07 Ağustos 2009 00:00
GERÇEK
Sinter Metal işçileri 230 gündür direniyor.Direnişin nedenini Evrensel okurları biliyor. 380 işçi, sekiz ay kadar önce, Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olduğu için patron tarafından işten çıkarıldılar.
Sinter Metal işçileri 230 gündür direniyor.
Direnişin nedenini Evrensel okurları biliyor. 380 işçi, sekiz ay kadar önce, Birleşik Metal-İş Sendikasına üye olduğu için patron tarafından işten çıkarıldılar. Gerekçe ise, bütün benzer işten çıkarmalarda olduğu gibi sendikalaşma olarak gösterilmedi. Kriz var onun için çıkarıyorum işçileri dedi patron.
Ve, o gün bugündür işçiler fabrika önünde direniyorlar.
İşten çıkarma davalarında, yasaya göre mahkemenin iki ayda karar vermesi gerekirken, mahkeme de aylardır sürüyor.
Kuşkusuz en başta işçiler büyük bir fedakarlık ve dirençle sürdürüyorlar mücadelelerini. Bu, 230 gün başarısı onlara aittir. Yine, Birleşik Metal-İş Sendikası, eğer bu direnişin arkasında durmasaydı; elbette direnişin bugüne gelmesi olanaklı olmazdı. Bunların yanında İMES ve Ümraniye OSB işçileri ile Ümraniye halkının ve İstanbuldaki çeşitli sendikalar ve şubelerinin direnişin bugüne gelmesinde çabaları da inkar edilemezdir.
Sinter işçisi; önceki bir çok iş davasında karşılaşılan bir mahkeme süreci yaşıyor. Çünkü patronların deneyimli ve devletin her kademesinde ilişkileri olan avukatları var. Bu ilişkileri ve bürokrasinin imkanlarını sonuna kadar kullanarak bu tür davaları uzatmayı başarıyorlar.
Direnişçi işçiler, Bir 230 gün daha direniriz diyorlar. Direnebilirler de! Ama sorun bu değil davanın bir önce bitirilmesi ve haklarının teslim edilmesidir işçiler ve sendikanın istedikleri.
Burada; Türk-İş ve DİSK başta olmak üzere tüm konfederasyonlara bağlı sendikalara görev düşmektedir. Çünkü Sinter Metalde olan, yüzlerce işyerinde tüm sendikaların örgütlenme girişimlerinde başlarına gelmiştir ve gelecektir. Çünkü patronların, sendikalaşma girişimlerinden haberdar olduklarında yaptıkları ilk iş; işçileri sokağa atıp işi mahkemeye taşımak olmaktadır. Uzun mahkeme sürecinde işçilerin dağılacağını sendikaların da fazla uğraşamadan davayı bırakacağını düşünmektedirler. Gerçekte de yüzde 90 böyle olmaktadır.
Şimdi Sinter Metal işçisi ve Birleşik Metal-İş, patronu hayal kırıklığına uğratarak direnme yolunu seçmiştir. Dolayısıyla Sinter Metal işçileri; bugüne kadar sendikalaştıkları için işten atılan tüm işçiler adına, Birleşik Metal-İş de; örgütlenme girişimleri başarısızlığa uğramış ve yarın da sendikalaştıkları zaman patronların gazabını üstüne çekecek sendikalar adına mücadele etmektedirler. Sinter Metal ve OSB patronları, bunun bilincinde olduğu için davanın uzatılması ve işçilerin direncinin kırılması için uğraşmaktadırlar . Bu yüzdendir ki; tüm işçiler ve sendikalar da aynı biçimde Birleşik Metal-İş ve Sinter işçilerinin arkasında olmalıdır.
Sorarsak, her bir sendikacı ve her işçi; Tabii biz de Sinter işçilerinin arkasındayız; onları destekliyoruz diyeceklerdir. Ama böyle bir desteğin, Sinter Metalde patron ve mahkemenin direncini kırmaya yetmediği, geçen 230 günde görülmüştür.
Dolayısıyla emek cephesi, bu mücadeleyi kazanmak istiyorsa; Sinter Metal mücadelesi ile sendikalaşma girişimlerine işçi atmakla yanıt veren, işçilerin davasını oyalayarak onları caydırmaya çalışan mahkemelerin direncini kıracak bir mücadeleyi örgütlemek zorundadırlar.
Bununun içindir ki Sinter Metal mücadelesi; Ümraniye başta olmak üzere her kesimden işçinin ve bölgedeki sendikalardan başlayarak tüm emek cephesinin ortak eylemi olarak ele alınırsa Sinter Metal, patronların sendikalaşma karşısındaki direncini kırmanın bir mevzisi haline gelebilir.
Bu konuda; sendikal mücadeleyi az çok sorun edinen sendikalar ve emekten yana çevreler; Evet bu yapılmalı derse, görülecektir işçi mücadelesi Sinter Metal etrafında kenetlenip, ayakları üstüne dikilebilecek bir hareketlenme içine girecektir. Bu sadece, Sinter Metal işçisini kazanımı değil tüm sendikal mücadele için bir kazanım olacaktır. Böyle bir mücadele sendikalaşma için cesaret arıtırcı olurken patronlar için cesaret kırıcı olacaktır.
Aksi halde; patronların pervasızlıkları süreceği gibi, her sendikalaşma girişiminde patronlar işçi atarak mücadeleyi bastırmayı kârlı bir yöntem olarak sürdürmeye devam edeceklerdir.
İ. Sabri Durmaz