16 Haziran 2009 00:00
Ah şu ÖSS ne ki?
ÖSS hayatta karşımıza çıkan zorluklardan biri. Okumaya 7 yaşında başlıyoruz, daha oyuncaklarımızla özlemimizi gidermeden kelimelerle boğuşuyor, eğitiliyoruz.
ÖSS hayatta karşımıza çıkan zorluklardan biri. Okumaya 7 yaşında başlıyoruz, daha oyuncaklarımızla özlemimizi gidermeden kelimelerle boğuşuyor, eğitiliyoruz. İlkokul bitiyor ve önümüze SBS çıkıyor ve artık sokakta top oynayıp çocukluğumuzu yaşayacakken bu sefer de test kitapları peşimizi bırakmıyor.
Eğitim hayatına başladığımız andan itibaren sorular, cevaplar bitmek bilmiyor. SBSyi atlattık derken, yeni başladığımızı unutuyoruz. Ve tabii ki lise ve üniversite de bizi bekliyor. Lise 4. sınıfa geldiğimizde tekrar sınav stresiyle buluşuyoruz. Bizim dışımızda sınav stresinden ailelerimiz de etkileniyor.
Tam tamına 12 senenin birikimi, sadece 3 saate sığdırılıyor ve sınanıyoruz. Deyim yerindeyse elekten geçiriliyoruz.
Hayat sadece ÖSS ile kalsa ne güzel olurdu. Eğitim ve öğretim kurumlarının, sanki ÖSSyi kazandıktan sonra zorluklarla karşılaşmayacakmışız gibi davranmaları, benim ve tüm ÖSS kurbanlarının aklında kocaman bir soru işareti bırakıyor.
Ve üniversiteyi kazanıyoruz ama sorunlar biz emekçi çocuklarının peşini bırakmıyor. Burs, barınma, geçim derdi derken bin bir çileyle üniversite bitiyor. Bu sefer de iş bulma hayalleri kuruyoruz kurmasına da, 14 yıllık emeğimizin karşılığı olarak karşımıza kocaman bir işsizlik çıkıveriyor. Ve çekilen onca sıkıntı boşuna mıydı diye soruyoruz kendi kendimize. Sonra ver elini işsizlik En verimli çağımızda bunalımlar, sıkıntılar ve intiharın eşiğine gelen gencecik yaşamlar... Ve öylece geçip gidiyor ömrümüz. Şansın yaver gider bir işe girersin ya da şansının seni bulmasını beklersin ki, bu koşullarda çok zor. Bir yol daha var. Geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı birlik olmak!
Özge Güneş
(75. Yıl Lisesi 2. sınıf öğrencisi-Antalya)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
