10 Temmuz 2009 00:00
Kreş talebine verilen cevapların düşündürdükleri
KESK Kadın Sekreterliği üzerinden 8 Mart 2009da başlatılan ve kadınların en önemli toplusözleşme taleplerinden olan Kreş ve ebeveyn izni hakkımızdır başlıklı kampanya çerçevesinde yapılan çalışmalardan biri de TBMMde bulunan siyasi partilerin kadın milletvekilleri...
KESK Kadın Sekreterliği üzerinden 8 Mart 2009da başlatılan ve kadınların en önemli toplusözleşme taleplerinden olan Kreş ve ebeveyn izni hakkımızdır başlıklı kampanya çerçevesinde yapılan çalışmalardan biri de TBMMde bulunan siyasi partilerin kadın milletvekilleri, ilgili komisyon ve bakanlık ile görüşmelerdi. Görüşmelerin sonuçları, KESKte yapılan bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Bu görüşmelerde yer almış biri olarak görüşlerimi paylaşmak istiyorum.
Bilindiği gibi kamu kurum ve kuruluşlarında var olan kreşler, yıllardır sürdürülen özelleştirme-piyasalaştırma uygulamaları nedeniyle önemli ölçüde ya kapatılmış, ya kapasitesi daraltılmış, var olanların önemli kısmı da özelden az olmayan ücretlerle hizmet verir duruma getirilmiştir. Yatılı ve 24 saat hizmet verilen kurumlarda ise 24 saat açık kreş hiç bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu durum, ailede ciddi bakım ve ekonomik sorunlara neden olmakta ama asıl sıkıntıyı kadın yaşamaktadır. Bu nedenle çalışan kadınların temel taleplerinden biri ücretsiz kreş, KESKli kadınların talebi ise kadın-erkek ayrımı yapmadan 50 çalışanın bulunduğu kurumda veya ortak mekanlarda kreşler açılmasıdır. Doğum izninin ise ücretli bir şekilde ebeveyn izni olarak ve süresi artırılarak yeniden düzenlenmesidir.
Yasal düzenlemeleri yapması gereken TBMMdeki kadın vekiller de bu nedenle ziyaret edilerek, kadınlarla dayanışma içinde olmaları beklenmiştir. TBMMde yasa çıkarma çoğunluğunu elinde bulunduran partinin kadından sorumlu devlet bakanı ile kadın-erkek fırsat eşitliği komisyon başkanı da ziyaret edilmiş, diğer AKPli kadın vekillerden ise randevuya yanıt gelmemiştir.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın ücretsiz kreş talebine cevabı; kreş ve bakım hizmetlerinin kamu hizmeti olması gerekmediği, devletin üretimden çekilerek sadece asli görevlerini sürdürmesi, bu işlerde hizmet satın alması gerektiği oldu. Böylece bir kez daha görüldü ki, içinde bulunduğun ve hizmet ettiğin sınıf tutumunu belirliyor. Kadın olarak, kadın emekçilerin yaşadıkları sorunları anlamak ve çözüm üretmek yerine, kreş hizmetlerini piyasalaştırmanın hesabını yapan kadından sorumlu kadın bakan-bakamayan.
Görüşme yaptığımız, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, hatırlanacağı gibi kadın erkek eşitlik komisyonu olarak kurulması beklenirken, AKPli bir erkek milletvekilinin önergesi ve kadın vekillerin de itiraz etmemesi üzerine (diğer partilerden itirazlar reddedildi) 22.02.2009 tarihinde 5840 sayılı Yasa ile kurulmuştu. Ancak geçen 4 ayda kamuoyuna yansıyan çalışmalarından söz etmek pek mümkün değil. Oysa ülkemizde her gün kadınların uğradığı haksızlık, şiddet ve kıyım medyadan eksik olmuyor. Ancak bu komisyonun, bu konularda çalışabilmesi için kadınların yaşadıkları eşitsizlikleri, pardon fırsat eşitsizliklerini dilekçe ile bu komisyona bildirmesi gerekiyormuş. Gönderilen dilekçeler incelenerek, dilekçenin içeriğinin gerektirdiği araştırma ve çalışmalar yapılarak dilekçe sahibine yanıt veriliyormuş. İşleyişin böyle olduğunu görüşmede Komisyon Başkanı Güldal Akşitin anlatımlarından öğrenmiş oldum. Buradan haksızlığa uğrayan tüm kadınlara seslenmek istiyorum. Yaşadıklarınızı yazın, yazın ve talep edin ki, elimiz yasalarda var olanları dahi işletmeyenlerin yakalarından inmesin.
Bu iki görüşme bir kez daha gösterdi ki, biz kadınlar, bize dayatılan her türlü eşitsizliği, şiddeti, işsizliği, açlığı, kötü çalışma koşullarını birlik olarak, örgütlenerek ve ısrarla talep edip uğruna mücadele ederek yok edebilir, istediğimiz dünyayı kazanabiliriz.
ŞÜKRAN DOĞAN-SES MYK Üyesi