31 Temmuz 2009 00:00
Gün doğarken çıkardık Mardin Kalesinin fethine...
Vilyom ıc-cima,Tanıtla lel kalé.Yalla selemé
Vilyom ıc-cima,
Tanıtla lel kalé.
Yalla selemé
(Bugün cuma, kaleye kazasız, belasız çıkacağız...)
Miğail
Mardin Yıldız Futbol Takımının kaptanı vardı bir zamanlar: Beşir Kaptan. Hem kadın terzisi gibi bir mesleği hem de futbol takımının kaptanlığını yapardı. Beşir Kaptan amatör spor yapanlar için bir markaydı. Şevrepspor yıllarca yokluklara direnmek zorunda kaldı. Sportif (langırt) gelirlerini takıma harcayan emektarı anmadan geçmek mümkün mü?
Carlosun taç atışını hatırlatan, yüz metreyi belki de 7 saniyede koşan ağabey futbolcu vardı: Hanna Garmany lakaplı. Hindonun (Küçük Mana) soldan rakip kalelerde yarattığı tehlikeler görülmeye değerdi. Orta sahadan gol atan Ali Ağabey, Miho (Akra), Boldozer (Enver). Ya Türkiye liglerinde oynayan son derece teknik orta saha oyuncusu Necim Tülaya ne demeli? Bir de adını Mardin Kalesinden alan Kalespor takımımız vardı. Mardin Kalesini forma ambleminde bulunduran, tanıtan, sporu kardeşliğin arenası gören ve paylaşan bir takımdı Kalespor
Mardinin uzun kış gecelerinde anlatılan masallar, bir sonraki gecelere televizyon dizisi gibi sarkıtılırdı, hemen bitirilmezdi. Romatizmalı Mehmet Amcanın ağrılı sırtı dinleyenlerle nöbetleşe ovulur, bir sonraki masallar yeniden başlardı. Kamil Amcanın anlattığı öyküler ise kimine göre daha ilgi çekiciydi. Amcanın günlük su ihtiyacı öykü dinleyenlerimizce Sur Çeşmesinden (Ayn Taht-ıl Sur) doldurulurdu. Öyle ya her emeğin bir karşılığı vardı
Havalar ısınır, toprak canlanınca ilk akla gelen Hassit Merené hazırlıklarıydı. Kaleye çıkmanın hazırlıkları kolay değildi. Boş olmazdı
Sepetler kamıştan ya da nar dalcıklarından, fileler ise pamuk ipliğindendi. Gün doğarken üç koldan çıkardık Mardin Kalesinin fethine: Diyarbakırkapıdan şimdiki havacılara yakın çeşmenin (Ayn Since) kuzeyinden, eski kışla yolundan Kırkısa (Emin Sara Sokağının kuzeyi), Zinciriye Medresesi yokuşundan, doğuda kalan Şığ Libbénden kaleye tırmanırken yorgunluk duyulmazdı. Bu içi boş bir bahar bayramı değildi. Doğa renkliliğine bürünür, Buluşaaalııım!... diye seslenirdi. Kaleyle bütünleşince duygular, sevgi seline dönüşür; din, dil ve ırk farkı gözetmezdi hiç birimiz. Dumanı evi sarsın diye mangalda bıraktığımız pastırmanın, evimizin her tarafını dezenfekte edeceğine inanırdık çocuk aklımızla. Yılandan, akrepten ve zararlı böceklerden korunacağımızı sanırdık.
Mardinin kale sevdası bu. Bu kalenin yamaçlarından Dertli Azizin aşk şarkıları yankılanırdı. Kim bilir kaç bahar sonra, kaç vali ya da kaç belediye başkanının resmi geçidinden sonra Hassit Merenéye?
A. VAHAP OMUZLAR - Eğitimci