27 Temmuz 2009 00:00
Örgü sepetler ve güvercin
Geçen gün tatilden dönerken kurulu bir pazardan geçtiğimiz esnada gösterdi annem. Bak dedi; örgü sepetler yeniden çıkmış. Gerçekten de öyleydi. Birkaç kadının elindeydi bu kamıştan örülme sepetler.
Geçen gün tatilden dönerken kurulu bir pazardan geçtiğimiz esnada gösterdi annem. Bak dedi; örgü sepetler yeniden çıkmış. Gerçekten de öyleydi. Birkaç kadının elindeydi bu kamıştan örülme sepetler. Çocukluğumun renkli günlerine döndü bakışlarım birden. İrili ufaklı, kırmızılı yeşilli, desenli desensiz bir sürü sepetle geziniyorlardı kadınlar pazarlarda. Ortalıkta şimdikinden çok daha canlı bir görüntü... Belki çileydi emzirilen boyuna. Yokluktu belki olan elde avuçta. Ancak yetinme ve sabrın ulvi kokusu sinmişti bir kere bu sepetlere. Naylon poşetlere konmuş günlük ilişkiler girmemişti hayatlarımıza henüz. Aşkın, arkadaşlığın henüz yalnızlaştırılmadığı günlerdi onlar. Aksine, kol kola dolaşırdık dostlarla sokaklarda o sıralar. Yatak sohbetleri ederdik saatler boyu, kapı komşumuzun kızıyla. Ya sokak oyunlarımız Saklambaçlı, yakantoplu haykırışlar uzayıp giden gece yarılarına...
Şimdiyse naylon poşetlerimiz var bizim emektar sepetlerin yerine. Onlar da renkli evet. Yalnız bir farkla; içleri görünen, yapay, doğa düşmanları onlar. Günün çıkar gözeten, gösterişçi, ruh tüketen ilişkileri gibi. İçtenliksiz yüzlerle selamlıyoruz birbirimizi. Bile bile zehirleniyoruz topluca ve anlaşılmaz bir şekilde kanıksıyoruz bu yeni yaşam duruşumuzu. Birbirimizin yüzünde kendi yürek atışlarımızı duymadan koşturuyoruz başka bir yüzü görmeye. Sonra yeni bölünmeler kanatıyor sesimizi. Öyle çok naylon var ki şu an ortada ve öyle çok yalnız ilişki...
Ancak geçen gün sepetler demişti annem; o örgü sepetler yeniden çıkmaya başlamışlar pazarda bak. İşte o an çocukluk penceresinden gülücük dolu yüzüyle bakmakta olan küçük bir kıza göz kırptı, gökyüzünde süzülmekte olan umut habercisi bir güvercin
Harika Külçür (İzmir)