05 Temmuz 2009 00:00

Bir hafta daha geçti

Cumartesi Anneleri, bir cumartesi gününü daha geride bıraktı. Onlar için bir hafta daha haber alamadıkları çocuklarını, kardeşlerini, eşlerini, amcalarını arayarak geçti.

Paylaş

Cumartesi Anneleri, bir cumartesi gününü daha geride bıraktı. Onlar için bir hafta daha haber alamadıkları çocuklarını, kardeşlerini, eşlerini, amcalarını arayarak geçti. Bir hafta daha “acaba yaşıyor mu?” sorusunu sordular kendilerine; kimsesizler mezarlığına mı gömüldüğünü, kuyuya mı atıldığını düşünüp durdular.
Yanıt alamadılar, yanıt aradılar, bulamadılar. Tıpkı 14 yıldır babası Fehmi Tosun’u bulamayan Jiyan Tosun gibi, 15 yıldır abisi Kenan Bilgin’den haber bekleyen İrfan Bilgin gibi, hiç görmediği dedesi Kasım Alpsoy’u arayan 6 yaşındaki Bahar gibi, 29 yıldır kardeşi Cemil Kırbayır’ı bulamayan Mikail Kırbayır için de bir hafta bu duygularla, “Acaba son nefesinde ne düşündü?” gibi sorularla geçti.
‘KAMUNUN VİCDANINDA AKLANABİLDİNİZ Mİ?’
Kardeşi Kars Göle’deki evinden alınalı tam 29 yıl, yani 1500 hafta geçmişti. Galatasaray’da oturmaya başlayalı ise 223 hafta. Oturma eylemleri dindiremiyordu acısını, binlerce insanın hayatını zindan eden 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını istiyordu. 223’üncü cumartesi eyleminde seslendi cuntanın baş aktörü Kenan Evren’e:
“Biz yine buradayız. Kış, tipi, boran, kavurucu sıcak demeden yine buradayız. Yine biz kayıp yakınları ve karşımızda kameramanlar. Bizler 12 Eylül cuntacılarının sadece düşüncelerinden dolayı gözaltına alıp yok ettikleri yaşamlarına son verdikleri yiğit insanların akıbetini ve hesabını sormak için buradayız. Siz ne yaptınız? Kardeş kavgası bahanesiyle ülke yönetimine el koydunuz. Bizlerin kardeşlerini, bacılarını, analarını, babalarını zindanlara atıp yaşamlarına son verdiniz. Hesap veremeyeceğinizi anlayınca anayasaya koyduğunuz ‘yargılanamaz’ hükmüne sığınarak, hukuk devletinde hukukun önünde hesap vermeden göçüp gideceğinizi zannettiniz. Ya kamunun vicdanında aklanabildiniz mi? Milletvekilleriyle kamu görevlilerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, sadece 12 Eylül değil, tüm faili meçhul cinayetlerin de aydınlatılması, biz kayıp yakınlarının öncelikli talebidir.”


AİLELERİ KORUCULUĞU REDDETMİŞTİ
Eylemde 13 yaşında kaybedilen Nedim Akyol’un öyküsü anlatıldı:
Mardin Dargeçit’te 7 ailenin evi, 29 Ekim 1995 gecesi sabaha karşı ağır silahlı askerlerce basıldı. Nedim, yatağından kaldırılarak Dargeçit Jandarma Tugayı’na götürüldü. Savcılık önce “yakında bırakılacaklar” dedi, daha sonra serbest bırakıldıklarını söylediler. Ancak yalnızca 9 yaşındaki Hazni Doğan bırakılmıştı. Tek bulunan da 58 yaşındaki Süleyman Seyhan’ın yanmış bedeniydi. Bir daha haber alınamayan çocukların ortak yanı, ailelerinin tüm baskılara rağmen korucu olmayı reddetmesiydi.
(İstanbul/EVRENSEL)


YENİ SAYFA AÇMA ZAMANI
Diyarbakır’da Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan 22’inci oturma eyleminde, kaybedilme ve faili meçhul cinayetlere karşı ‘yeni bir sayfa açma zamanı’ olduğuna dikkat çekildi. Gözaltında kaybedilenlerin ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin fotoğrafları ve “Babamı istiyorum”, “Onlar halen kayıp” ve “Çocuklarımı istiyorum” dövizlerinin taşındığı eylem bu hafta, 5 Temmuz 1994’te uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Tüm Bel-Sen kurucu üyesi İkram Mihyaz’a adandı. (DİYARBAKIR)
Ceren Saran
ÖNCEKİ HABER

Yüzlerce kişi el ele verdi, vicdanlara seslendi

SONRAKİ HABER

Gökçek’in korumalarından habercilere saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...