03 Ağustos 2009 00:00
BASIN TURU
Sayın Obama, Cambridge polisinden bir memurunuzun Profesör Henry Luis Gatesi haksız yere tutuklamasıyla ilgili gazetecilere cevap verirken aptal sözcüğünü kullanma cesaretinize hayran kaldım.
Sayın Obama, Cambridge polisinden bir memurunuzun Profesör Henry Luis Gatesi haksız yere tutuklamasıyla ilgili gazetecilere cevap verirken aptal sözcüğünü kullanma cesaretinize hayran kaldım. Ama yine de ırksal belanın yakıcılığını, etnisiteyi ve ırk sorununun profilini çıkarırken olmamanız gereken biçimde tedirgindiniz. Ve tarihimizde defalarca gerçekleşen bu olayı birinin göstermesinin zamanı. Profesör Gatesin iyi bilinen bir kişi olduğunu benden daha iyi bilirsiniz ve o en azından Cambridgede herkes tarafından tanınıyor, başka bir deyişle o özellikle Harvard Fakültesinin olduğu bu küçük şehirde özellikle fakültenin bir avuç Afrika kökenli Amerikalıları arasında yabancı değilken şehrin yetkilileri tarafından da tanınıyor olması gerekir. Öğretim üyesiyken 1990ların ilk yarısı üzerine bir araştırma için Harvardı ziyaret ettiğimdeki deneyimimle konuşuyorum. Tanımadığım kişilerce selamlanmaya alışıktım.
Öyleyse sorun, Gatesin tutuklamaya direnip direnmemesi ya da polise karşılık verip vermemesi değil, öncelikle tutuklamanın nedeni. Cambridge polisine 911 ihbarında bulunduğunda polisin çabucak Beyazlar mı, Siyahlar mı Hispanikler mi diye sorduğunu duymuşsunuzdur. Sorun dikkat çekecek bir biçimde cevabını da gösteriyor; yani ırk, olay yerine polis aracı gönderen memurun zihninde bir önyargı faktörü. Gördüğümüz gibi cevap, bilerek ya da bilmeyerek ırk profiliyle ilgilidir ve hala 50 eyalette polis eğitiminin temel bir parçası olarak sürdürülüyor. Daha da kötüsü, bu ülkede 11 Eylül sonrasında sivil özgürlüğü edinme tavrı ve korku tacirleri tarafından bütün türlerin bilimsel profili desteklendi. Bunun durması gerekiyor.
Başka bir güçlük, popüler medyanın en iyilerinin de bunu anlamamasıdır. Örneğin New York Timesın Muhafazakar Köşe Yazarı David Brooks, bir TV programında, polisi Gatesin karşısında işçi sınıfından biri olarak konumlandırıp tutuklama olayını haklı çıkarmaya çalıştı. Gates üst sınıftan bir profesördü ve böylece belki de favorisi aşırı sağ parti uğruna en kaba parodisiyle Karl Marx üzerine oynadı. Brooks, sorunun hiçbir biçimde kişisel olmadığını düşünme noktasında hata yapıyor. Böylece, tutuklayan polisin bireysel bir şey yapmadığını düşünerek gerçeği saptırıyor. Bu, sınıf, kültür gibi kavramları sık sık kullanan Reaganın Cumhuriyetçi Partisinden sonraki tipik sosyal muhafazakarların ideolojilerine ve gerici tutumlarına yasallık ve saygınlık vermek için sık sık takındıkları tavırdır. Ve bu benim baştan beri bilerek iyi polis adlandırması üzerine sessiz kalma nedenimdir. Medya ve toplumun diğer alanlarındaki Brooks gibiler, genellikle bu ülkede kalıcı hasarların nedeni olan kurumsal ırkçılığı yanlış tanımlarlar; işçi sınıfının da dahil olduğu diğer sosyal sınıfların tutumuna yayarlar. Irkçılığın sosyoekonomik manzarasına dikkatlice bir göz atıldığında işçi sınıfının da olduğunu görmek hata olmaz. Başka bir deyişle, en azından şimdiye kadar ırk ve (işçi) sınıf birbirinden ayrılmaz görünüyor. Böylece, ırkçılık bir sınıf sorunu oluyor, Brooksun etkili retoriğindeki gibi değil. Onun sağcı görüşünün tam karşısında. Gelin bu ülkedeki bütün görünümlerindeki ırk profilini tamamen ortadan kaldırın.
2 Ağustos 2009
Cyrus Bina