30 Temmuz 2009 00:00
Malatyaya kayısı yolculuğu
Kayısıda dünya pazarının yüzde 90ını karşılayan Malatyada bugünlerde kayısı bahçelerinde, bahçe sahiplerinden, işçilere hummalı bir çalışma temposu görülüyor.
Kayısıda dünya pazarının yüzde 90ını karşılayan Malatyada bugünlerde kayısı bahçelerinde, bahçe sahiplerinden, işçilere hummalı bir çalışma temposu görülüyor.
Kayısının dalından koparılmasından, kükürtlenmesi, çekirdeğinden çıkarılacak kıvama gelene kadar kurutulması ve çekirdeğinden çıkarılmasına kadarki zorlu süreçlerin tüm yükü kayısı işçilerinin omuzlarında.
Malatyada kayısı işçilerinin çoğu Adıyaman, Urfa, Diyarbakır gibi illerden geliyor. Temmuz ağustos döneminde Malatya nüfusu gelen işçilerle birlikte en az 30 bin artıyor. Kayısının 90ların başındaki fiyatı olan 3-3.5 lira arasında satılması, işçi fiyatlarına da yansıyor. 16 lira olarak açıklanan işçi ücretleri, asgari ücretin çok altında kalıyor. Üstelik sigorta ve hiçbir sosyal haktan faydalanamıyorlar.
Kundaktaki bebeleriyle Diyarbakırın Pirinçlik beldesi ve İskan Evlerinden gelen Diyarbakırlı işçilerin tek iş imkanları bu şekilde çalışmak. Neredeyse tüm aile bireylerinin çalışma sürecine katıldığı kayısıda, çocuklar kundaktaki bebelerin bakımından sorumlu. Barakalarda sağlıksız koşullarda bir arada kalan işçiler, yağmur yağması durumunda kendilerini ve birkaç parça eşyalarını ıslanmaktan koruyamıyor.
Sabah 5-6 gibi başlayan çalışma süreleri öğlen yemeği ve bir iki saat molanın ardından gece 10-11e kadar sürebiliyor. Malatyanın Akçadağ ilçesine bağlı Ören beldesine gelen kayısı işçilerinden Melek Aslan, yaşını bilmiyor. İlkokul ikinci sınıfa giden Melek, çalışmak zorunda olduğu için okula devam edemeyeceğini söylüyor. 17 yaşındaki Metin Aslan çalışmak zorunda olduğu için liseyi terk etmiş. Okulun uzak olması ve servis, yemek parası ödemek zorunda kalmaları daha çok etkili olmuş bu kararında. Aslan, İşsizlik var. Buraya gelip çalışmaktan başka şansımız yok. 10 kardeşiz. Durumumuz kötü olduğu için Adapazarı, Bursa, Adana burası işte geliyoruz çalışmaya diyor.
Sabahın 6sından gece geç saatlere kadar çalıştıklarını dile getiren Metin, daha iyi bir yaşam hayaliyle yaşadığını söylüyor. Metinin babası Hacı İsmail Aslan 55 yaşında ama yaşının çok üstünde gösteriyor. Diyarbakırda ancak bir kişinin çalışabildiğini Malatyada ise tüm aile bireylerinin çalışma imkanları olduğunu ifade ediyor. Hacı İsmail Aslan, 16 lira yevmiye. Bize fazla verirlerse zarar ediyor. Çünkü kayısı fiyatı değişmiyor. Fındığa, kayısıya, pamuğa her yere gidiyoruz. 16 senedir gelip çalışıyoruz buralarda diyor. Aslanın 3 çocuğu eşiyle akraba evliliği yaptıkları için engelli doğmuş. Kendi tarlalarında su olmadığı için arpa, buğday, mercimek ektiklerini anlatan Aslan, geçinemedikleri için mevsimlik işçi olarak çalıştıklarına dikkat çekiyor.
Mustafa Aslan 26 yaşında, kayısı üreticisinin eline geçen pek bir şey olmadığı için kendi ücretlerinin de düşük olduğunu dile getiriyor. Aslan, iş imkanları olsa farklı yerlerde çalışmak istediğini söylüyor. 17 yaşındaki Sinan Binici de çalışmak zorunda olduğu için okulu yarıda bırakmış. Sinanın amcasının oğlu 7 aydır polise taş attığı için cezaevinde. 4 ay daha yatacağını söyleyen Sinan, Adam öldürüyorlar. Bizim taşımız onların kurşunundan beter. Kürtleri öldürüyor o kurşunlar. Ama taşımız onlara daha ağır geliyor diyor.
Zeynep Aslan, çevresine toparlanmış çocukları ile yemek yiyor. Öğle yemeği olarak bulgur pilavı ve çorba var. Hem çalışmak hem de çocuklarına göz kulak olmak zorunda. Aslan da eşi, çocukları ile birlikte Karadeniz, Adana, Bursa demeden çalışıyor. Aslan, Yoksuluz çalışmaya geldik. Durumumuz iyi olsa gelmeyiz buraya. Biz işçilik yapıyoruz. Göçer gibi çadırlarda yaşıyoruz 5-6 ay. Geçen gün yağmur yağdı mahvolduk. Çocukları okula gönderemiyoruz diyor. (Malatya/EVRENSEL)
Derya Karaçoban - Mazlum Köse