20 Temmuz 2009 00:00

Güzel bir dünya için

Kendimizi yaşadığımız zamanın pasif bir parçası olmadığımız için, emperyalizme karşı evrensel insani haklarımız için mücadele etmeliyiz.

Paylaş

Kendimizi yaşadığımız zamanın pasif bir parçası olmadığımız için, emperyalizme karşı evrensel insani haklarımız için mücadele etmeliyiz. Şimdinin küçük bedenleri geleceğin özgür bireylerini haksızlığa karşı kalkıp yumruğunu sıkan, demokratik bağımsız bir ülke yaratma mücadelesi veren, emperyalist sömürücü haydutlara karşı duran, insanın insan tarafından sömürülmediği bir dünya yaratmak için gençlerimizle geleceğimizi inşa etmeliyiz.
Zamanın pasif bireyi olmadığımızı, ülkemizdeki insanlık-dışı uygulamalara karşı durarak ortaya koyalım. Üstünde yaşadığımız toprakları yobaz gerici faşist ve emperyalist haydutların sömürü aracı olarak kullanmalarına izin vermeyelim. Talebimiz özgür bir dünyadır, insanı insan yapan temel değerlere vurulan zincirlerin halkalarını birer birer kopararak insanların özgürce yaşayacağı dünyayı kurmalıyız. İnsanlar hangi ırka, dine, dile sahip olursa olsunlar nasıl bir dünyada yaşamak istediklerini gerçekleştirmek için mücadele etmelidirler. Bu insani hakkı için emperyalizme karşı mücadele etmelidirler. Asırlardır emperyalizmin yarattığı tahribatlara bakıldığında bağımsız ve özgür bir dünyaya daha çok ihtiyacımızın olduğunu hissederiz.
Öbür taraftaki cenneti hayal edenler biraz kömür, makarna, çay, şekere kendini satanlar nasıl bir enkaza yardımcı olduklarını, çocuklarına nasıl bir gelecek bıraktıklarını iyi düşünmelidirler. Utanç duyduğumuz geçmişten bugüne kadar emperyalizmin karnesinde bazı notlar: 6 milyon işsiz, 12 Eylül faşist cuntasından bu yana 1 milyonun üzerinde insan işkence gördü, 17 binin üzerinde faili meçhul cinayet var. AKP’nin son 8 yıllık yönetiminde 290 kişi göz altında kaybedildi. Sadece 2006, 2007 yıllarında 10 bin 886 polis ve jandarma 4 bin 662 kişiye işkence yapmakla suçlandı. Son on yılda polisin açtığı ateş sonucu ölen insan sayısı 400’ü bulmuştur. Bunun içinde 12 yaşındaki çocuklarımız da var (Uğur Kaymaz). 100 binin üstünde insan kötü koşullarda cezaevindedir. 80 yıllık emperyalizmin hukuku 15’i kadın 715 kişiyi idam etti. Bu idamların arasında 15’i milletvekili, 17 yaşında Erdal Eren ve Seid Rıza’nın oğlu da var; 16 yaşındaydı. 80’den sonra 30 bin insanın öldürüldüğü kirli savaşı da unutmayalım; hâlâ savaş devam ediyor.
Bu sistem devam ettikçe her gecen gün bu rakamlar daha da büyüyerek karşımıza çıkacaktır. Daha yazamadığımız yığınla insan hakları ihlalleri vardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yüz binlerce dolar ceza verdik. Faşist emperyalist sistemin icraatlarıdır bunlar. Her başı sıkıştığında ya darbeci faşist generalleri kendine kurtarıcı seçer yada sivil faşist çeteleri. Sonunda tedavisi olmayan bu tahribatlar önümüze çıkıyor. Hâlâ bazı partilerde cisimleşen bu ülkücü faşistler, İsrail hangi gerekçeyle Filistin halkını katlediyorsa kendinden olmayanları aynı gerekçeyle katlediyor. Bunların ortadan kalkması da ancak sosyalizmle olur. Bütün bu ahlaksız yaptırımlardan ezilen insanlar etkilendi. Krizin faturasını ezilenlere ödetmek istiyorlar, dünya işçilerinin yüzde 16’sının günlük kazancı 1 doların altındadır artık işçi sınıfı uyanıyor. Emperyalist ülkelerde grevler dalga dalga büyüyor. Ülkemizde de bunun etkisi görülüyor.
Emperyalizmin ürettiği hayallerle bizi sarhoş etmesine izin vermeyelim. Hayale dalmayanların hayatına bakalım, kendilerine nasıl bir hayat kurduklarına bakalım. Birilerinin omzumuza basıp yukarılara çıkmasına izin vermeyelim. Dikilelim emperyalizmin karşısına soralım hesabını. Denizlerin, Mahirlerin, Hüseyinlerin, İbrahimlerin ve binlercesini katleden bu sistemin katillerinden. Hayal geleceğimizi karartır bize gelecek kurmaz. Hayali, emperyalizm ve onun işbirlikçileri kurar. Mücadele edelim, gerçekleri haykıralım, bizi dinleyenler de gelecekleri için çabalar ve mücadele eder. Yoksa bir hiç, bir sıfır, kandırılmış olarak eşek cennetine gideriz. İsimlerini andığımız insanların niçin unutulmadığını da bir düşünelim. Düşünelim Denizleri, Mahirleri, İbrahimleri düşünelim binlercesini.
Gerekirse çevrelerine uymak için kendini yontanlar tükenir giderler. Emperyalizme karşı geleceğimizi aydınlatan devrimci önderlerimizin göstermiş olduğu yolda mücadeleye devam edeceğiz. Bu insanlık dışı uygulamalarıyla adı anılan faşizmin, barış adına, demokrasi adına, insanlık adına bize verecekleri hiç bir şeyleri yoktur. Eli kanlı bu cellatlar ancak kendi efendilerine ve sistemlerine hizmet ederler. Yani kan akıtmaya devam ederler. Geçmişte yaptıkları gibi bir zihniyetin geçmişi ne ise geleceği de odur.
Ne vatan ne millet ne bayrak, insan hepsinden önce gelir; bütün temel değerleriyle. Hiç bir değer insandan değerli değildir. Yaşadığı topraklarda her canlının hakkına sahip çıkan insanı tarif etmeye çalışıyorum. Çünkü bu dünya yalnız bizim değil. Emperyalizm ve iş birlikçileri ise vatanı milleti bayrağı dini sömürü aracı olarak kullanır. Teslimiyetçilik özgür geleceğe darbedir, ihanettir. Kanla yaratılan bu sanal dünya bizim değil. Sosyalistlerin dünyasında kan ve gözyaşı yoktur. İnsanın insan tarafından boğazlandığı sömürüldüğü bu talan düzenine insanlar kendi ömürlerini hizmet etmekle geçirdikleri için utanç duymalıdır. Çünkü en güzel yıllarını yanlış bir düzene boyun eğerek, köle olarak hizmet etmekle geçirmiştir. Geçmişi hatırlamak istemeyecektir. Kendini suçlayacaktır. Artık istese de gerçek hayat nasip olmayacaktır.
Artık ilahi güçler devri kapandı. Kendi özgür dünyamızı mücadeleyle kazanalım. Vatan geleceğimizin olduğu yerdir. Amerika’nın “altın çocukları” çocuklarımızın geleceğini inşa edemezler. Emperyalizmin ömrünü uzatmak için darbeler yapar. Geleceğimizi karartırlar, meşalelerimizi söndürmeye çalışırlar. Örgütsüz, öndersiz bir kitle sürüdür bir hiçtir güç ifade etmez. Diyalektiğin temel yapısı “somut gerçek” diye bir şey yoktur Gerçek her zaman somuttur.
Özgürlük bir gün savaşmakla kazanılmaz, uğruna her gün savaşmak lazım. Bu nefesle bu yokuşu çıkmak zorundayız. Zulme karşı direnmek meşrudur. Faşist rejimleri desteklemek insanlık suçudur.
Hüsnü Arslan (Derince/Kocaeli)
ÖNCEKİ HABER

‘Yeniden yan yana onlar’

SONRAKİ HABER

ÖSS sonuçları ve ülkemizin bilimsel geleceği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...