27 Temmuz 2009 00:00
EVRİM/DEVRİM
GÜNÜN YAZILARI
Bir yandan Kürt sorununda derin tartışmalar yaşanıyor. Bir noktaya gelindiği belli oluyor. Son kozlar oynanıyor. Kayıtsız şartsız silah bırak baskıyı yoğun. Ama Kürtler de ne bedellerle buraya geldiklerini biliyorlar. ABD de işin içinde olduğundan, kimse ucundan kenarından da olsa tutmaktan kaçınamıyor. TÜSİAD, Hükümet, hatta TSK Manevra üzerine manevra düzenleniyor. Görünen, resmen olmasa bile fiilen Öcalanın muhatap alınmasından yan çizilemeyeceği yolunda gelişmeler. Herkes için bugünkünden iyi olacak ve yeni bir mücadele süreci başlayacak. İşçi sınıfı ve mücadelesinin önünün açılması bakımından da büyük burjuvazi bakımından da bugünkü tıkanıklığın aşılması çıkarlarına uyacak. Kürtlerin de. Emperyalistlerin, başlıca Amerikalıların da. Bu nasıl olacak? Tümü için iyi olanaklı mı ve nasıl bulunacak? Tabii ki mümkün değil ve yalnızca mücadelenin koşullarıyla birlikte zemini değişecek.
İşçi sınıfı ve mücadelesi bakımından kötü olmayacağı kesin. Yeter ki Kürt halkı bakımından tam bir aldatmacaya dönüşmesin. Mücadele yeni koşullarda kuşkusuz sürecek.
O koşullar, kuşkusuz ki bugünkünden daha elverişli olacak Türk ve Kürt işçi ve emekçiler bakımından. Burjuvazi ve arkasındaki emperyalist efendilerle mücadelede daha sağlam ve sağlamlaştırılabilir mevzilere sahip olabilecek emekçiler. Burjuvaziyle işçilerin, yanında ve arkasında geri kalan emekçilerin karşı karşıya saflaşmaları kolaylaşacak çünkü. Kürt sorunu ve kangrenleşmiş olmasını ileri sürerek Türklerle Kürtlerin kapışması ardına gizlenemeyecek örneğin krizin fırsata çevrilmesi. Şovenizmin bölücülüğü, çatıştırıcılığı her şeyin önüne geçemeyecek ve sermayeyle Hükümet, kolayca hem Türk hem de Kürt işçilerin karşısına dikilemeyecek.
Sermaye hükümetin de desteğiyle ve arkadan hançerleyici sendikaları da yanına alarak Erdemir ve İsdemirde yüzde 35 ücret indirimini dayatmamış mıydı işçileri? Şimdi İSOnun Türkiyenin 500 büyük şirketini açıklamasıyla alçaklığın boyutu gözler önüne serildi. Nasıl kriz, kriz diyerek, hiçbir nesnelliği ve aslı astarı olmadan, şirketlerin durumları kötü de olmadan, işçilere ücret indirimi dayatılmış anlaşılıyor! Erdemir kârına kâr katmış, 6.cılıktan 4.cülüğe yükselmiş. İsdemir de, 15ten 11.ciliğe.
Durmadan işçi çıkaran , ücretsiz izni dayatan ve işçi ücretleri işsizlik sigortası fonundan karşılanan FORD ise 3. sırada. 616 milyon lira kâr etmiş.
En büyük elli şirketin 2007e göre bütün rakamları artıyor 2008de. Yalnızca çalıştırdıkları işçi sayısı azalıyor. Bu alçaklıktan başka neyle tanımlanabilir? İşçi atıyorlar kriz diyerek, ama kriz onlara yarıyor, kârları yükseliyor. Peki, durumları hem de iyileşirken neden işçi atıyorlar bu sömürücü zalimler?
İşçilerin örgütsüzlüğü ve dağınıklığından başka nedeni var mı? Başka sorunları ileri süren aldatıcılığın ya da Kürt sorunu gibi sorunların aciliyet kazanmasının emek-sermaye çelişmenin üzerini örtmesinin de payı var kuşkusuz. Karşıda burjuvazi, bu tarafta işçi ve emekçiler açık bir sınıf mücadelesi yürütmek, işten atılmamak, ücretlerini hiç değilse korumak, açlıktan kaçınmak, emekçi ailelerin darmadağın olmasını önlemek gibi taleplerle olsun birleşmek ve sınıf olarak davranmak durumunda olmayınca, böyle alçaklıklara maruz kalacak, sürekli kaybedeceklerdir. Kazanmalarının ya da en azından daha fazla kaybetmelerini durdurmalarının tek seçeneği, mücadeleci birliklerini gerçekleştirmeleridir. Bunun kendiliğinden olmayacağı kesindir; ama örneğin Kürt sorununun az-çok eşitlikçi bir çözümünün ve silahların susmasının böyle bir birliğin kolaylaştırıcısı olacağı da kesindir.
İşçilerin iliğini kemiğini kurutucu kriz fırsatçılığının alçaklığına karşı, kapitalizme karşı mücadele ve bu mücadelenin önünün açılması için başta Kürt sorunu olmak üzere demokratikleşme mücadelesi
MUSTAFA YALÇINER
Evrensel'i Takip Et