24 Temmuz 2009 00:00

İnanılmaz yoksulluk var


29 Mart yerel seçimlerinde Bornova Belediye Başkanı seçilen Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, üniversite kökenli bir belediye başkanı. Aynı zamanda uzun süre Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı ve TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği deneyimleri de var Okyay’ın. Hem akademisyen kimliği, hem de meslek örgütü yöneticisi olarak tanınan Sındır, belediye başkanı olarak geçen 4 ayını değerlendirdi. Bu dört aylık süre içerisinde kendisini en çok şaşırtanın Bornova gibi gelişmiş sayılan bir ilçede bile yokluk, yoksulluk ve işsizliğin fazlalığı olduğunu söylüyor. Sındır’ın belediyede çalışan işçi ve emekçileri ilgilendiren önemli sözleri de var.

Dört aydır belediye başkanısınız. Bu geçen zamanı değerlendirir misiniz?
Bir kere Bornova’da ne kadar çok işsiz insan olduğunu gördüm, hissettim. Bornova gibi Türkiye’nin, İzmir’in en kalkınmış, gelişmiş, eğitim düzeyi yüksek, demokrasinin beşiği denilen bir yerde inanılmaz boyutta yoksulluk açlık çeken insan var. Ne olaylar geliyor, ailenin durumu hakkında, yoksulluğun boyutları hakkında. Tarif edemem…

Belediyelere yönelik iş başvuruları neden bu kadar yoğun sizce?
12 Eylül sonrası özelleştirme furyası ile Türkiye’nin bütün kamu kurumları yok edildi. Özelleştirme de değil onun adı aslında yok etme politikası. Vatandaşın gözünde iş kapısı olan bir sürü kapı idi bu kurumlar. Şimdi vatandaşın gözünde tek devlet kapısı neredeyse belediye kaldı. Ne yazık ki siyasette halkın bu durumunu kullanıyor. Seçim zamanlarında, ‘Bize oy verirsen sana iş veririz’ diye. Ya da vatandaş da böyle düşünüyor, bu partiye oy verirsem bana iş verir diye.

Siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Benim yapabileceğim pek bir şey yok. Seçim sürecinde her yerde, herkese, her fırsatta söyledim. Belediyenin bir kamu hizmet kurumu olduğunu. Belli sayıda istihdamının olduğunu, hiçbir zaman boş oturacak kadroların belediyeye alınmasının mümkün olmadığını anlattım. Ama vatandaş bunu dinlemiyor, ‘Doğru Başkan, ama sen benim oğlanın/kızın işi için bir baksan gene de’ diyor. Yine de tüm başvuruları klasörledik, başvuru sahiplerine geri döndük. En azından vatandaş ilgilenildiğini bilsin, hissetsin istedim. Bir umuttur, bir deniz yıldızı belki, kurtarırız.

Seçim sürecinde özellikle belediyede çalışan emekçilerin durumu ile önemli sözler vermiştiniz…
Benim vurgusunu yaptığım şeylerin başında emeğin sömürüsüne karşı olacağım geliyor. “Bornova belediyesinde emek sömürülmeyecektir” dedim. “Sosyal güvencesi olacaktır” dedim. “İşçisi memuru bütün çalışanların grevli TİS’li sendika hakkı olacak” dedim. Şu anda Bornova Belediyesi temizlik işleri, park bahçeler taşeron şirketlerde. Taşeron şirket uygulamasına son vereceğimi söyledim. Ama bunu bugünden yarına yapacağım demedim. Hemen son veremiyorsunuz. 1200 işçiyi bir anda ben bu işçileri belediyenin kadrosuna alıyorum diyemiyorsunuz. Bu mümkün değil, kimse bunu hayal etmesin. Çünkü yasa personel gideri bütçenin yüzde 30’undan fazla olamaz diyor. Bu işçileri aldım mı yüzde 30 değil yüzde 70 oluyor personel gideri. Halk Meclisi için de süreci başlattık. Bu yaz döneminde meclisin oluşumunu tamamlayacağız.

Durum böyleyse taşeron çalışmaya son verme planınız ne?
Belediyeler şirket kurarak kendi şirketleri üzerinden işçiye kadro, sendika, bütün sosyal güvencelerini tanıyabilir. Sonra o şirketten hizmet alımı yapıyor belediye. Bizim İzbaş’ın iş bitirme belgesi yeterli değil. Biz onu güçlendirmeye çalışıyoruz. İlerde o da ihaleye girebilecek. Alırsa bu işçileri onun bünyesine peyderpey alacağız.

Bornova bir üniversite kenti olabilecek mi?
Üniversite gençliğinin topluma karşı duyarlılığını ve sorumluluğunu arttırmak gerekiyor. Gençlerin kampüs dışına çıkması lazım. Bornova bir üniversite kenti diyoruz ama öyle olamamış Bornova. İçinde üniversite olan bir kent olmuş sadece. Üniversite kenti yapmak gerekiyor Bornova’yı. Bilimle, sanatla halkı buluşturmak gerekiyor. Bir de yurt sorununa karşı 2 bin kişilik bir öğrenci yurdu yapacağız, Doğanlar’a. (İzmir/EVRENSEL)
Özer Akdemir

Evrensel'i Takip Et