16 Temmuz 2009 00:00

EMEK GÜNLÜĞÜ

2821 sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu yılan hikayesine döndü. Gece gündüz demeden çalışan AKP Hükümeti ve ondan öncekiler...

Paylaş

2821 sayılı Sendikalar Yasası ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu yılan hikayesine döndü. Gece gündüz demeden çalışan AKP Hükümeti ve ondan öncekiler, yasayı masaya yatırdılar öylece duruyor. Hiçbir hükümetin gücü yasanın değil yenilenmesine, az çok demokratikleşmesine bile yetmedi. Çünkü patronlar ortama hakim; meclisin ezici çoğunluğu onlardan yana ya da onlardan oluşuyor.
Ana muhalefet partisi CHP, sanki memlekette böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor. 12 Eylül darbecilerinin yargılanması tartışılıyor, fakat onların çıkardığı bu yasalara kimse dokunmuyor. Kim sendikal örgütlenmenin önündeki yüzde 10 barajının kalkmasını istemiyor? Kimler noter şartının kaldırılmasını istemiyor? Bunların ayan beyan tartışılması lazım. Hükümet konfederasyonlara ‘Aranızda anlaşın yasayı çıkaralım’ diyormuş. Yani hükümete göre konfederasyonlar kendi aralarında anlaşamadıkları için yasa çıkmıyor. Konfederasyonlara göre ise hükümet yasayı çıkarmak istemiyor, bunu kendisine gerekçe yapıyor. Ama bütün bunlar sonucu değiştirmiyor.
Sendikalar kan kaybediyor. Genç işçilerin toplam çalışanların büyük çoğunluğunu oluşturduğu koşullarda sendikalar zayıflıyor. Öyle anlaşılıyor ki sendikal hareketin kendisi işçilere yeterince güven veremiyor. Sendikacılar, işçileri mücadelenin içine çekecek olanakları geri tepiyor, mücadele araçlarını yeterince kullanmıyor. Üzerine sendikal yasaklar, noter şartı, yüzde 10 barajı eklenince ortaya zayıf, saldırılar karşısında konuşan ama pratik adım atmayan bir sendikal hareket çıkıyor. Bu durumun değişmesi lazım. Yoksa sendikalar hükümetten icazet alan konumdan hiçbir zaman kurtulamayacaklar.
Her 17 Ocak ve 17 Temmuz sendikaların korkulu rüyası! Çünkü yasaya göre bu tarihlerde, hangi sendikanın ne kadar üyesi var, kaç bin kişiyle temsil ediliyor ortaya çıkıyor. Bu 17 Temmuz’da da Bakanlığın son istatistikleri açıklanacak. Aldığımız duyumlar doğruysa; üç konfederasyona bağlı değişik işkollarından sendikalar yüzde 10 barajının altında kalacak. Sendikaların TİS imzaladığı üyelikler üzerinden güncelleme yapılacak, istifa ve işkolu değişiklikleri ayıklanarak tüm sendikaların gerçek üye sayıları ortaya çıkacak deniyor. Bakanlığın bu girişimi ne anlama geliyor? Sendikaları biraz daha köşeye sıkıştırmak, hükümetin tüm isteklerini kabul ettirmek ve teslim almak anlamına geliyor. Kıdem tazminatı da kabul ettirilmeye çalışılan bu isteklerin içinde diye düşünüyorum.
Yıllardır az çok mücadelenin içinde yer alan sendikacılar, yasaların değişmesi için güçleri yettiğince çaba sarf ettiler. Ama artık hükümet ve bakanı yeni bir saldırı dalgası başlatmak üzeredir. Konfederasyonlara bağlı bir çok sendikayı barajın altında bırakarak geriye kalanları teslim almaya çalışmaktadır. Hükümet belki bu saldırıyla kendisine istediği gibi bir yasa çıkarmak için meşruluk kazanacaktır ve şöyle diyecektir: “Bakın sonunda sendikal yasaları değiştirdik. Yıllardır kimsenin dokunmaya cesaret edemediği sendikal yasaları değiştirmek AKP Hükümeti’ne nasip oldu.”
Duyumlarımız doğru çıkarsa ve söylenenler gerçekleşirse ne olacak? Sendikal hareket nasıl bir tutum alacak? Diğer saldırılar için bir araya gelmeyen sendikalar, böylesi bir saldırı karşısında birleşme yeteneği gösterecekler mi? Bekleyip göreceğiz…
SEYİT ASLAN
ÖNCEKİ HABER

Bu bordro yakılır

SONRAKİ HABER

Türk-İş önünde sessiz çığlık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...