PAÜ'de gizli gizli işler
PAÜ'nün tek yeşil alanı olan Gölbahçe'de toplu oturmak, biraraya gelerek kantinde çay içmek, okul alanı dışında açılan "Kadına Yönelik Şiddete Hayır" standına gidip imza atmak… Bütün bunlar PAÜ'de artık soruşturma gerekçesi sayılmakta. Kampüs alanı içersinde bir çok ticari kuruma stant izni veren rektörlük, öğrencilere bırakın kampüs alanı içersinde stant açma izni vermeyi kampüs dışında açılan stantlara bile tahammül edemeyip soruşturma açıyor. Bunun en can yakıcı örneklerinden biri ise "Kadına Yönelik Şiddete Hayır" imza kampanyası standındaki kadınlara PAÜ güvenlik birimleri tarafından şiddet uygulanmasıdır. Gelin görün ki en demokratik taleplerini dile getiren bu arkadaşlar gördükleri şiddet yetmezmiş gibi bir de soruşturmalara maruz kalarak psikolojik şiddete uğramışlardır. Demokratik taleplerini dile getiren öğrencilerin ailelerine "çocuğunuz yasadışı eylemlere katılıyor" şeklinde yalan yanlış bilgiler verilerek aile baskısını da katmayı amaçlıyorlar. Bununla da yetinmeyip açılan soruşturma belgeleri rektörlük tarafından ailelere gönderilmesi gibi tamamıyla ihbarcı bir uygulama da baskı aracı olarak kullanılmaktadır.
Biz de demokratik talepleri karşısında 300'den fazla soruşturmaya maruz kalan öğrencilerle görüştük.
ÖĞRENCİYE UYMAYAN TAVIR VE DAVRNIŞLAR
Eda Demirel - Uluslararası Ticaret ve Finansman 3. Sınıf Öğrencisi
Attığımız her adımdan soruşturma açılır hale geldi. Bu daha önce de böyleydi ama yeni gelen rektörden sonra daha da arttı. Kendilerine karşı olanları sindirmek amaçlı bunlar. Bu soruşturmaları ailelerimize yollayarak ve okulda panolara isimlerimizi asarak üstümüzde baskı oluşturmaya çalışıyorlar.
Mücadelemize destek verenler olduğu gibi yayılan korku politikasından etkilenip bu işlere karışmamamızı söyleyen arkadaşlarımız ve akademisyenler de oldu. Biz, bir yanlış karşısında eylemliliğe geçiyoruz ve bize soruşturma açılıyor. Bu yanlışlar karşısında susmak yerine ses çıkarıyoruz ve buna devam edeceğiz.
Açılan soruşturmaların çoğu 16a, "öğrenciye uymayan tavır ve davranışlar" maddesinden. Bu maddenin altı boş, idare kendi profiline uygun; yani sorgulamayan, üretmeyen, makineleşmiş öğrenciler yaratmaya çalışıyor. Bu profile uymadığımızda o madde gereği bize soruşturma açılıyor. Bu ibareyle ilgili bir şeyler yapılabilir diye düşünüyoruz.
SÜREKLİ ARTAN BİR BASKI VAR
Okan Karakuş - Türk Dili ve Edebiyatı 3. Sınıf Öğrencisi
Dönem başında yapılan harç zamlarıyla beraber öğrencilerde bir hareketlilik başladı, herkesi etkileyen bu konuda yaptığımız en ufak bir toplantı için bile soruşturma yedik. Herhangi bir eylem yokken okulun yeşil alanında oturup arkadaşlarla konuşurken bile soruşturma yedik ve ben bundan uyarı cezası aldım. Değişen rektörle birlikte okul içindeki güvenliklerin arttırılmasıyla okul içinde siyaset yapacak boş bir zemin bulamıyoruz. Hatta arkadaşlarımızla muhabbet etmemiz bile istenmiyor, tamamen bir baskı ortamı oluşmuş durumda. Okulda şiddete baskıya uğrayan da biziz, soruşturma alan da.
Okuldaki baskı yurtsever, Kürt öğrenciler üstünde daha da fazla. Okul içinde 2-3 kişi toplandığında hemen etraflarını güvenlik sarıp, rahat hareket etmeleri engelleniyor. En son öğrenci temsilciliğine aday olduklar ve adaylıklarını çekmedikleri için okul içerisinde bıçaklandılar. Baskı her taraftan artıyor ve okul içindeki muhalif çevreyi uzaklaştırmaya çalışıyorlar.
"OKUL PANOSUNA İSİMLERİMİZ ASILIYOR"
Ezgi Bahçeci - Arkeoloji 3. Sınıf Öğrencisi
Zaten genel olarak hukuksuz ve antidemokratik uygulamaların olduğu bir dönemdeyiz. Son birkaç ayda binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı. Aydın, yurtsever, devrimci insanların üzerinde yoğun bir baskı oluşturuldu. Üniversitelerde de YÖK bu baskıyı öğrenciler üzerinden devam ettiriyor. Bugün Başbakan kürsüden Deniz Gezmiş'i anabilirken, İzmit'de öğrenciler Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya anmasına katıldığı için tutuklu bulunuyorlar. Bu baskılar bizim üniversitemizde de yoğun şekilde hissediliyor.
Soruşturma açılmayan öğrencilerin aileleri de okul tarafından, polis tarafından aranarak tehdit ediliyor. Okul panosuna isimlerimiz asılarak teşhir ediliyoruz. Akademisyenler de yanımızda olmuyor veya sistem gereği olamıyor.
Bu Türkiye genelinde topyekün bir savaş. Üniversitelerde de öğrenciler yan yana olmalı ve bu saldırılara hem hukuksal olarak hem de eylemsel olarak karşılık vermeliyiz. Çünkü biliyoruz ki peşini bıraktığımız, ses çıkarmadığız her olayda sindirileceğiz veya baskı görmeye devam edeceğiz.
Berkant Gültekin - Arkeoloji 4. Sınıf Öğrencisi
Rektörün, geçen senenin sonundan beri üniversitedeki muhalif öğrencilere açtığı bir savaş var. Tabi bunu sadece üniversite içinde düşünmemek lazım, ülke çapında süren baskıcı politikaların bir sonucu bu. Kadına yönelik şiddete karşı imza toplamak, bildiri dağıtmak, özgürlük için oturma eylemi yapmak veya okulda toplanıp kantinde çay içmek soruşturma sebeplerinden bazıları. Biz bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
"İLERİ DEMOKRASİDEN PAYIMIZI ADLIK"
Yasin Avan - Okul Öncesi Öğretmenliği 3. Sınıf Öğrencisi
Okulda özellikle son dönemde gelişen olaylar tamamen öğrencilerin aleyhinde gelişmekte; aldığımız soruşturmalar bunun en bariz örneği. Attığımız her adımda bir soruşturma yiyor duruma geldik. Son dönemde tv, gazete gibi medya kuruluşlarında da büyük yer bulan kadına yönelik şiddet başlığı biz üniversite öğrencilerinin de gündemindeydi ve bu çerçevede imza kampanyası başlatıldı. Fakat okul idaresi ve okulun özel güvenlik birimleri tarafından sert müdahaleyle karşılandı bu kampanya. Okul idaresi yapılan bu çalışmayı düzenleyene de katılana da soruşturma açtı. Hatta bu kampanyaya imza atan arkadaşlara da soruşturma açtı. Bende bu kampanyaya destek verdiğim için üç ayrı soruşturma aldım.
Kendisine karşı çıkartılan hiçbir sese tahammül edemeyen AKP hükümeti, çirkin yüzünü üniversitelerde de göstermektedir. Üniversitelerde kadrolaşan AKP hükümeti işçi haklarını gasp ettiği gibi bir çok muhalif öğrencinin de okuma hakkını gasp etmekte. AKP'nin ileri demokrasisinden biz de ileri payımızı aldık açılan soruşturmalarla. Üniversitelerde düşünmeyen, sorgulamayan, her söyleneni yapan bir öğrenci profili oluşturulmak isteniyor; buna uymayan öğrencileri de soruşturma yağmuruna tutarak sindirmeye çalışıyorlar.
AKP hükümeti,YÖK ve rektörlere karşı tüm öğrenciler birleşmeli, üniversiteleri daha yaşanır, özgür bir bilim yuvası yapmak için mücadele etmeliyiz.
"EN İYİ CAVAP, MÜCADELEMİZ OLACAKTIR"
Başaran Aslan - İktisat 1.Sınıf Öğrencisi
Tüm ülkede süren baskı dalgası bizim üniversitemizde de son hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz ayda "kadına yönelik şiddet" kamuoyunda herkes tarafından tepki gösterilen, açıklama yapılan bir konu hakkında imza toplarken, üniversitenin özel güvenlik biriminin sert müdahalesiyle karşılaştık. Daha sonra hem bu müdahaleye tepki hem de 2.0 ortalama, ikinci öğretimlere yemek verilmemesi gibi öğrencilerin büyük kısmını mağdur eden sorunları da birleştirerek bir hafta süren bir oturma eylemi gerçekleştirdik. Bu eylemimiz bir çok öğrenci tarafından olumlu karşılandı. Üniversite yönetimi ise öğrencilerin böyle demokratik talepler için yaptığı bir protestodan bile rahatsız olmuş ve bu protestolara katılan, imza atan çok sayıda öğrenciye yüzlerce soruşturma açmıştır. Üniversitemiz kısa sürede bu kadar çok soruşturmayla rekora koşmakta. Bana da bu protestolarla ilgili iki tane soruşturma açıldı.
Geçen sene sonu yapılan rektörlük seçimlerinden sonra gelen AKP destekli yeni rektör AKP'nin ikiyüzlülüğünün somut kanıtı gibi. Her konuşmasında özgürlükten, demokrasiden bahseden Başbakan ve hükümet yetkilileri hiçbir hak talebine tahammül gösteremiyorlar. Binlerce muhalif öğrenci, gazeteci, akademisyen, yazar, siyasi parti yöneticisi sadece AKP ve sisteme muhalif olmaları nedeniyle "terörist" damgası vurularak hiçbir delil belirtmeden hapishanelerde tutuluyor. Kendi hukukunu yaratan ve uygulamaya çalışan AKP her yerde haksızlığa uğrayan ve buna tepki gösterenlere baskı uygulamaya devam ediyor. Bu üniversitelerde de soruşturmalar, özel güvenlikler gibi baskı yöntemleriyle devam ediyor. Bizim bunlara vereceğimiz en iyi yanıt vazgeçmeden parasız, bilimsel, anadilde eğitim için birlikte mücadele etmek olacaktır.
"KONUYU MECLİSE TAŞIYACAĞIZ"
Hüseyin Gökdemir - Spor Akademisi 4. Sınıf Öğrencisi
Okulda bu dönemin başından itibaren 3 ayda 40 öğrenciye 100'den fazla soruşturma açıldı. Bana da 3 ayda 5 tane soruşturma açıldı. Soruşturma nedenleri; bildiri dağıtmak, kantinde toplu halde çay içmek veya şehir merkezinde demokratik basın açıklamalarından kaynaklı soruşturmalardı. İki tanesi sonuçlandı.
Bu süreç aslında eğitimle alakalı bir şey, sistem istediği tipolojiyi yaratmaya çalışıyor. Bu süreçte öğrencilerin düşünmemesi, sorgulamaması gerektiği düşünülüyor. Bu yüzden düşünen öğrencilere soruşturma açıyor. Bu dönem, bu artık AKP'nin son politikalarıyla birlikte oldukça artış göstermiş durumda. Çünkü insanlar sorgulamaya başladığında karşılarında bir güç görüyorlar. Yasal hakları olan basın açıklaması veya bildiri dağıtımından bile soruşturma açılıyor öğrencilere. Bu gidişat da üniversitelerin nereye gittiğini gösteriyor aslında. Artık 'ya AKP'lisin ya da düşmanısın' durumu mevcut.
Hocalarımızdan olumlu tepki almıyoruz. Hatta tehdit ediliyoruz. Fen-edebiyat fakültesindeki arkadaşlarımızı bölüm başkanları çağırıp, "Bu işlere karışmayın, yanlış yoldasınız." dediğini biliyoruz. Mesela biz okulda "özgürlük nöbeti" tuttuk ama idare bunun duyulmasını istemediği için bize bambaşka adlar altında soruşturmalar açtı.
Hepimiz 18 yaşımızı geçtiğimiz halde aldığımız soruşturmaları ailelerimize yolluyorlar. Böyle yaparak bizim hak arayışımızı durdurmaya çalışıyorlar. Böyle yaparak hem bizim hem ailelerimiz üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar.
Öğrenciler arasında bir birlik var. Açılan soruşturmaları bir rapor haline getirip, blok milletvekilleri aracılığıyla meclise sunmayı düşünüyoruz. Bizler bu süreci oturarak değil de, bir cephe örerek karşılıyoruz. Haklı mücadelemizi sonuna kadar savunacağız.
Evrensel'i Takip Et