31 Temmuz 2009 00:00
BASIN TURU
Sert konuşmama izin verin, Arap dünyası neden geride?Neden bu kadar çok diktatör, bu kadar insan hakları ihlali ve işkence, böyle berbat bir edebiyat var.
Sert konuşmama izin verin, Arap dünyası neden geride?
Neden bu kadar çok diktatör, bu kadar insan hakları ihlali ve işkence, böyle berbat bir edebiyat var. Böyle petrol zengini bölgede, bilgisayar çağında bile neden insanlar eğitimsiz, az beslenmiş ve yozlaşmış? Evet, Batı sömürgesinin tarihini, Batının karanlık gizli anlaşmalarını, şeyhlerin, kralların ve diktatörlerin devrilemeyeceği yönündeki Arap argümanını biliyorum. Bunların doğruluk payı var ama yeterli değil. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının (UNDP) Arap analistler ve akademistler üzerinden oluşturduğu beşinci rapor yayınlandı. Bölgenin politik, sosyal, ekonomik ve çevresel yapılarının kırılganlığından söz ediyor. Ama bu, çölleşmeyi, özellikle kadınlar arasındaki bilgisizliği ve raporun iddia ettiği gibi sık sık insanlık için tehdit durumuna dönüştürülen Arap devletini açıklamak için yeterli mi? Arap gazeteci Rami Khouri geçen hafta acı bir biçimde belirtti: vasatlığımızın belli başlı sorunlarını nasıl halledeceğiz, katı vatandaşlığa takılıp kalmamızı nasıl değiştireceğiz, üretken ekonomiyi ve istikrarlı eyaletleri nasıl oluşturacağız, Araplar arasında üç nesildir meydan okunan bulmacayı nasıl çözeceğiz?
1976da Ortadoğuya ilk geldiğimde yeteri kadar kalabalıktı. Kahirenin buharlıları, pis kokulu sokaklar, gece gündüz tıka basa doluydu; büyük Osmanlıdaki mezarlıklarda bir milyon evsiz yaşıyordu.
Arap evleri, tertemizdir ama sokakları genellikle itici ve kirlidir. Ortadoğudaki en fazla kültürlü ve eğitimli insanların olduğu ve demokrasinin bir türünün yaşandığı muhteşem Lübnanda bile benzer bir olgu bulursunuz. Güney köylerinin işlenmemiş tepeleri en az evler kadar temizdir. Ama neden sokaklar bu kadar kirli?
Arapların aklında gerçek bir sorun olduğundan kuşkuluyum; ülkeleri olduğunu hissetmiyorlar. Sık sık Araplar için ulusal birlik coşkusuyla kandırılıyorlar. Sanırım, Batılıların hissettiği aidiyeti hissetmiyorlar. Lübnanda bile seçimler, onlara yönetildiklerini hissettikleri aşiretsel ya da etnik bağlam dışında bir şey temsil etmiyor. Ülkenin fiziksel bir varlığı olarak sokak, başka birine ait. Elbette, popülerlikle birlikte gelen bir hareket, olağanüstü hal yasaları sokak hareketlerini yasa dışı olmaya ve terör hareketi olmaya yöneltiyor.
Ve devlette çalışanlar, kendi varoluşlarını devletin dallanıp budaklandırdığı yozlaşmaya bağlı görüyorlar. Halk, yozlaşmanın bir parçası oluyor. Bir Arap ev sahibini daima hatırlayacağım. Yıllar önce, Eskiden rüşvet verirdim ve telefonumuz, su borularımız elektriğimiz tamir edilirdi. Şimdi ne yapabilirim Robert? Rüşvet veremiyorum diye bunların hiçbiri yok demişti.
UNDPnin 2002deki ilk raporunda da, derin sıkıntılar vardı. Rapor, Arap dünyasındaki insanların gelişiminin önünde engel olan üç temel sorun belirledi: özgürlük, kadın hakları ve bilgideki geniş eksiklik. George Bush Irakı demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla boğazlarken bunlarla ilgileniyordu.
Her şeyi göz önüne alarak İsrail ve Filistinliler arasında önemli bir barışın yapılması, Arap toplumu için bela olan korkunç dengesizlikleri telafi etmeye yardımcı olabilir. Eğer bu savaşın gösterdiği korkunç adaletsizlikler üzerine karın ağrısı çekmezseniz artık diğer sorunları da konuşabilirsiniz. Bunlardan biri, Arap dünyasında Batıdakinden daha yaygın olan aile içi şiddet.
Sanırım askeri bakımdan Ortadoğuyu terk etmek zorundayız. Ve elbette onun yerine Araplara öğretmenlerimizi, ekonomistlerimizi, bilimsel tarım uzmanlarımızı göndermeliyiz. Ama askerlerimiz evlerine dönmeli. Onlar bizi savunamaz.
28 Temmuz 2009
Robert Fisk