9 Temmuz 2009 00:00

Beklentileri karşılamadı


Kamu toplusözleşmelerinde hükümetle anlaşan Türk-İş, çerçeve sözleşmesini imzaladı. İmzalanan sözleşme ile işçi ücretlerine birinci yıl ilk altı ay yüzde 3, ikinci altı ay 5.5; ikinci yıl yüzde 2.5+2.5 oranında zam yapıldı. Düşük ücretlilere ise 60 TL seyyanen zam yapıldı.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile basın toplantısı düzenleyen Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, sonucu, “Bu oranlar kayıplarımızı tam olarak karşılamıyor ama sonuçta bir pazarlık yapıyoruz ve bir noktada anlaşmamız gerekiyordu” sözleri ile değerlendirdi.
Bir saatlik iş bırakma eyleminin hemen ardından masaya oturulması ve Kumlu’nun sözleri, sendikaların eylemlerin daha da büyümesini istemediklerini gösteriyor aslında.
Bu çerçeve sözleşmesi sadece, Türk-İş’e bağlı sendikaların elini ücret konusunda rahatlattı.
Eğer buna rahatlattı diyebilirsek. Kumlu dahil olmak üzere görüşlerini aldığımız genel başkanların hepsi, “İstediğimiz gibi olmadı” diyorlar. Yüzde 3+5.5’lik ücret zammına ‘evet’ diyen sendikacılar, buna gerekçe olarak “Rakamların daha yukarı çekilemeyeceğini gördük, Yüksek Hakemde olan sözleşmeler var” sözleri ile kendilerini savunuyorlar. Oysa “Buyrun greve gidin” diyen hükümet, işçilerin sadece 1 saatlik iş bırakma eyleminin ardından sendikaları sözleşme masasına çağırdı ve teklifini yükseltti. Bu durum, rakamın daha yukarılara çekilmesi için sendikaların izleyeceği yolu da gösteriyordu.
SÖZLEŞMELER
BİTMEDİ
Asıl önemli sorun, esnek çalışma dayatmaları konusunda bir ilerlemenin söz konusu olmaması. İşverenlerin bu dayatmaları sürdürmesi durumunda sözleşmelerin bitmeyeceği bir gerçek. Birçok sendikanın da çalışma düzeni ile ilgili maddelerde anlaşma sağlayamadığını düşünürsek, Türk-İş yönetimi “topu” kucağından attı. Bakalım bağlı sendikalar ne yapacak, esnek çalışma konusunda ne kadar dik duracaklar?
İmzalanan sözleşmeyi İstanbul’daki bazı şube başkanları eleştiriyor. “Ciddi bir kamuoyu oluşturmuştuk, şimdi bizi ortada bıraktılar. Bizim istediğimiz rakamlar bunlar değildi. Düşük ücretliler konusunda alınan seyyanen zam yeterli değil. Bu eylemlilik sürecini dağıtarak bu dayatmaları nasıl geri püskürteceğiz? İş güvencesi, esnek çalışma ve özel istihdam büroları konusunu da Türk-İş güvenceye almalıydı” diyerek, aslında sözleşmelerin bitmediğini ifade ediyorlar.
BU RAKAMLAR
SADECE REFERANS
“Geldiğimiz noktada sözleşmelerin bitirilmesi gerekiyordu, ancak rakamlar üzerine tartışmalar devam edecektir. Ama bundan sonra grev uygulamaları, etkili eylemlerin gündeme gelmesi gerekiyordu. Önceki gün bu rakamların önemli ölçüde yukarı çıkmayacağını gördük” diyen Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, bu sözleşmenin bağlayıcı olmadığını, her işyeri için toplusözleşmelerin ilgili sendika ile işveren arasında imzalanacağını kaydetti. Bu rakamların sözleşmeler imzalanırken referans olarak alınacağını belirten Öztaşkın, “Ama sözleşmelerdeki diğer maddeler de anlaşmazlıklar giderilemezse, işyerlerindeki sorunlar çözülmezse imzalanamaz. Ücret dengesizliklerinin giderilmesine yönelik taleplerimiz devam etmektedir. Bu talepler karşılanmadığı koşullarda Eti Bor, Makine Kimya gibi yerlerde grev uygulamaları başlayacak, grev hakkımızın olmadığı yerlerde taleplerimizin gerçekleşmesi için mücadelemiz devam edecek” diye konuştu.
ESNEKLİĞE KARŞI
BİRLİK SÜRECEK
Sendikaların mücadeleyi aynı kararlılıkla sürdürmesi gerektiğini ifade eden Öztaşkın, özellikle işverenlerin esnek çalışma konusunda taleplerinin devam edeceğini belirterek, “Bunun için sendikalarla ortak hareket edeceğiz.
Bu konuda bir kararımız var. Esnek çalışma maddelerinin TİS’e girmesine izin vermeyeceğiz. Dayatmaları kabul etmeyeceğiz. Tartışma konusu bile yapmayacağız” dedi.
Öztaşkın, grev hakkı olmayan bazı sözleşmelerin Yüksek Hakeme gittiğini, burada da hakemin bitirme ihtimali olduğunu ve hak kayıplarının söz konusu olabileceğini kaydetti. Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, “Bütün bunları değerlendirdik. Başbakan rest çekti. Başbakan’ın dedikleri olmadı, sözünün altında kaldı. 1.5 puan genel artış, 35 TL de seyyanen zam konusunda artış sağladık” dedi.
“Kamu işçilerinin yürüttüğü mücadeleyi de göz ardı etmemek lazım” diyen Öztaşkın, uzun bir aradan sonra kamu işçilerinin ortak hareket ettiğine dikkat çekti.
BAŞBAKAN’IN RESTİNİ GÖRDÜK
Basın-İş Genel Başkanı Yakup Akkaya ise taleplerine karşılık gelen bir sözleşme olduğunu söylemenin zor olduğunu ifade etti. “Taleplerimiz tam manasıyla karşılanmadı, ancak Koordinasyon Kurulu’ndaki arkadaşların ortak görüşü, Türkiye’nin şartları göz önüne alındığında bu toplusözleşme imzalandı” diyen Akkaya, Başbakan’ın restine karşılık eylemler yaptıklarını, bu eylemlere halkın da destek verdiğini ve hükümeti tekrar masaya getirdiklerini kaydetti.
Yol-İş Genel Başkan Ramazan Ağar da “Tam istediğimiz şekilde olmasa da ülkenin bu şartlarında, tabanında görüşlerini alarak, greve gitmektense masa başında bitmesi gerektiğini düşündük. Bu rakamı daha yukarı çekme imkanını göremediğimiz için bu rakama imza attık. Eğer sözleşme dün bitmeseydi daha zora girecek diye düşündük. Üyelerimizi maceraya sürüklememek için toplusözleşmeyi imzaladık” diye konuştu.
Hükümetin ilk başlardaki tutumunun eylemlerin ardından değiştiğini, geri adım attıklarını ve rakamların yükseldiğini belirten Tez Koop-İş Genel Başkanı Gürsel Doğru, “Beklentilerimize yanıt verilmedi. Neden imzaladık? Genel olarak bu aşamada işçilerin grev sürecinin çok yaklaşması, 90 bin işçinin grev kapsamı dışında olması etkili oldu” diye konuştu. Esnek çalışma konusunda kendilerini bağlayıcı herhangi bir şeye imza atmadıklarını dile getiren Doğru, esnek çalışma dayatmalarını kabul etmeyeceklerini ifade etti.
(İstanbul/EVRENSEL)
Gökhan Durmuş

Evrensel'i Takip Et