23 Temmuz 2009 00:00
Mezarlıkta yıllarca babasının darağacını aradı
Mehmet Kanbur, 12 Eylül darbecileri tarafından, Gölcük Donanma Mahkemesindeki göstermelik yargılamanın ardından, 29 Ocak 1983te İzmit Cezaevinde, Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan ve Erdoğan Yazganla birlikte idam edildi.
Mehmet Kanbur, 12 Eylül darbecileri tarafından, Gölcük Donanma Mahkemesindeki göstermelik yargılamanın ardından, 29 Ocak 1983te İzmit Cezaevinde, Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan ve Erdoğan Yazganla birlikte idam edildi. Kanburun, idamından 10 dakika önce eşi Zeynep Kanbura yazdığı mektubu ise tıpkı diğerlerinin mektupları gibi tutuklu kaldı askerlerin elinde. Ta ki, Devrimci 78liler Federasyonu girişim başlatıp, mektupların aslına ulaşana kadar
Önce Ömer Yazgan ve Ramazan Yukarıgözün mektuplarına ulaşıldı, şimdi de Mehmet Kanburun. Sıra Erdoğan Yazganın mektubunu almakta. Ailesi bunun için Kara Kuvvetleri Komutanlığına başvuruda bulunacak.
FRANSADAN MEKTUP İÇİN GELDİ
Fransadan gelerek, eşinin mektubunun aslına 26 yıl sonra kavuşmanın heyecanını yaşayan eşi Zeynep Karagöz, gözyaşlarını tutamadı. Eşi idam edildiğinde 9 yaşında olan, bugün 35-36 yaşına basan oğlu Muratın yıllarca babasının darağacını aradığını yeni öğrenen Zeynep Kanbur, Oğlum mezarlıkta babasının darağacını aramış. Acaba hangi ağaç diye hangi ağaca astılar diye, darağacını aramış. Yıllarca söylemedi bana. Acaba her gün mü gitti aradı diye düşünüyorum şimdi. Ta ki aklı yetene kadar diyor ve ekliyor; Bir çocuğun, babasının darağacını araması kadar zor bir şey var mı? Bunu soruyorum generallere, 12 Eylül cuntacılarına
YARGILAYANLAR RÜŞVET ALDI
Mektuba ulaşıldığını ilk duyduğunda çok heyecanlandığını, KKKda mektubu almayı beklerken de sanki eşini beklermiş gibi heyecanının arttığını söyleyen Zeynep Kanbur, Tabii üzüntümüz ayrı, ama çok sevindim diyor. İdam kararı alındığında 11 yıllık evli, 9 yaşında bir oğlu olan Zeynep Kanbur, idamı beklemediklerini de sözlerine ekleyerek; İdamlara belki hepimiz hazırlıksızdık, çünkü bizimkileri yargılayan hakim başka bir davada rüşvet alırken yakalandı. Biz tamam dedik, bizimkiler tekrar yargılansın diye telgraf çektik. Akşam telgrafı alıyorlar. Ertesi gün resmi gazetede idam kararı çıkıyor ve sabah dörtte idam ediliyor. Ne avukatlarına, ne ailelerine hiç kimseye haber vermediler. Sadece kapımızı çalıp, Başınız sağ olsun, cenazeleri alacak mısınız? dediler. Onlar için çok basitti, ama bizim için çok zor bir süreçti diyor.
OĞLU , YILLARCA DARAĞACINI ARADI
Devrimci 78liler Federasyonu Genel Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, ilk kez Fransada karşılaştığı Mehmet Kanburun 36 yaşındaki oğlu Muratın kendisine, Babamı İstanbul Sarıyerdeki mezarlığa götürünce mezarlık ağaçlıktı. Ağaçların arasında darağacı aradım. Darağacının herhangi bir ağaç türü olduğunu zannederek dediğini anlatıyor. Çok da duygulandığını belirterek
KARDEŞİM GELMİŞ GİBİ OLDU
Kardeşinin mektubuyla yıllar sonra karşılaşmanın getirdiği duygusallıkla konuşan abla İnsaf Karabulut; Mektubu görünce sandım kardeşim geldi. Mektubu geldi, Mehmet yok.
Mehmet hukuk tarafından yargılanmadı zaten, ben buna yargılanma demiyorum, tepeden inme bir karardı diyerek, idam kararını eleştiren abla İnsaf, mektubu karşısında görünce, Mehmet yeni doğdu. Zeyneple birlikte askeriyeye gittik. Sanki Mehmetin görüşüne gittik de, Mehmet oradan çıkıp gelecek. Öyle hissettim Mektubu geldi, Mehmet geldi. diye anlatıyor. İnsaf Karabulut, Kenan Evren ve darbecilerin yargılandığını mutlaka görmek istediğini söylüyor.
OĞLUNU EŞİNE EMANET ETTİ
Mehmet Kanbur mektubunda eşine Sana güveniyorum diye sesleniyor ve tek başına, yapa yalnız kalsan dahi, doğruluktan, dürüstlükten ayrılmayacağına, namusluca yaşamını sürdüreceğine inanıyorum. Ayrıca sana ve halkıma armağan ettiğim Murata da yeterli ilgi göstereceğine, halkına yararlı olacak bir biçimde yetiştireceğine eminim diyor.
MORALİ ÇOK YÜKSEKTİ
Mehmet Kanburdan bir yaş küçük kardeşi Süleyman Kanbur da oldukça duygusal, sevinci ve hüznü bir arada yaşadım diyor. Abisi için idam kararı aldığında 28 yaşında olduğunu anlatan Süleyman Kanbur, Divriği Madende işçi olduğu için sık görüşemediklerini belirtiyor. Süleyman Kanbur, Gölcük Askeri Cezaevinde ziyarete gittiğini, karşılaştığında sesinin boğulduğunu, konuşamadığını ama Mehmet Kanburun gülümseyerek, kendisine moral verdiğini söylüyor. Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarını, yargıçların rüşvetten suçüstü yakalandıklarını, ama kendilerini aklamak için de alelacele, gece yarısı resmi gazetede yayınlayıp, idam ettiklerini söylüyor ve o da darbecilerin yargılanmasını istiyor.
MEKTUP, ŞİİRLERLE, ÇİÇEKLERLE VERİLDİ
Mehmet Kanburun 26 yıl saklanan mektubu dün Mülkiyeliler Birliğinde düzenlenen basın toplantısı ile eşine ve ailesine verildi. Kanburun mektubunun okunduğu toplantıya Ankaradaki emek ve meslek örgütleri, siyasi parti temsilcileri, aydın ve yazarlardan oldukça geniş bir katılım oldu. Alkışlarla başlayan toplantıda, şiirler okunup, saygı duruşunda bulunuldu.
Birlikte idama giden ve mektubu Kara Kuvvetleri Komutanlığından hala verilmeyen Erdoğan Yazganın kardeşi Fatoş Yazganın da katıldığı toplantıda oldukça hüzünlü anlar yaşandı. 12 Eylül Darbesinin başı Kenan Evrenin ve darbecilerin yargılanması isteğinin ön plana çıktığı toplantıda, Zeynep Kanbur, Eğer onlar pişman olsa, keşke yapmasaydık deselerdi getirip kendi elleriyle teslim ederlerdi mektubu dedi. Toplantı, çerçevelenmiş mektubun aslının Zeynep Kanbura teslim edilmesi, çiçeklerin sunulmasının ardından, şair Ahmet Tellinin okuduğu şiirle sona erdi.
(Ankara/EVRENSEL)
Sultan Özer - Aylin Akçay