28 Temmuz 2009 00:00

GERÇEĞİN GÖZÜYLE

Büyük kalabalıklar içinde kendinizi yalnız, yabancı duyumsadığınız olmuştur. Zaman zaman zorunlu gittiğim kimi toplantılarda bu duygudan kurtaramam kendimi.

Paylaş

Büyük kalabalıklar içinde kendinizi yalnız, yabancı duyumsadığınız olmuştur. Zaman zaman zorunlu gittiğim kimi toplantılarda bu duygudan kurtaramam kendimi. Basından sansürün ilk kez kaldırılışının 101. anma gecesinde Dolmabahçe Sarayının bahçesinde bir kez daha yaşadım aynı sıkıntıyı. Üstelik meslektaşların arasındaydım. Nedenini sorguladım kendimce. TGC Başkanı Orhan Erinç’in özlü açış konuşmasını da Basın Özgürlüğü Gününde ödüle değer görülen iki değerli meslektaşın Rıza Türmen ve Nedim Şener’in siyaset, yargı ve medya sorunlarına ilişkin sert eleştirilerini de özenle dinleyenler sayıca ne denli azdı. Çoğunluk muhabbete, eğlenceye gelmiş insanların rahatlığı içinde yüksek sesle gevezelik ediyordu. İktidar- muhalefet, laik- neoliberal karşıtlığı içinde ikiye bölünmüş medyanın bir bölümü ise kendi meslektaşlarının törenini görmezden gelmeyi yeğlemişlerdi. Kamu hizmeti yayıncılığı yaptığının bilincine erişememiş,iktidar yandaşlığı ile var olmaya çalışan TRT de yoklar arasındaydı. Sürekli basın kartına onca yılın emeği ile hak kazanmış kendi elemanlarını görüntüleyecek bir kamera ekibi gönderdiklerini de sanmıyorum. Göremedim. Oysa ‘80’li yıllarda baş gösteren ‘90’lı yıllarda hız kazanan basın çalışanlarını örgütsüzleştirme operasyonu artık tamamlanmış, günümüzde basın emekçisinin sorunları gündem dışına itilmiştir. Sendikalı örgütlenmenin yolunu kesme adına yaptıkları icraatlarla doğrusu iktidar- muhalefet birlikteliği göz yaşartmaktadır. TGC 63 yıllık bir çınar. Kuruluşundan bu yana basın çalışanlarının sorunlarına, meslek ilkelerine ve siyasete, sermayeye karşı yansız kalmayı dert edinmiş kendine. Ülkede demokrasinin, çok sesliliğin, hukukun üstünlüğünün yerleşmesi konusunda ise taraf olmuş hep. Hak ihlallerine karşı duyarlılığını kanıtlamış bir meslek örgütü. Şimdi iktidar bu cemiyeti sevmiyor çünkü bağımsız. Ellerinden gelirse dernek seçimlerinde yandaşlarını sokacaklar yönetime. İktidara yakın yaman bir yazar bunu aylar önce ifade etti zaten. Sendikadan sonra sıra TGC de, böyle biline.
Son zamanlarda Osmanlı güzellemeleri başladı basında ve televizyonlarda. Bu hayranlığın nedeni anlaşılabiliyor elbet. Türk-Sünni İslam sentezinin temel alınacağı bir gidişe ışık yakıyor kimileri. Biraz çabayla tarihin öğreticiliğinde derebeylerinden imparatorluklara, diktatörlüklere kadar güç odaklarının halkları ayrıştır- böl-yönet sistemi ile elleri altında tutmayı benimsediklerini bilmek, görmek olası. Ne yazık günümüzde de yargıdan medyaya, bürokrasiden üniversiteye siyasallaşmayan, kamplara ayrışmayan kurum kalmadı. Hatta sanatta, edebiyatta bile bu ayrışmanın emareleri görülmeye başlandı. Bu tufan içinde iktidarın nasıl bir Kürt açılımı yapacağına, azınlık sorunlarını nasıl temellendireceğine akıl erdirmek zor. İktisadi krizin vurduğu emek kesimi, kepenk indiren işletmeler, gün be gün büyüyen işsiz sayısı mı? O zaten ne iktidarın ne muhalefetin sorunu. İMF ile çözülürse çözülür, çözülmezse iktidarın akil adamları bir yolunu bulur, üzmeyin kendinizi sıkın dişinizi ; kaldıysa tabii...
TURGAY OLCAYTO
ÖNCEKİ HABER

zama zingo

SONRAKİ HABER

Aldatan sevgili balon çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...