Taş atan çocuklara BM merceği

BİRLEŞMİŞ Milletler Çocuk Hakları Komitesi, Türkiye’ye, taş attıkları için cezaevinde tutulan çocukların durumunu sordu. BM, “Çocuklara terörist tanımı nasıl yapılıyor?” dedi.
Komite, çeşitli eylem ve gösterilerde ‘taş attıkları’, ‘örgüt propagandası yaptıkları’ ve ‘slogan attıkları’ gerekçesiyle Terörle Mücadele (TMK) kapsamında tutuklanıp yargılanan 18 yaş altındaki çocuklarla ilgili, Türkiye’yi soru yağmuruna tuttu. Sorular arasında, “terörist suçlaması ve terörist eylemle” ilgili tanımın ne olduğu da bulunuyor.
Komite, 19 Haziran 2009 tarihli toplantısında, çocuklarla ilgili durumu, Türkiye’nin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne ek ‘Çocukların Silahlı Çatışmalara Dahil Olmaları’ konulu İhtiyari Protokol kapsamında değerlendirdi.
SORULAR YANIT BEKLİYOR
BM’nin Çocuk Hakları Komitesi’nde 18 bağımsız uzman bulunuyor. Terörle Mücadele Kanunu kapsamında 1991’den itibaren yüzlerce çocuk, “silahlı terör örgüt üyesi olmak” suçundan tutuklandı. Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları Grubu’nun verilerine göre halen hapishanelerde 300’ün üzerinde 12-18 yaş arasında tutuklu çocuk bulunuyor. Çocuk Hakları Komitesi’nin sorularını, Türkiye’nin 4 Ağustos 2009’a kadar yanıtlaması gerekiyor.
İŞTE O SORULAR!
Komitenin Adalet Bakanlığı’na yönelttiği sorular şöyle:
* Çocuklara yöneltilen suçlamalar, çocuklara atfedilebilen terörist eylemlerin tanımını açıklar mısınız?
* Çocukların yargılanmasının, sivil yargı sistemi içinde mi yoksa askeri yargı tarafından ya da benzeri geçici özel yargılama mekanizmalarınca mı yapıldığını belirtiniz.
* Anti-terör düzenlemeleri kapsamında yargılanan çocukların sayısı ve hangi yaştan itibaren bu düzenlemelerin uygulanabildiği konusunda bilgi veriniz.
* Tutuklu olan ya da yargılanan çocukların hakları nasıl gözetiliyor?
* 18 yaşından küçüklerin köy koruculuklarıyla ilgili bilgi verin.
(HABER MERKEZİ)

---

TİHV’DEN İŞKENCEYE KARŞI KÜRTÇE FİLM
TÜRKİYE İnsan Hakları Vakfı (TİHV), kolluk kuvvetlerinin şiddetini ve mağduriyet karşısında izlenecek yolları gösteren kısa bir film hazırladı. Kürtçe hazırlanan “Ji îşkenceyê re bibêje êdî bes e!” (İşkenceye Dur De!) isimli üç buçuk dakikalık film, Türkçe alt yazılı.
Filmle ilgili açıklama yapan TİHV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı şöyle konuştu: “Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları illerde, polis ve jandarmanın uyguladığı şiddet ölümlerle sonuçlanabiliyor. Bu nedenle Kürtçe yaptığımız filmde, işkencenin insan bedeninde ve ruhunda yarattığı tahribatın tedavisi ve hukuki takibi için neler yapılabileceğini anlattık.”
Fincancı, “Bu filmin, hem işkenceye karşı toplumsal duyarlılık yaratma, hem de hak arama bilincini geliştirme konusunda katkısı olacağı inancındayız” dedi. (HABER MERKEZİ)

---

‘OLUMLU AMA ÇÖZÜMSÜZ’
İHD, 26 Haziran’da Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman ile yaptıkları görüşmeyi değerlendirdi. Görüşmenin olumlu geçtiği belirtilirken, var olan sorunların çözümü için yeterli olmadığı vurgulandı. İstanbul Şubesi’nde yapılan basın toplantısında konuşan Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Kalaman’ın ‘kestirip atmacı ve tartıştırmayan’ bir tavır yerine, ‘hak verici’ ve ‘sessiz kalıcı’ bir üslubu tercih ettiğini aktardı. Kalaman’ın cezaevlerinin kitle örgütlerine açık olduğunu söylediğini belirten Yoleri, raporlaştırılan getirilen görüşmeye ilişkin bilgi verdi. İşte Kalaman’ın sorunlar karşısındaki yanıtları:
* “Her şey mükemmel değil, biliyoruz, düzeltmeye çalışıyoruz”
* “F tipi cezaevlerinde ortak alanları açıyoruz, sadece sohbet hakkına kilitlenmeyin”
* “Her şey mantıklı olmak zorunda değil”
* “300’ün üzerindeki cezaevinin 67’sinde doktor bulunuyor. Bakanlık ile anlaşma yaptık, cezaevleri semt polikliniği gibi çalışacak”
* “Kriz yılı içinde olmak, personel ve araç eksikliğini gidermede olumsuz bir etken”
* “Küçük cezaevleri kapatılacak, büyük cezaevleri yapılacak, doluluk sorunu böyle çözülecek.” (İSTANBUL)