15 Temmuz 2009 00:00
Ceylanpınarda kadın sömürüsü
Ellerini sıktıkça beyaz sular akıyor bileklerine doğru soğuk soğuk. Sütün beyaz damlaları altında, ellerinin karası daha bir koyulaşıyor sanki. Ellerini sıktıkça beyaz sular akıyor bileklerine doğru soğuk soğuk. Sütün beyaz damlaları altında, ellerinin karası daha bir koyulaşıyor sanki.
Ellerini sıktıkça beyaz sular akıyor bileklerine doğru soğuk soğuk. Sütün beyaz damlaları altında, ellerinin karası daha bir koyulaşıyor sanki. Eğer bu kadar uzun saatler çalışmıyor olsaydı o taze sütü emen teni yumuşacık olabilir miydi acaba. Ama on iki saat aynı işi yapınca elinin altındaki hayvan derisi tahriş ediyor. Halbuki on iki yaşındaki ellerinin hala pamuk gibi, yumuk yumuk olması gerekiyordu, böyle ipince kemikli ellere nasıl çocuk eli denir ki... Ya bu uykusuzluktan iyice küçülmüş kara gözler; sabahın 4ünde uyanıp iş için yola koyulan bu gözler...Bunlar çocuk gözleri mi... Ceylanpınarda kız çocukları erken büyümek zorundalar. Süt sağım işi ki biz eskiden bunu yapan kızlara Berivan derdik, erken büyümeni ister. Ayda 100 lira kazanabiliyorsa baban, annen, kardeşlerin, sen de elin koyun memesini tutacak kadar büyükse çalışmak zorundasın.
10 CAN ALDI
O eller, Anut Etenin on iki yaşındaki elleri hep çocuk eli olarak kaldı. Çünkü işçi Anut 7 Şubat 2007 günü, sabahın kör karanlığında tıkıştırıldıkları kamyonun Çırpı deresi üzerinde köprünün devrilmesi ile su gömüldü... Anuttan daha küçük , daha dünyaya gözünü açmamış bebekler de öldü o suyun içinde. Ana rahminin sıcaklığından güçlüydü kışın ayazı.
Zehra Kayak 3 aylık hamileydi. 16 yaşındaki Naile Çarak 5 aylık... 4 aylıktı Fidan Elmanın bebeği karnında. Hatun Kayak (14), Fatma Merç (23), Halse Ayberk (19), Anut Ete (10) Hacer Kayak (27), Emine Ete (21) ve Halil Ete (53) sağ çıkamadılar dereden. Çırpı deresi ana karnındaki bebeklerle birlikte 14 cana mal oldu.
Çoğu işe başlayalı 22 gün olmuştu. Sigorta yapılacağı sözü verilmiş, kimlik fotokopileri alınmıştı. Ama ne zaman öldüler o zaman sigortaları yapıldı.
BÜYÜK ÇİFTLİK BÜYÜK SÖMÜRÜ
Urfannın Ceylanpınar ilçesinde bulunan TİGEM 1 milyon 763 bin dekar araziye sahip. Suriyeye sınır. Toprakları 18 devletin topraklarından büyük. Fıstık, pamuk, buğday, hayvancılık, peynir ve süt sağım işleri ile birlikte taşımacılıkta taşeron firmalara verilerek özelleştirildi. TİGAM Türkiyenin en büyük dünyanın sayılı büyük çiftlikleri arasındaydı. Ama devlet işletmeden elini çekmiş, koca çiftlikte bir kurtarma ekibi bile yok.
İşte bu çiftlik Ceylanpınarın sadece erkekleri için değil kadınları için de tek iş sahasıydı. Kadın istihdamı var daha ne olsun demeyin. Burada çalışmak kölelikten farksız. Biz Ceylanpınardayken günlük yevmiye 2 lira kadardı. Kadınlar günde 12 saat çalışarak bir ayda en fazla 100 lira evet sadece ve sadece 100 lira kazanıyorlardı. Çoluk çocuk çalışmadan her geçinmek mümkün değildi. Bu yüzden kadınlar ve en küçük yaştaki çocuklar bile burada çalışmak zorunda kalıyordu.
Peki o büyük kaza olduktan, 9 kadın 1 erkeğin mezar taşları Ceylanpınar Mezarlığında utanç heykelleri gibi yan yana dizildikten sonra ne oldu?
Hiçbir şey olmadı. Kazadan üç yıl sonra bile ne çiftliğin sömürüsü azaldı, ne güvenlik önlemleri arttırıldı. Devlet ölümleri umursamadı, ne sigortasız küçük yaşta işçi çalıştırmaktan bir ceza kesti, ne ücretleri asgari ücrete çekti. Ceylanpınarın kadınları her gün geçtikleri o derenin üzerinde ölülerini hatırlayarak ve ölmemeyi umarak yaşamaya devam ediyorlar.
NAİLE 5 AYLIK HAMİLEYDİ
İğde Ertuğrul, 16 yaşındayken karnındaki bebeği ile sulara gömülen Naile Çarakın ablası. O günü çok iyi hatırlıyor: Biz saat 5.30dan 11e kadar oradaydık. O saate kadar kimse sudan çıkmamış düşün. Teker çıkardılar sudan saatler sonra. Yardımda bulunan da devlet görevlisi değildi, onlar geç geldiler. Tok olan insan aç olanın halini bilir mi tabii ki kamyonla gönderecekler bizi işe. Benim kardeşimi ölüme gönderdiler. 5 aylık hamileydi. 3 yıldır evliydi. 2.5 lira alıyordu günde. 22 gündür işe başlamıştı. Sıkılıyordu evde çalışmak istedi. 3 kişi çalışıp 170 milyon alabilmişlerdi. Sadece süt değil pamuğa da gidiyoruz, çapaya da gidiyoruz. Ama ben süte gitmiyorum. Çocuklarım küçük olduğu için gitmiyorum
Nailenin kardeşi Mahmut Çarak da kadınların ölümü göze alarak gittikleri işin koşullarını anlatıyor: Sabahları saat 4.30da kalkıyorduk 5.10da iş yerinde oluyorduk. İş zor. Mecbur olduğumuz için gidiyorduk. Yevmiyesi de 2.5 liraydı. Sigortasız çalıştık. O gün köprüden geçerken köprü yıkıldı. Kamyon devrildi. Yüzme bilmeyenler dereye yuvarlanıp gittiler. Kamyona tutunarak kurtulabildim. Ölümden başka bir şey hatırlamıyorum. Can çekişiyorduk Arabanın üzerinde saatlerce kaldık. 16 yaşındaydım. Bizim dayılarımız, yengelerimiz, ablalarımızdı ölenler. İş yok burada . Onun için herkes mecbur TİGEMde çalışmaya. Sigortalı yapacağım diyorlar, kaza olduktan sonra sigortalı yapıyorlar. Şimdi çalışmıyorum. Boş boş oturuyorum. Babamın emekli maaşı ile geçiniyoruz
BELEDİYE DESTEK VERMELİ
Güneydoğulu kadınların feodal gelenekler dışında en büyük sorunu çalışma, böylece ekonomik özgürlüklerini kazanma haklarının olmaması. Erkeklerin de en büyük sorunu olan işsizliğin tabii ki nedeni yatırım yapılmaması, üretim alanlarının olmaması.
Ceylanpınar halkı, küçücük ilçede kocaman tarım işletmesinin yanında yaşadıkları için şanslı görünüyor olabilir. Ancak taşeronlaştırma eliyle özelleştirme kamu kurumlarını işyerinden çok kölelik merkezleri haline getiriyor. Dünyanın en büyük tarım işletmelerinden sayılan Ceylanpınar TİGEM, küçücük kız çocuklarını yasadışı şekilde çalıştırabiliyor. 12 saatlik mesainin ay sonundaki getirisinin, asgari ücretin 530 lira olduğu halde sadece 100 lira olmasının şaşkınlığını hala atabilmiş değiliz. Ceylanpınar Belediyesinin 29 Mart Yerel seçimlerinde yine DTP kazanmıştı. Önceki dönem ilk defa kadın bir belediye başkan yardımcısının olmasına rağmen yeni dönemde bu koltuk yine bir erkeğin oldu. Belediye Meclisinde de sadece bir kadın üye bulunuyor. Bölge kadınlarının siyasete kazanılması, feodal yargıların aşılması için çalışmalar yürüten bir parti olarak DTPli belediyenin ilçenin tek geçim kaynağındaki sömürünün bitirilmesi için işçilerle birlikte mücadele edeceğini umut ederek ayrılıyoruz Suriyenin sınırından, Ceylanpınardan....