01 Temmuz 2009 00:00
BAŞYAZI
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, randevuyu 26 Haziran 2009 günü, Genelkurmayda yaptığı basın toplantısında vermişti. Çünkü ona göre; TSKya karşı kimi güçler; basın üstünden asimetrik ve psikolojik harekat yöneltmişti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, randevuyu 26 Haziran 2009 günü, Genelkurmayda yaptığı basın toplantısında vermişti. Çünkü ona göre; TSKya karşı kimi güçler; basın üstünden asimetrik ve psikolojik harekat yöneltmişti. Savcılar, emniyet, hükümet yandaşı basın, hatta hükümeti de kapsayan bu iddiasını Başbuğ, MGKya getireceğini açıklamıştı.
Başbuğun bu, MGKda görüşeceğiz randevusundan sonra bir de Meclisten; kimine göre bir gece yarısı operasyonuyla, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak veren yasa geçirilmişti. Üstelik bu yasa değişikliği hakkında Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığının da görüşü alınmamıştı!
Olanları izleyen çoğu kişi, bu kadar birikmiş ve önceden meydan da okunarak işaret edilen MGKnın şiddetli tartışmalara sahne olacağını düşünüyordu.
Ama MGKdan bir gün önce Ankarada beklenmedik bir trafik yaşandı:
Perşembe günü yapılması gereken Başbuğ-Erdoğan görüşmesi pazartesi gününe alındı, askerin ve hükümetin başı, bir buçuk saatlik bir görüşme yaptı. Bu görüşme öncesinde Başbakan Adalet Bakanıyla görüştü. Sonra Başbakan, ardından da Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı Emre Tanerle görüştü. Bu arada hükümet, pazartesi günü, sonra da salı günü MGK toplantısından önce toplanıp, gelişmeleri değerlendirdi. Ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, pazartesi günü; İrtica ile Mücadele ve Eylem Planı konusundaki tartışmalar için; Keşke savcıların girişimlerin sonucu beklenseydi diyerek, hükümet ve Genelkurmay arasındaki önceden yapılmış saflaşmayı doğru bulmadıklarını söyleyerek, geri adım atacaklarını belli etmiş oldu.
Öte yandan Çinden dönen Cumhurbaşkanı da; Kurumları birbiriyle karşı karşıya getirmek isteyenlerin olabileceğine dikkat çekerek, herkese makul olma uyarısı yaptı.
Ve dün, bir gün önce, ancak emir komuta disiplini içinde olabilecek ortak bir kararla belge ile ilgili olarak Ergenekon savcılarının; Savcılığa gelin! çağrısına uymayan 8 subay, dün aynı disiplinle; savcılığa giderek ifade verdiler.
Yani 29 Haziranda girişilen görüşmelerle, 30 Haziranda yapılacak MGKda esecek sert rüzgarlar önlenmiş oldu. Ve 30 Haziran MGKsı, toplantıdan sonra yapılan açıklamanın ne olduğundan bağımsız olarak, bir uzlaşma MGKsı olarak, değerlendirilecektir. En azından kamuoyu önünde yürütülen çok taraflı (çok odaklı) psikolojik harekat, kapalı kapılar arkasına alınıp orada tartışılacaktır.
Kısacası MGK bir gün önce Erdoğanla Başbuğ arasındaki görüşmeler sonrasında; Üstünde kavga edilmekten çok uzlaşmak için ele alındığı bir MGKya dönüşmüş bulunuyor. Yani ülkeyi yöneten iki mihrak; bundan sonrası için bir uzlaşmaya varmış görünüyorlar. Ama, Türkiyenin sorunları böylesi çözüm dayatmış ve hükümetinden parlamentosuna, TSKsından Emniyetine, ülke sorunları karşısındaki çözümsüzlükleri sürdükçe, her adımda benzer kavgalar ve gürültülü tartışmalar olacaktır. Ama arkasında da yapılan pazarlıklar ve yeni uzlaşmalarla, yönetimdeki pay oranlarının yeniden dağıtılması oyunu yeniden yeniden oynanacaktır.
Ve dün açıklanan Türkiye tarihinin en büyük ikinici küçülmesi (yüzde 13.8); bu çelişkili zirve çatışmalarını daha da artıracak bir etken olarak, kendini bu tartışmaların ortasına atmıştır.
13.8, yaşanan dünya ekonomik krizinin de en büyük küçülmesidir. Ve bugünden itibaren gündemde, bu tarihsel küçülmenin etkisinin daha şiddetle kendisini duyuracağı da kuşkusuzdur.
İHSAN ÇARALAN