20 Temmuz 2009 00:00

İnsan hakları savunusunda 24. yıl

12 Eylül faşist darbesinin getirdiği baskı ve saldırılara, travmalara ve o dönem cezaevlerinde yaşanan ölümlere karşı kurulan İnsan Hakları Derneği (İHD), 24. yaşından gün aldı.

Paylaş

12 Eylül faşist darbesinin getirdiği baskı ve saldırılara, travmalara ve o dönem cezaevlerinde yaşanan ölümlere karşı kurulan İnsan Hakları Derneği (İHD), 24. yaşından gün aldı. 17 Temmuz 1986 yılında, aralarında tutuklu ve hükümlü yakınları, avukatlar, gazeteciler, hekimler, mimar ve mühendisler, yazarlar ve akademisyenlerin de bulunduğu 98 kişinin kuruculuğunu üstlendiği İHD’yi, yeni ve eski genel başkanları anlattılar.
‘İHD’Lİ OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUZ’
İHD’nin kurucularından olan ve uzun yıllar genel sekreterliğini ve genel başkanlığını yapmış olan Hüsnü Öndül “24. yılda çok mutlu” olduğunu ifade etti. “İnsan haklarına hizmet edebilme şansını 24 yıl boyunca yakalayabilmiş, insan hakları kavramını Türkiye toplumuna tanıtmış olmaktan ve bu konuda çalışmış olmaktan çok mutluyuz” diyen Öndül, insan hakları konusunda önemli gelişmeler olmasında İHD’nin çok önemli etki ve katkısı olduğunun altını çizdi.
“Kavram herkes tarafından bilinir hale geldi; hükümetler, yasama organları, kamuoyu etkilenir hale geldi. Bu açıdan baktığımızda, insan hakları konusundaki bilincin en başta İHD’nin de etkisiyle Türkiye toplumunda, siyasi organizasyonlarda geliştiğini görebilmek mümkün” diyen Öndül, ihlallerin Türkiye’de devam ettiğini de sözlerine ekledi. Öndül, “İhlallere karşı mücadele eden örgütler de var, insan hakları savunucuları da var. Mücadeleler devam ediyor, fakat insan hakları bilincinde çok büyük bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI’
Eski Genel Başkan Yusuf Alataş ise İHD’yi “Türkiye’nin yüz akı bir kuruluş” diye nitelendirdi.
İHD’nin kuruluş dönemini, “12 Eylül faşizminin bütün muhalefeti sindirdiği, siyasi partileri çalışamaz hale getirdiği, örgütlerin darmadağın olduğu, insanların kendisini ya cezaevinde ya yurtdışında, öldürülmeyenlerin de bütünüyle sindirildiği bir dönemde birçok farklı kesimden insanlar bir araya gelerek yeniden bir umut, yeniden bir özgürlük mücadelesi başlattı” diye anlatan Alataş, çok büyük baskıları göze alarak, mücadelesini 24 yıl sürdürebilmiş bir dernek olmanın ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Türkiye gibi baskıcı rejimlere karşı direnebilmiş örgütlerin sayısının son derece az olduğunu kaydeden Alataş, şimdi görece bir rahatlık var sanıldığını, ama insan hakları sorunlarının şekil değiştirerek sürdüğünü ifade etti. Bu açıdan İHD gibi örgütlerin, “gözbebeği gibi korunması gerektiğini” söyledi.
Alataş, “İHD’li olmaktan hep gurur duydum. Bu örgütün başkanlığını yapmış olmak da benim için bütün yaşamımda bir onurdur” dedi. İHD’nin Türkiye’ye insan hakları kavramını getiren bir örgüt olduğunun da altını çizen Alataş, “Kuruluş dönemlerinde, ‘insan hakları neymiş, hayvan hakları gibi bir şey mi’ diye dalga geçilen ve insan hakları teriminin suç sayıldığı bir dönemden bugün insan hakları kavramının bir prestij, bir meşruiyet, kendini meşru gösterme kavramı olarak kullanılmaya başlanıldığı bir döneme gelmiş durumdayız. Ve Türkiye’de, eğer birazcık ilerleme olmuşsa, bunda İHD’nin mutlak suretle çok belirleyici bir rolü vardır” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
Sultan Özer - Abidin Çınar
ÖNCEKİ HABER

Bir hükümlü daha yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Gözaltındakı çocuklara polis dayağı iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...