03 Temmuz 2009 00:00

Traktör römorkunda senfoni konseri

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO), Kazdağı’nın eteklerinde, Sarı Kız Efsanesi’nin dolaştığı köylerde büyüleyici bir konser dizisine imza attı.

Paylaş

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO), Kazdağı’nın eteklerinde, Sarı Kız Efsanesi’nin dolaştığı köylerde büyüleyici bir konser dizisine imza attı.
Bugüne kadar birçok sanat dalının kırsala gitme isteğini bildiğimiz kadar, egemen ideolojinin sanatı da sadece patron takımına (ya da aristokrasiye de diyebiliriz) yar etme girişimlerini de biliriz. Kimi zaman halktan doğan sanatların sorumluluğunu da taşıyan icracılarının duyarlılığı ile bu durum tersine çevrilebilmiş olsa da, sanatın halkın ayağına gitmesi meselesi çoğu zaman tiyatro, yazlık sinemalar, çeşitli konserler vs. üzerinden yapılabilmiş; ancak, Batı kökenli sanatlar (opera, bale, müzikal vb.) şehirlerden bir türlü taşamadı. İşte İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, bildiklerimize yenilerine ekliyor ve klasik müziğin içine bir tutam da Anadolu ezgileri katarak köylere gidiyor. Bir traktör römorkunda, gaz lambalarının ışığında eserlerini dağ köylerine taşıyan İZDSO sanatçılarının, ilk olarak 36 Köy 1 Konser’le başlayan bu çalışması, geçtiğimiz ay Kazdağı eteklerinde verilen 9 Köy 1 Konser’le sürdü.
Biz de bu yürekli sanatçılarla, köylerde senfoni fikrini ve konserlerin gidilen köylerdeki yankısını konuşurken, bu yolda daha çok kilometre yapacaklarının sinyallerini de aldık; ilginize!..
SANAT ETKİLİ BİR ARAÇ
İZDSO sanatçılarının, Şef İbrahim Yazıcı yönetimi ve dünyaca ünlü flüt sanatçısı Şefika Kutluer eşliğindeki konseri, Mehmetalan köyü sakinlerinin yanı sıra, civarda bulunan Çamcı, Tahtakuşlar, Hacıaslanlar, Kavlaklar, Arıtaşı, Doyran, Kızılçukur ve Yaslıcalı köyü sakinlerince de izlenmiş.
İZDSO Müdürü Kenan Gökkaya, Türkiye’de bir tek İZDSO’nun yaptığı bu konserlerin birçok önyargıyı yıktığını belirtiyor. Sanatı ve sanatçıyı Anadolu’nun en ücra köşesine varıncaya kadar insanlarla bir defa olsun nasıl buluşturabiliriz diyerek yola çıktıklarını söyleyen Gökkaya, “Ülkemiz kurak, çorak bırakılmış, beyinler de aynı şekilde. İnsanların yaşama arzusunu güçlendirmek, hayata asılmalarını sağlamak, estetik ve beğeni duygularını geliştirmek amacı ile köylerimize, yani toprağımıza, yani özümüze dönmek istedik. Sanat ile, sanatçı ile köyü, köylüyü buluşturma fikri ilk tınlayışta şehirden güç gibi gözüküyor. Oysa sanatta toprak gibi özümüz” diyor.
MOZART’DA DİNLİYOR AŞIK VEYSEL’DE
Anadolu insanının sanata ve sanatçıya çok sıcak bakacağına inanarak gittiklerini belirten Gökkaya, “Köylü hep üretiyor, en iyisini kente yolluyor, oysa kentten hiçbir dönüş olmuyor oralara. Günümüzde ise kentte olup köyde olmayan tek unsur var; o da ‘güzel sanatlar’. Oysa köylerimize kim gitmişse kapılar açılmıştır, köy insanının güzel sanatları da böyle karşılayacağını biliyorduk” diyor ve sözlerine devam ediyor: “Bir devlet senfoni orkestrasında olması gereken bütün enstrümanlar vardı elimizde. Şehirde herhangi bir yerde nasıl sahne alıyorsak oraya da eksiksiz gittik. Onların enstrümanlarını da kattık işin içine. Sadece vermeye gittik, hiçbir şey istemedik. Gördük ki biz bir bütünüz, onun için de Motzart’ı da dinliyorlar, Vivaldi’yi de Aşık Veysel’ i de Dede Efendi’yi de... Yani bütün kültürleri, bütün kazanımlarımızı, evrensel kültür içerisinde yoğurarak, harmanlayarak binlerce köylümüz ile sanatı ve sanatçıyı buluşturduk. Biz çok mutlu olduk, onlar bizden daha çok mutlu oldular.”
GELECEĞİN DİNLEYİCİSİ
İZDSO sanatçıları, köy konserlerinin kendileri için de değişik bir deneyim olduğunu ve oralardaki misafirperverliği unutamayacaklarını dile getiriyorlar. Sadece klasik Batı müziği düşünmeyerek, onların da aşina olduğu, bildiği müzikleri seslendirmenin konserlere ilgiyi artırdığını da söyleyen sanatçılar, o anları ise şöyle anlatıyorlar: “Zaman zaman köylüler de eşlik ettiler, koro oldular, çocuklar oynadı önümüzde. Gördük ki; oradaki halk bu müziği dinlemek istiyor, merak ediyor ve keyif alıyor. Birçok köy çocuğu belki de ilk defa senfoni dinledi bu şekilde, ilerinin dinleyicisini kazanmak için güzel bir çalışma olduğuna inanıyoruz.” (İzmir/EVRENSEL )


Ayşen Güven
ÖNCEKİ HABER

Halı dokumayı iyi biliriz… Yaşamayı da… Futbolu da…

SONRAKİ HABER

G-9’dan TRT çalışanı Köse’ye destek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...