02 Temmuz 2009 00:00
Şişecamın kârından işçisi habersiz
KRİZ gerekçesiyle her gün yeni bir yaptırımla karşılaşan Trakyadaki cam işçileri, Şişecamın 2008 yılı kârını duyunca kendilerine ödetilen bedele adeta kahrettiler.
KRİZ gerekçesiyle her gün yeni bir yaptırımla karşılaşan Trakyadaki cam işçileri, Şişecamın 2008 yılı kârını duyunca kendilerine ödetilen bedele adeta kahrettiler. Hiçbir zaman zarar ettiğine inanmadıkları Şişecamın 120 milyon TLlik yıllık kârını öğrenen işçiler, fabrikalarında, Bunca kâr ettirdiğimiz fabrika bize bir yıl baksa ne olur? Verdiğimiz tavizlerle böyle nereye kadar gider soruları etrafında tartışma başlattılar.
Fabrikayla ilgili konularda, herkes sus pus olmuştu. Bir araya geldiğimizde dereden tepeden konuşuyorduk. Bir hafta oldu, krizle ilgili alınan kararları tartışmaya, konuşmaya başladık. Bu tartışmaları yaygınlaştırmak lazım, susmanın faydası yok... Bu sözler, Trakya Camda çalışan bir işçiye ait.
Tartışmaların başlamasının sebebi, 19 Haziran Cuma günü gazetemizde yer alan, Şişecamda Patronların Rüyası Gerçek Oldu başlıklı haber... Haberimizde, Şişecamın 2008i büyük bir kârla kapatmasına ve yatırımlarını sürdürmesine rağmen 1 Ağustostan itibaren işçileri 4 gün çalıştırıp 3 gün ücretsiz izne göndereceği bilgisi yer alıyordu. Haber cam işçilerinden büyük ilgi gördü. İşçilerden edindiğimiz bilgilere göre haber, Trakya Cam ve Oto Camda daha çok tartışılmış.
Şişecamla ilgili haberde yer verilen rakamlara şaşırdığını belirten bir işçi, Ben Şişecamın zarar ettiğine inanmıyordum gerçi, ama açık söyleyeyim, bu kadar olduğunu bilmiyordum diyor ve Hocam, o rakamlar doğrudur, değil mi? Başın belaya girmesin sonra... diyerek şaşkınlık ve kaygısını bildiriyor.
Rakamları Şişecamın resmi internet sitesinden aldığımızı söyleyince, işçileri kandırmak için fabrikada yürütülen kara bir propagandadan haberdar olduk.
İşçilerin gerçeği öğrenmesini istemeyen patron temsilcilerinin savunması şöyle: Şirket, sitesine o rakamları koyuyor, çünkü borsada hisselerinin düşmesini istemiyor. Gerçek rakamlar öyle değil. Gazetenin haberi gerçeği yansıtmıyor, Şişecam zarar ediyor.
GEÇİCİ DENİLENLER KALICILAŞIRSA?..
Bir Oto Cam işçisi, bir ara üretim kapasitesinin düştüğünü, ama şimdi son sürat çalıştıklarını, Oto Camda TF 10 adlı yeni fırının yakında üretime başlayacağını anlattı. Biz bu kadar yıldır Şişecamı sırtımızda taşıdık, bugünlere getirdik. Şişecam şu anda dünya tekeli durumunda. Bu bizim emeğimizle oldu. 2008de, ne kadar büyüdüğünü de, Evrenselin haberinde gördük. Fakat o bizi üç adım taşıyamadı. Faturayı bizim üzerimize kesiverdi. Bir yıl bize hiç çalışmadan baksa, kocaman şirket batar mıydı sanki? Kaldı ki, makinelerin hiç durduğu da yok sözleriyle, Şişecamın, krizi fırsata çevirmesine olan tepkisini yansıttı.Bir başka Oto Cam işçisi, Bu iş burada kalsa iyi Korkarım bundan sonra patron, her sıkıştığında, Kriz var, siparişler durdu deyip Haydi ücretsiz izne, Haydi falanca bölüme derse ne olacak? Nasıl olsa yolu açıldı. Zaten yıllardır esnek çalışmayı yerleştirmeye çalışıyordu. Bu krizi fırsat bilip geçici dedikleri bu tedbirleri kalıcı hale getirirlerse bak o zaman işe diyerek, gelecekteki olası tehlikeye dikkat çekti.
TAVİZİN SONU YOK!
Haberin kendi çalıştığı fabrikada açıktan tartışılmadığını, ama konuşabildiği arkadaşlarından haber hakkında olumsuz bir tepki gelmediğini söyleyen Kırklareli Camda çalışan bir işçi, Bizim fabrikada işçiler arasında tedirginlik var. Krizin nereye varacağı da belli değil
O yüzden fazla konuşulmuyor diye konuştu. Oto Cam ve Trakya Camda, bazı bölümlerde, işverenin kısa çalışma ödeneğine başvurabileceğinin açıklandığını anlatan işçiler, Bu durum işverene, istediği işçiyi izne çıkarma, istediğini çalıştırma yetkisi veriyor. İşveren, Fırın kapalı, 50 işçi çalışmayacak diyebilir dediler. Bir Oto Cam işçisi, 2009un izinlerini kullandık, üç ay oldu her ay birer hafta ücretsiz izne de razı olduk, tamam, eyvallah Ama bundan sonrası fazla bence... Ya kriz durmazsa?.. Bakan bile, Kriz daha dibe vurmadı diyor! O zaman ne yapacağız? İşimizi mi kaybedeceğiz? Tavizin sonu yok. Bizim bu hakları nasıl aldığımızı cümle alem biliyor. Biz bu haklarımızdan böyle kolay kolay vazgeçersek, yuh olsun bize! diye konuştu.
BİRİNİN ATEŞİ YAKMASI LAZIM
İşçilerin ortak kanısı, cam işçisinin kolay kolay teslim olmayacağı yönünde. İşçilerden biri, Cam işçisi işinin değerini de bilir, onu korumasını da... İnanmayanlar tarihimize bir baksın, görsün. Ancak birinin ateşi yakması lazım Öncülük şart. Kimse durup dururken işi bırakıp fabrikanın önüne çıkmaz diyen arkadaşına, Tamam, ben sana katılıyorum Ama son yıllarda aramıza bir sürü yeni işçi alındı. Bu arkadaşlar, bu hakların nasıl alındığını bilmiyorlar. Şimdiye kadar yeni gelen bu arkadaşlara yönelik seminerler, konferanslar falan da yapılmadı. Benim bu konuda şüphelerim var. Eski arkadaşlarımız, sendika yönetimine muhalif de olsa, sıra işini, hakkını korumaya gelince, sendika ne derse onu yaparlar. Bu kesin. Ama işler biraz değişti diyerek, kaygısı olduğunu belirtti. Görünen o ki, işçiler tartışıyor, sorguluyorlar Krizin sona ermediğini, daha da derinleşeceğini, derinleştikçe de ödeyecekleri faturanın kabaracağını görüyor ve Sorumlusu olmadığımız bir krizin bedelini ödemek zorunda mıyız diye soruyorlar.
KORUNMA MEKANİZMASI
Kristal-İş Genel Başkan Bilal Çetintaş, gazetemizde çıkan habere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtmişti: Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinde ücretlerde bir indirim söz konusu değildir. Oto Cam gibi doğrudan otomotiv sektörüne yönelik ve ihracat ağırlıklı üretim yapan bazı işyerlerinde krizin etkisine bağlı olarak geçici süreyle ücretsiz izin ve/veya kısa çalışma uygulaması yapılmaktadır.
Krize bağlı olarak kapasite kullanım oranlarında ve ihracatta yaşanan düşüş eğiliminin sonucu bazı işyerlerinde üretimde kısmi bir daralma gündeme gelmektedir. Kısa çalışma ve/veya ücretsiz izin uygulaması sonucu çalışma saatleri geçici olarak düştüğü için ücretlerde de geçici bir düşüş yaşanmaktadır. Öte yandan, kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulaması, sendikaların kriz koşullarında başvurduğu korunma mekanizmalarından biridir. Sadece bir işletmeye ve sendikaya özgü değildir. Sendikaların öncelikli tercihi de değildir.
(Lüleburgaz/EVRENSEL)
Aytekin Bulut