28 Temmuz 2009 00:00

SONUNU BEKLEYEN İŞLETME CEYLANPINAR 2

TİGEM’de çalışan kadrolu ve taşeron işçiler, devletin uyguladığı politikalar nedeniyle çalışma ve yaşam koşullarının giderek kötüleştiğini anlatıyor.

Paylaş

İşletme kuruyor, halk göç ediyor!
TİGEM’de çalışan kadrolu ve taşeron işçiler, devletin uyguladığı politikalar nedeniyle çalışma ve yaşam koşullarının giderek kötüleştiğini anlatıyor. Taşeron işçiler, kadrolu işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen, üstelik bir devlet işletmesinde asgari ücretin çok altında ve sigortasız çalıştırılıyor.
İşçiler, hem yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, hem de eski günlerini arayan işletmenin daha kârlı ve verimli hale getirilmesi için yeni işçi alımını istiyor. TİGEM’den emekli olan işçiler ise, zamanında 7 bin işçinin çalıştığı işletmede bugün çalışan sayısının bine düşürüldüğünü, binlerce gencin işsiz olduğunu ve ilçe halkının geçici işçi olarak çalışmak için göç etmeye başladığını anlatıyor.
SENDİKA BİZİ ÜYE YAPSIN
Orhan Karaoğlan TİGEM’de Taşeron İşçisi, sürücü olarak çalışıyor. Traktör işçisi olarak nadas, ekim yapıyor. Sigortasız olarak çalıştırılıyor, 20 gün çalışıyor, 1 gün sigorta yatırılıyor. İşe gitmediği günler yevmiye sayılmıyor. Günde 13-14 TL’ye çalışıyor hatta 9 TL’ye çalıştığı günler bile oluyor. Devletin kendilerine herhangi bir imkan vermediğini belirten Karaoğlan, “Taleplerimiz, bizim çalıştığımız günlere ilişkin bir düzenleme getirmeleri, ücretlerimizi düzenli bir şekilde vermeleri, kadrolu olmasak da bizi kadrolu işçi, mevsimlik işçi olarak çalıştırsınlar. İleride kadro verebilir devlet ama bunu da yapmıyor. Taşerona veriyorlar bizi 13-14 TL’ye çalıştırıyorlar. Devlette çalışan işçinin yaptığının aynısını yapıyoruz; biz de o da sürücülük yapıyor. Kadrolu işçi ayda 1200 TL alıyor, biz 200-300 TL alıyoruz. Biz bununla ev geçindiremiyoruz, kirayı veremiyoruz, elektriği, suyu veremiyoruz” diyor. 10 yıldır bu işi yaptığını belirten Karaoğlan geriye dönük müteahhitlere dava açtıklarını çünkü 2004’ten 2009’a kadar, sigortasız ve asgari ücretin altında çalıştırıldıklarını dile getiriyor. 30 Temmuz’da mahkemeleri olduğunu söyleyen Karaoğlan “Sendikadan bize yardımcı olmasını ve bizi sendikaya üye yapmasını istiyoruz, bizim hakkımızı sendika arasa daha iyi olur” diye konuştu.
TAŞERON GEREKEN BAKIMI YAPMADI
1986’da TİGEM’ e kaydolduğunu belirten Halil Berice, Daha önce 7 bin işçinin çalıştığını ve o zamanlarda TİGEM’den daha güzel ürün alabildiklerini, çünkü bütün işçilerin devlete ait olduğuna dikkat çekti. “2000’den bu yana işçilerimiz hep emekli oldu, emekli olduktan sonra bunların yerine işçi alınmadı. Alınmadığı için bunların yeri de müteahhite teslim edildi, müteahhit gerçekten TİGEM’in arazilerine, sulu ziraat arazilerine yeterli bir şekilde bakmadı. Çünkü bunlara yeterince yevmiye verilmedi, bunların sigortaları, primleri yatırılmadı onun için 10 TL’ye çalışan işçi o işi dikkate almadı” diyen Berice, Daha önce bir dekarın 500-600 kg ürün verdiğini, şu anda ise sulu ziraatin 300-350 kg. ürün verdiğini; devletin daha fazla kazanabilmesi için eski konuma gelmek gerektiğine dikkat çekiyor.
TİGEM KÖTÜYE GİDİYOR
TİGEM İşçisi Mehmet Akbıyık da 1993’ten bu yana TİGEM’de çalıştığını belirterek, zamanında maddi manevi olarak her şeyin iyiye gittiğini şu anda ise geçim sıkıntısı çektiklerini söyledi. “TİGEM de biz de AKP geldiğinden bu yana geçinemiyoruz, sözleşmelerde biz çok geride kaldık. Zamanında memurlardan daha fazla maaş alıyorduk, şu anda onlar bizi ikiye katlamış durumda. TİGEM’ in sıkıntısı ise git gide işçisi azalıyor, işçi alımı da yok, hep müteahhit tarafından çalışan işçiler zaten hepsi mağdurlar, sigortaları da yok” diyerek TİGEM’in bu nedenle kötüye gittiğini ifade etti.
DÜNYANIN İKİNCİ BÜYÜK ÇİFTLİĞİ KURUYOR
TİGEM’den emekli olan Hacı Çimen de “Çiftlik dünyanın ikinci çiftliğidir, Türkiye’nin birinci çiftliğidir, 1 milyon 750 bin dekar arazisi var, 1968’de işe girdiğim zaman, burada 100 bin koyun besleniyordu, 15 bin civarı büyükbaş hayvan besleniyordu, bahçeler ekildi, çamlar ekildi. Şu durumda 2009’a gelmişiz büyükbaş hayvan 3 bin civarında, küçükbaş hayvan 40 bin civarında, işçi sayısı o zaman 7 bin civarındaydı şu an bin işçiye düşmüş. Şu durumda çamlar, fıstıklar hepsi kurumuş” diyerek bir an önce Tarım Bakanı ve Orman Bakanı’nın gelip fıstıklara, çamlara bakması gerektiğini, milli servetin heba olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca işçi alınmayıp müteahhide verildiğine dikkat çeken Çimen “biz diyoruz ki; devlet sözleşmeli işçiler alsın 6 aylık, 1 senelik işçi. Devlet daha kârlıdır, daha verimlidir. Şu durumda müteahhitin işçileri gidiyor, buğdayın etrafına su veriyor ortası kuruyor. Bir zamanlar biz 1 dekarlık sulu alanda 800 kg buğday alıyorduk, şu durumda müteahhite verilen buğday 500-600 kg buğday alıyor. Demek ki verim düşüyor. Onun için biz diyoruz ki, sözleşmeli işçi alınsın, vatandaş gitsin çalışsın hem devlet kâr eder, hem vatandaş kâr eder” diye konuştu.
İŞÇİ ALINMAZSA ÇİFTLİK BATACAK
TİGEM’den emekli olmuş olan Nihat Yaşar da 35 yıldır Ceylanpınar’da olduğunu ve 25 yıl TİGEM’de arazide çalıştığını belirterek, “Ceylanpınar’ın daha önce ki işçilerine baktığımız zaman 6-7 bin işçi çalışırdı, şu anda bin işçiye düşmüş, işsizlik oranı çok fazla. Ceylanpınar’a bir el atılmasını istiyorum, bakılmasını istiyoruz.
Burada 52 bin tane fıstık ağacı var kimse bakmıyor, bütün zeytinler kurudu, işletme bitmek üzere. Devletin bize el atması lazım. Burada eskiden karpuz, domates, bağ, üzüm ekilirdi bunların hepsi kalktı. Artık bu çiftlik işçi almamaya başladıktan sonra çiftlik batacaktır bunları yetkililere duyurmak istiyoruz. Ben 25 yıl arazi de çalıştım, 12 yıl çiftçibaşılık yaptım. Şimdi Ceylanpınar’ın hepsi müteahhitleşmiş, insanların haklarını vermiyorlar, kölelik devrine döndürmüşler burayı. İşçi çalışır aylığını alamaz, işçi çalışır sigortası yatırılmaz. Bu insanlar çocuk çoluk besliyor, kira veriyor, çocuklarını okutuyor. Devletin bir an önce bunlara el atması lazım. Niye bu kadar kuraklık oluyor? 2 yıldır kuraklıkta burası. Kuyu kazmaları lazım, işçi almaları lazım. Burada ki müteahhitler insanları köle gibi çalıştırıp haklarını vermiyorlar, Ceylanpınar’a bir el atılması lazım, bu insanlar buradan göç ediyor, Malatya’ya gidiyor, fındığa, fıstığa gidiyor insanlar burada perişan” diye konuştu.


RAKAMLARLA CEYLANPINAR:
1943-Zirai Kombina
1950 Devlet Üretme Çiftliği
1984 TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü)

Arazi varlığı: 1 milyon 761 bin 261 dekar
Tarla arazisi: 989 bin dekar
Bahçe arazisi: 47 bin dekar
Mera arazisi: 478 bin dekar
Sulanabilen arazi: 160 bin dekar (1600 kuyu faaliyette)
Ceylanpınar TİGEM’de.
3 bin büyükbaş
55 bin küçükbaş hayvan;
320 bin fıstık ağacı, 8 bin zeytin ağacı bulunuyor.
İşletmede yılda 55 bin ton hububat,
1500 ton fiğ,
60 bin ton yonca,
20 bin aşılı Antep fıstığı ve badem fidanı,
5 bin damızlık koyun,
250 baş sığır üretilip satılıyor.
2006 yıllık gelir: 128 milyon 915 bin TL
BİTTİ
Yusuf Karataş - Duygu Başak
ÖNCEKİ HABER

Bu genişleme ‘doğal’ mı?

SONRAKİ HABER

RAMP IŞIKLARI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa