11 Ağustos 2009 00:00

Kan kırmızı çizgiler


Evlatlarını kaybeden askerlerin ve PKK’lilerin anneleri, ‘Bu sorunu çözün, evlatlarımız ölmesin’ çağrıları yaparken, Meclis’te grubu bulunan partilerin büyük bölümü, art arda ‘kırmızı çizgi’ açıklamaları yapıyor. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, Kürt sorununda çözüm arayışlarına ilişkin olarak randevu istediği CHP ve MHP’den ‘ret’ yanıtı geldi. CHP, MHP ve DSP’ye ek olarak, ‘Kürt açılımı’ndan söz eden AKP’den de ‘kırmızı çizgi’ açıklaması geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Danışmanı Ömer Çelik, “Kürt açılımında kırmızı çizgilerimiz var” dedi.
‘MUHALEFET’TEN RET
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt açılımıyla ilgili muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarına randevu talebinde bulundu.
CHP KAPISINI KAPATTI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, görüşme talebini NTV yayınında yanıtladı. Öymen, “Hükümet bu konudaki politikasını tavrını ortaya koymadıkça biz görüşmeye ihtiyaç duymuyoruz. Biz böyle hiç bir şey söylenmeyecek oturumlara katılarak hükümetin ortalığı bulanık bırakma gayretlerine katkıda bulunmak istemiyoruz. Hükümet açıkça görüşü neyse ortaya koyacak” dedi.
MHP’DEN GÜL’E: BİZANS TEKFURU
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise İçişleri Bakanı Atalay’ın randevu talebiyle ilgili olarak, “MHP olarak bin yıllık kardeşliğimizi bozacak, PKK ile müzakere döneminin başlatıldığı ve onlarla el sıkışıldığı bir dönemde, böyle bir konuda kesinlikle bir görüşme yaklaşımı içinde olmayacağız” dedi.
Vural, Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız’ı TBMM’de kabulünden sonra gazetecilerin, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarına ilişkin soruları yanıtladı.
“Kendisine ‘muhafazakar demokrat’ denilen bir parti, bugün siyasal Kürtçülüğün, siyasal amaçlarına ulaşılmasını ‘demokratik açılım’ olarak ileri sürmektedir” diyen Vural, Gül’ün “demokratik açılım” konusunda “Kafayı kuma gömmemek lazım, artık jargon bile değişti” şeklindeki sözlerine ilişkin soruya, “Kafayı kuma gömen kendisi. Devekuşu politikası uygulayan kendisi. Türkiye’de silahlı terörle, Kürtçülüğü siyasalaştırmak isteyenleri görmeyen kendisi” karşılığını verdi. Gül için “Bizans tekfuru” ifadelerini kullanan Vural, şöyle devam etti: Kardeşlik dedikleri bölücülüğe prim tanımaktır. Hükümeti uyarıyoruz MHP olarak biz bu milletin birlik ve beraberliğini savunan bir parti olarak bu tip safsatalarla MHP’nin kapısını çalmaya kimse cüret edemez. Bir Cumhurbaşkanı kalkıyor Bizans’tan bahsediyor. Türk İslam Medeniyetine atıfta bulunması gerekirken Bizans’tan bahsediyor. İsmimizi ‘Türkiye’ olmaktan çıkartalım mı? Milletimizin ismini mi çıkartalım. Bunlar safsatalardır. Uyarıyorum, bu milleti böyle kışkırtmayın, yanlış yapıyorsunuz. Bu milletin birliğinden yana olanlarla bir hesabınız mı var?
“Kardeşlik projesi” gibi yaklaşımları “sapkın düşünceler” olarak adlandıran Vural, “Kimliklere siyasal paylaşımı sağlamak, bunlar sapık düşüncelerdir sapkın düşüncelerdir. Ne yapacağız yani mutfağımızı mı böleceğiz. Arnavut ciğeri de benim boşnak böreği de benim lahmacun da benim..” diye konuştu.
DSP’DEN DE KIRMIZI ÇİZGİ
DSP Genel Başkanı Dr. Masum Türker de çözüm talebinin yaygınlaştığı süreçte yaptığı açıklamada, “Farklı dillerde derslerin eğitim müfredatında yer alabileceğini, bunda bir sakınca olmadığını ancak farklı dillerin ana dil gibi Anayasa’da yer almasını doğru bulmadığını” söyledi. Türker, partisinin kırmızı çizgilerini de şöyle açıkladı: “Üniter devlet yapısını korumalıyız. Herkes Türkiye Cumhuriyeti kimliği altında yaşamını sürdürmeli. Başka kimlik aranmasına ülkenin bütünlüğü açısından olanak sağlanmaması lazım.”


AKP’NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Kürt açılımından söz eden, ancak şu ana kadar pratik adımlar konusunda açıklama yapmayan AKP Hükümeti’nden de ‘kırmızı çizgi’ açıklaması geldi. AKP Adana Milletvekili ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı Ömer Çelik, sorunun çözümü sürecindeki kırmızı çizgilerini “Federasyon, dil ve etnik vurgu” olarak açıkladı. Sabah gazetesinde dün yayımlanan demecinde “Milli eğitim sisteminde Kürtçe eğitim olmaz” diyen AKP’li Çelik, şöyle devam etti: “Türkiye’de herhangi bir bölgenin federasyon olması düşünülemez, coğrafi ya da etnik özerklik söz konusu olamaz. Resmi dilin değiştirilmesi düşünülemez.”
(ANKARA)

Evrensel'i Takip Et