28 Temmuz 2009 00:00

RAMP IŞIKLARI

İktidarın bülteni gibi yayınları ile bilinen bir gazetenin köşesini kendi hezeyanları için kullanan Köşe Yazarı Emre Aköz köşesinde şöyle bir yorumda bulunmuş: “Nüfusun yüzde 15’ni oluşturan bir mezhebin yüksek yargının...

Paylaş

İktidarın bülteni gibi yayınları ile bilinen bir gazetenin köşesini kendi hezeyanları için kullanan Köşe Yazarı Emre Aköz köşesinde şöyle bir yorumda bulunmuş: “Nüfusun yüzde 15’ni oluşturan bir mezhebin yüksek yargının koltuklarının yüzde 50’sine oturması normal mi?” Bunu dedikten sonra daha başka bir yığın zırva ile okuyucusunun kafasını karıştırmış ve bu yorumla alenen ayrımcılık ve mezhep şovenizmi yapmakta bir beis görmemiş.
Evet, normal Aköz bey, sizin bu üzerinize vazife olmayan konularda yazmanız kadar. Nüfusun yüzde 15’i diye ölçülediğiniz (Bu adam ya sayı saymayı bilmiyor ya da hiç dayak yememiş) Alevilerin ödediği vergilerle nasıl ki 90 bin imam ve vaizin maaşları ödeniyorsa ve daha başka harcamalara kullanılıyorsa bu ödenekler yargı ya da başka kurumlarda alevi nüfusunun bulunması nasıl normal olmuyor ya da bu durum size neden saçma geliyor? Sizin akıl dışı, garabet ve hezeyanlarınız doğrultusunda hareket edecek olursa, yetkili ve etkili yöneticilerin, devlet kadrolarındaki sünni olmayan bütün kadroların görevlerinden uzaklaştırılması gerekiyor. Bu daha saçma gelmez mi size? Hak, hukuk ve adalet, eşitlik gibi kavram ve terimleri lügatınızdan sürgüne gönderdiğinizi biliyoruz.
Alevilerin yargı organlarındaki kadrolarının hangi makul ölçülerde olmasını istiyorsunuz, onu da söyleseydiniz. Örneğin Anayasa Mahkemesinde Yargıtay’da Sayıştay, ya da Danıştay’da kaçar kişilik kadro hak ediyor aleviler bunu da bir zahmet köşenize alıverseydiniz. Hem nereden biliyorsunuz yüksek yargı organlarındaki koltuklarda oturan insanların mezheplerini? Soruşturma mı yaptınız ya da yaptırdınız? Bu sizi neden bu kadar ilgilendiriyor? Hukuksuz ve adaletsiz bir iktidar sürecine karşı çıkanları neden mezhepleri ile yargılıyor, onları aşağılıyor ve hor görüyorsunuz? Biz bu yazıyı yazarken sizin mezhebinizi ve nesebinizi bilmiyoruz, bizi de ilgilendirmiyor. Yazık size. Belki de inanmadığınız şeyleri yazmak zorunda kalıyorsunuz.
Alevileri ve daha başka etnik köken ve mezhepleri dışlayan bir iktidar zincirinin hangi halkasında özel bir misyonla hizmet verdiğinizi biliyoruz Aköz bey. Biraz insaf ve vicdandan da mı yoksun bırakıyor içinde bulunduğunuz mıntıkanın kuralları? Hani siz demokrat, sivil ve darbe karşıtı olarak yazıyorsunuz ya ama Alevilerle birlikte yaşamasını hala beceremiyorsunuz.
Aköz bey, bilginiz dahlinde olduğunu sanıyorum, Makyavel’den bu yana iktidar sahipleri kendilerine, gönüllü, profesyonel ya da kadrolu danışmanlık hizmeti sunanların zeki, çevik ve ahlaklı ve mantıklı olmasına azami düzeyde önem vermişlerdir; bu bilinir. Sizin sıfat olarak hangi kategoride hizmet verdiğinizi bilmiyorum ama yalakalık ile danışmanlığı karıştırıyor ve o rampa soğanı, öküz yemliği, çoban aldatan, yezit yeşili, kel baş dikeni, katır tırnağı ve semirme çıbanı mealindeki zehirli fikirlerinizin ciddiye alınmasını istiyorsunuz.
Sabah gazetesinin yayın yönetmeni ve yazarları bu adama tepki göstermez, alevi toplumundan özür dilemezlerse Aköz’ün ayıbına başta yayın yönetmeni Erdal Şafak ve gazetenin diğer köşe yazarları da ortak olmuş olacaklardır.
Aköz bey bu yazısı ile bizim mahallenin çocukları tarafından önce ırkçı, kimileri tarafından muhafazakar liberal, bazılarınca liberal faşist, bizim yakınımızda bulunanlarca mezhep faşisti olarak adlandırıldı. Bu sıfatlandırmanın hepsine katılmakla birlikte bizce iktidar tarafından semirtilmiş saf faşist olarak adlandırmayı uygun bulduk.
METİN BORAN
ÖNCEKİ HABER

SONUNU BEKLEYEN İŞLETME CEYLANPINAR 2

SONRAKİ HABER

Modern Folk Üçlüsü 40 yaşında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa