08 Ağustos 2009 00:00
ABAKÜS
Her hangi bir verinin istenmeyen şahışların eline geçmesini önlemek için tarihin erken dönemlerinden bugüne dek pek çok yöntem denendi.
Her hangi bir verinin istenmeyen şahışların eline geçmesini önlemek için tarihin erken dönemlerinden bugüne dek pek çok yöntem denendi. Bu metodların icadı ve uygulanması kriptografi (kryptos-: gizli, -graphy: yazma (Yunanca)) olarak adlandırılıyor. Kriptografinin bilinen ilk örneklerine Mısır, Eski Kırallık dönemine (MÖ 2700 MÖ 2100 yılları arası) ait bazı standart dışı hiyerogliflerde rastlanıyor. Mısırda bulunanlara göre daha yeni olmakla birlikte Mezopotamyada bulunan bazı kil tabletler de ilk ciddi kriptografi örnekleri arasında sayılıyor. Daha sonraki dönemlerde, oldukça fazla sayıda metod geliştirilmesine rağmen, hemen hemen tüm metodların birbirine benzeyen, şifreleme ve şifre çözümleme için aynı anahtarın kullanıldığı karakter değiştirme ve karakter kaydırma gibi çift yönlü ve monoalfebetik* algoritmalar ile sınırlı kalınması nedeni ile kriptografinin gelişimi 2. Paylaşım Savaşına dek oldukça sınırlı kalıyor.
Kriptografi yerinde sayadursun, MS 800 yılları civarında Ebu Yusuf Yakub İbn İshak el-Kindi, Şifrelenmiş Metinlerin Çözümlenmesi adlı el yazmasında monoalfabetik şifrelerin çözümlenmesi için frekans analizi yöntemlerini göstererek, bilinen bütün şifreleme yöntemlerini kırılabilir hale getirdi. El-Kindinin analiz yöntemleri, 1467de polialfabetik şifrelemenin Leon Battista Alberti tarfından bulunmasına dek pek çok kişinin başını yaktı. Yaklaşık 400 yıl boyunca kırılamayan polialfabetik şifreleme yöntemlerine darbe, ilk mekanik bilgisayarın da mucidi olan Charles Babbagedan geldi. Babbage 1800lerin ortalarında polialfabetik şifrelemelerin gelişmiş frekans analizi yöntemleri ile kırılabileceğini teoride ve pratikte kanıtlayarak kriptoanalize yeni bir soluk getirdi.
Mekanik, elektronik ve savaş sanayindeki gelişmeler Alman Enigma makinesi gibi gelişmiş şifreleme araçlarını da mümkün kıldı. 1920lerde kullanılmaya başlayan, sürekli geliştirilen ve değerini 2. Paylaşım Savaşında gösteren bu gelişmiş şifreleme aracı dahi kırılmaya mahkumdu.
İspanya İç Savaşı sırasında faşistler tarafından kullanılan Enigma şifrelemesi İngiliz Kod Çözücü Alfred Dilwyn Knox tarafından 1937de kırıldı. Ancak nedendir bilinmez(!) bu bilgi asla direnişçilerle paylaşılmadı. Daha gelişmiş Enigma makineleri (sırasıyla Wehrmact Enigma, Enigma I, M3, M4) 2. Paylaşım Savaşı sırasında kullanıldı. Baskınlarda ele geçirilen anahtar kitapçıkları ve makine parçaları, operatör hataları ve Enigma makinelerinin tasarımından kaynaklı güvenlik açıkları ilk Enigma makinelerinin kırılmasında önemli rol oynadı. Öte yandan daha gelişmiş modellerin kırılması Bilgisayar Biliminin Kurucularından Alan Turing tarafından tasarlanan ve Harold Keen tarafından inşa edilen Bombe adlı elektromekanik cihazla mümkün oldu. 2. Paylaşım Savaşı sonrasında elektronik ve bilgisayar alanındaki gelişmeler kriptografi ve kriptoanalizde 4 bin 500 yılda yaşanan gelişmeleri gölgede bıraktı. Ama bu bir sonraki yazımızın konusu...
* Monoalfabetik: Her harfin şifrelenmiş halinin tüm metin boyunca aynı olduğu şifreleme yöntemlerine verilen ad.
** Kriptoanaliz: Şifreli metinlerin çeşitli analiz yöntemleri ile anahtarsız çözümlenmesi
Flash yaması, sonunda...
Hemen hemen tüm bilgisayarlarda kurulu olan Adobenin popüler yazılımı Flashda hatırlayacağınız üzere ciddi bir güvenlik açığı bulunmuş ve bulunan açık uzunca bir süredir kapatılamamıştı. Adobe sonunda bu güvenlik açığı için özel bir yama yayınladı. Tüm kullanıcıların Flash Player sürümlerini 10.0.32.18e yükseltmeleri şiddetle tavsiye ediliyor. Buna ek olarak aynı açığı barındıran Adobe AIR programının da aynı yamanın uygulandığı 1.5.2 sürümüne yükseltmeleri öneriliyor. Böylesine kritik bir açığın bu kadar uzun süre kapatılamaması ise hala esrarını koruyor.
KDE 4.3.0 Caizen hazır
Linuxun popüler grafik arabirimlerinden olan KDEnin (K Desktop Environment) Caizen kod adlı 4.3 sürümü yayınlandı. KDE 4.3 daha yüksek performans ve kararlılık vaat ediyor. Bu yeni sürümde, 4.2de kullanılan Oxygen temasına göre daha sade olan Air temasına geçilmiş. Bu sayede KDEnin kaynak kullanımı bir miktar azaltılmış. Widgetlerin her sanal masaüstü için ayrı ayrı yapılandırılabililmesi sağlanarak kişiselleştirme seçenekleri arttırılmış. 10 binden fazla hata düzeltilmiş, kullanıcıların genel talepleri doğrultusunda 2 binden fazla değişiklik yapılmış.
KDE 4.3ün kaynak kodları yayınlanalı sadece bir kaç gün geçmiş olmasına rağmen çeşitli Linux dağıtımları için hazırlanmış paketler sunucularda kendini göstermeye başladı. KDE 4.3 kısa sürede 4.2nin yerini alacak gibi görünüyor.
GÖKHAN BAYRAM