21 Temmuz 2009 00:00
GÜNCEL
HSYK bu seneki hakim ve savcılar kararnamesini açıklayamadı. Yedi kişilik Kurulda Adalet Bakanı...
HSYK bu seneki hakim ve savcılar kararnamesini açıklayamadı. Yedi kişilik Kurulda Adalet Bakanı, Adalet Bakanlığı müsteşarı ve beş yüksek hakim bulunuyor. Son günlerde medyada yer alan haberlerden anlaşıldığına göre, Kurul çoğunluğu ile AKP Hükümeti arasında bir anlaşmazlık var. Bu anlaşmazlığı AKP lehine çözmek için tartışmalar neredeyse bir aydır Kurul içinde sürüyor. Daha önce, genellikle Hükümetlerin istediği gibi ya da hükümetlerin itiraz etmeyeceği kararnameler çıkardı Kuruldan. Daha doğrusu, kararnameler Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanır, Kurul üyelerinin de esası değiştirmeyen birkaç önerisi ile kararname oluşurdu. Bu kez, hükümetin hazırladığı kararnameye Kurulun çoğunluğundan itiraz gelmiş. AKP, bunu, Ergenekon Davasını bitirme girişimi olarak aktarıyor. AKP yanlısı basından (elbette AKP yönlendirmesi ile) öğreniyoruz ki, HSYK Üyesi Ertosun Ergenekon ve Diyarbakırda bazı faili meçhul cinayetleri soruşturan savcıların değiştirilmesini önermiş. Kurulun çoğunluğu da bu öneriyi destekliyormuş. Doğru mu, yanlış mı? Bilmiyoruz. Muhtemelen doğrudur. Şemdinli davasının savcı ve hakimleri de aynı yöntemle davadan uzaklaştırılmıştı. O zaman AKP böylesi bir tepki göstermemişti. Demek ki, etkilenmek istenen dava konusu DTP üyesi bir kitapçının öldürülmek istenmesi ve kitapçının arkadaşının öldürülmesi olunca, bugün AKPlilerce verilen mücadelenin verilmesi gerekmiyordu. Üstelik Başbakan Erdoğanın Ucu nereye kadar giderse gitsin peşini bırakmayacağız sözüne rağmen. Şemdinli savcısı yerinin değiştirilmesi ile kurtulmadı. Meslekten atıldı, avukatlığa bile kabul edilmedi. Neredeyse canını zor kurtardı.
AKP Ergenekon davasında, Şemdinli gibi davranamıyor. Bu dava Şemdinliye benzerse, iktidarının sonunun Şemdinli savcısı gibi olacağını düşünüyor.
İşin ilginç yanı, düğümü çözmek için kamuoyu önünde teşhir ve deşifre ettikleri HSYK üyesi Ertosun AKP tarafından bugüne kadar hep taltif edilmiş bir kişi. Şimdi Hayata Dönüş operasyonundaki rolü, Sabancı Suikasti Sanığı Mustafa Duyarın öldürülmesi konusunda hakkındaki iddialar vb. AKPnin bugün aklına geldi. Oysa Ertosun hakkında bu iddialar başta gazetemiz Evrensel olmak üzere bazı gazetelerde yazılır, Ertosun hakkında suç duyuruları yapılırken, AKPnin en önemli Yöneticilerinden Cemil Çiçek bu kişiyi iltifatlara boğuyor, madalyalar veriyordu. Ertosunun önce Yargıtaya, sonra da HSYKna atanmasında da Çiçek in büyük gayreti olduğu söyleniyor. HSYKya Yargıtay tarafından önerilen üç kişi içinden Ertosunu seçen de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül idi. Belki de Ertosunu Ergenekon ile ilişkilendirenler, Cemil Çiçekin de bu ilişkideki yerini araştırmalı.
Bizim bütün bu gelişmelerden alacağız ders ise; AKP ile bugün Ergenekoncu dedikleri arasındaki ilişkilerin griftliğine bakarak, ideolojik ve siyasi olarak birbirlerinden çok farklı yerlerde olmayanların, iktidar ve çıkar çekişmeleri için birbirlerine neler yapabileceklerini anlamak ve bu çekişmeyi yanılıp demokrasi mücadelesi sanmamak.
İkinci ders ise; bilirsiniz, demokrasi ve adalet için mücadele eden çevreler, avukatlar HSYKdan Adalet Bakanı ve müsteşarı çıkarılsın vs. deriz. Sanılmasın ki, Adalet Bakanı ve müsteşar bu kuruldan çıkarılınca HSYK demokratikleşecek. İşte görüyoruz. AKPli Bakana ve müsteşarına direnen Kurulun yapmak istedikleri de demokratik ve adil olmuyor. İktidar el değiştirmedikçe, işçi sınıfı ve emekçiler iktidarda olmadıkça, sistem tümden demokratikleşmedikçe tek tek kurumların demokratikleşmesi mümkün değil. Bu kurumların demokratikleşmesi talebi, belki halkın çıkarlarına karşı politikalarında onları biraz geriletecek ve bir de bugün tanık olduğumuz gibi, iktidar emekçilerin eline geçmeden bu işlerin çözülmesinin mümkün olmadığının emekçilerin çoğunluğu tarafından idrak edilmesine yarayacak.
Bir musibet bin nasihatten iyidir.
KAMİL TEKİN SÜREK