4 Temmuz 2009 01:00

Son günlerde yaşanan gerilimi, demokrasi arayışı açısından nereye oturtmak, nasıl okumak lazım? Bir yanda değişime direnen bir tutum, öbür yanda değişimi toplumsallaştırma ihtiyacı duymayan bir demokrasi söylemi. Söz konusu olan bir iç iktidar mücadelesi ise bunun toplumsal beklentiler açısından ne gibi bir fırsata dönüşebileceğini doğru tespit etmek gerekir. Yok bu iş iki tarafın da inisiyatifi dışında seyrediyor ama taraflardan birisi süreçten az zararla çıkmak, diğeri küçük de olsa kazanımla çıkmak istiyorsa bu sürecin planlayıcıları ne istiyorlar?
Başbuğ’un ABD ziyareti ve hemen ardından ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın Türkiye ziyareti bütün bu gelişmelerin zamanlaması ile örtüşünce yorumlar büyük oranda Afganistan hesapları üzerine yoğunlaştı. Elbette Irak ya da enerji konusu Türkiye ABD ilişkilerinin değişmeyen gündemi olarak uzun süre ağırlığını koruyacaktır.
Türkiye’de değişimi zorlayan çevrelerin yakaladığı yeni denge oldukça önemlidir. Askeri bürokrasi artık savunma yapma sürecine yoğun biçimde girmiştir. Elbette söz konusu değişimi ordu içinde destekleyen çevreler olduğu gibi siyaset içinden bu değişime direnen odaklar da bulunmaktadır.
Halkın, ezilen geniş kesimlerin talep ve beklentileri açısından bu mücadelede durulması gereken yer çok önemlidir. Burada daha köklü ve kuşatıcı bir değişimin savunusunu inşa etmek elbette siyasal irade ile anlam bulur. Bu durum kendisi bir iradenin ön plana çıkmasına ortam hazırlayabileceği gibi söz konusu role talip olanlar da ortamı hazırlayacak çalışmalara yöneleceklerdir.
Ben bu gerilimde tarafsız olmanın doğru bir tercih olmadığına inananlardanım. Aksine nasıl bir değişimin zorunlu olduğuna dair yüksek sesle konuşmak gerektiğini düşünüyorum. Bu tutum değişim yanlısı gibi gözükenleri ne kadar mutlu eder çok emin değilim. Tarafların ikisi de istemese bile bu radikal tutumda ısrarlı olmak gerektiğini savunuyorum.
Sürecin dışında olmanın bir korunma refleksi olduğunu ve tam tersine etkisizleştirme işlevi göreceğini tahmin ediyorum. Bu nedenle böyle dönemlerde hariçten okunacak gazelin çok dikkat çekici olabileceği umudu ile ses vermek gerektiğini ısrarla ifade ediyorum. Kimin işine yarar hesabı son derece öz güven eksikliğine dayalı bir yaklaşımdır ve mutlaka kaçınılması gerekir.
AYHAN BİLGEN

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Adalet bakanı, "Kimileri ‘Bize soruşturma açın’ dercesine ortalıkta dolaşıyor" demişti. BİRTEK-SEN genel başkanının tutuklanmasından sonra siyasetçiler, gazeteciler ve sanatçılar şafak operasyonu ile gözaltına alındı

Evrensel'i Takip Et