13 Ağustos 2009 00:00
ÖZGÜRLÜKLER
Aylardır Kürt sorununun çözümü için yol haritalarından, o haritaların oluşum sürecinden söz ediyoruz. Kendisini sorumlu hisseden herkes yol haritalarına dair fikrini söylemeye çalışıyor. Bu durum sevindirici.
Aylardır Kürt sorununun çözümü için yol haritalarından, o haritaların oluşum sürecinden söz ediyoruz. Kendisini sorumlu hisseden herkes yol haritalarına dair fikrini söylemeye çalışıyor. Bu durum sevindirici. Konuşan toplum oluyoruz. Eskiden genellikle daha tartışma süreçlerinde Kürt sorunu eksenli tartışmalar bastırılırdı. Başta dememizde sakınca yok, üniversiteler bastırmaya çalışırdı farklı fikirleri. Sonra yargı devreye girerdi, asker ve polis eşliğinde Medya destekli tabii
Yol haritaları şekillendikçe, tartışmaların seyrinde olumlu-olumsuz gelişmeler de yaşanacak. Yaşanıyor. Bunu beklemek lazım. Gerilim dozu yükselecek.
Ama Türkiye eski Türkiye değil. Ne devlet organları ve hele ne de toplum. Yarım yamalak da olsa yasalarda gelişme yaşandı. Yasaların da fevkinde bir demokratik ortam var. Genel trend böyle. Ama bu ortamın tuzla buz olması işten değil. Türkiye hâlâ her an her şeyin olabileceği bir memleket. Dalgalanmalar kaçınılmaz. Durulmalar da Önemli olan maliyetin düşük olması için duyarlık göstermek
Geçmişe bakalım: Devlet Kürt sorununda kendisi için pek çok yol haritası hazırlamış. İlki diyebileceğimiz yol haritası 24 eylül 1925 tarihli Bakanlar Kurulu kararıdır. Bu yol haritasının adı, Şark Islahat Planıdır. (Akçura Belma, Devletin Kürt Filmi, Ankara, Nisan 2008, s.42-49) Zor, Türkleştirme planı ile birlikte devreye sokulmuş. Planda ekonomik boyut ihmal edilmemiş(!). Mesela, Ermenilerden alınıp el konulan mallar Kürtlere kiraya bile verilmeyecek; Kürtlere verilmiş olanlar da ellerinden alınacaktır. Kürtler ikinci derece memurluklarda bile istihdam edilmeyecektir. Türkçeden başka bir dil çarşı ve pazarlarda bile kullanılmayacak, kullananlar cezalandırılacaktır.
Başka bir rapordan söz edelim: Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey 1927 yılında hazırladığı raporda, Dersim(Tunceli) için, Dersim, Cumhuriyet idaresi için bir çıbandırder.(a.g.e.s.53)
Elazığ Valisi Cemal Bardakçıyı da anmak lazımdır. Bardakçı 1927 yılında hazırladığı raporda, Dersimlilerin Yavuz zamanından beri çetin baskılara maruz kaldığını belirtmiş ve Binlerce insan merhametsizce öldürülmüştür. (s.56)demiştir.
Uzatmayalım. Böyle çok rapor var. Devletin Kürt Filminde bunlara yer veriliyor.
Sadece devlet rapor hazırlamamış tabii.
Pek çok siyasi oluşum, dernek, sendika, bilim insanları da Kürt sorunu konusunda raporlar hazırlamış.
Bana çok sıcak gelen 30 Ekim 1970 tarihli Türkiye İşçi Partisinin 4. Büyük Kongresinde alınan kararları da bu vesile ile anmak isterim. Kürt halkı vardır demek mühimdi ve bugün de mühimdir. Hele Kürt halkının anayasal vatandaşlık haklarından söz etmek, Kürt halkının özlem ve istemlerinin desteklenmesinin Türkiye İşçi Partisi için Devrimci bir görev olduğundan söz etmek 1970li yıllarda ve bugün bile mühimdir ve çok değerlidir.
Bugün çok ciddi dönemlerden geçiyoruz.
Bugün hem demokratik birlikçi tutum almak, hem de hak savunuculuğu yapmak zorundayız. Ülkemizin siyasal, ekonomik, sosyal ve hukuksal sisteminin özgürlükçü, eşitlikçi, dayanışmacı demokratik bir sisteme kavuşturulması için iyi niyetle çaba göstermeliyiz. Bu yöndeki gelişmeler herkes için olumlu sonuçlar verecektir. Herkes kazanacaktır.
Zaman insan hakları ve demokratikleşme yolunda ilerleyenlerden yana işlemektedir. Baskıcı, inkar edici, ayrımcı sistemler ve uygulamalar geçmişte kalacaktır. Otoriter, totaliter anlayışlar değil, özgürlükçü yaklaşımlar benimsenecektir. Türkiye toplumunun bütün kesimleri, hakları ve özgürlükleri yaşayacaktır. Yasaksız Türkiye ye erişmek mümkün ve olanaklıdır. Savaşlardan, çatışmalarda medet umanlar da olacaktır. Halk arasına fitne fesat sokmak isteyenler, kışkırtıcı olanlar da çıkacaktır. Şiddetten, savaştan, baskıya dayalı yönetim modellerinden çıkar umanlar ve çıkar elde edenler de olabilecektir. Sistem, statüko değişmemeli diyenler de olacaktır. Barışı kazanmak için emek harcamak gerekir. Barışı insan hakları ve demokrasi değerleriyle inşa için
HÜSNÜ ÖNDÜL