sendikacılar tutuklanıyor, (SES Şişli Şube Başkanı Rabia Tuncer ve Şube Sekreteri Akife Aktaşın örneğinde olduğu gibi), sürülüyor. AKP yanlısı sendikalara diğer sendikalardan üye yapmak için siyasi baskı yapılıyor. Sendikalara, örgütlenme özgürlüğüne tahammül yok.
Kürt sorununu çözeceğiz masalları ile Kürtler aldatılmaya çalışılıyor. Aleviler açılım sözleri ile oyalanıyor.
Emek ve demokrasi güçleri olarak, fillerin itişmesini seyretmek yerine, haklarımızı elde etmek için birleşmek ve mücadeleyi yükseltmekten başka çaremiz yok.
KAMİL TEKİN SÜREK