14 Ağustos 2009 00:00

ÖRGÜTLÜ BASIN

Sen, sen olduğunu bilmeden, seni karnında hisseden; gün gün büyüdükçe sebep olduğun bulantılara katlanan; vurduğun tekmelerle can bulan analar…

Paylaş

Sen, sen olduğunu bilmeden, seni karnında hisseden; gün gün büyüdükçe sebep olduğun bulantılara katlanan; vurduğun tekmelerle can bulan analar…
Yaşama karşı verdiğin mücadelenin ilk anlarını anılarında saklayan analar...
Gözlerin burnunun ucunu göremezken, seni kucaklayan analar…
Sana ait bebeklik ve çocukluk anılarını hafızalarında taşıyan analar…
Anlattıkça muzipliklerini, seni güldüren analar...
Gelecekte üstüne kalan huylarının ilk işaretlerini gözleyen analar…
Sendeki hataları ve kusurları kendinden gizleyen analar…
Çirkinliğini bile sana konduramayan analar…
Evladını yitirince, ona ağıt yakan analar…
Ölünce; senin, anılarını da alıp götüren analar…
Doğarken ona verdiğin acıyla, ölürken onun duyduğu acıyı sen nasıl kıyaslayabilirsin ki?
***
Benim anam 11 yıl önce 13 Ağustos günü anılarımın yarısını alıp gitti…
Herkes anneler gününde sevinç içindedir, benim içim burkulur…
Herkes bayramlarda anasına koşar, ben mezarına gidemem…
Herkes tatile çıkmaktan haz alır, ben tatilde annesini kaybetmiş bir evlat olarak boğulurum…
***
Ufacık kaldığını hissettim, son sarıldığımda arkasından…
Minnacık…
Halbuki annesi boylu poslu kemik irisi bir Gürcü idi…
Babası da Gürcü’ydü… Ama dedem, anneanneme “Sen Laz’sın” dermiş…
Gençlik yılları babamla birlikte şantiyelerde, kömür ocaklarında geçti…
Selda’nın ilk plaklarından “Mahpushanelere Güneş Doğmuyor”daki yanık sesini, belki de kendini hapiste hissettiği için o kadar çok sevdi...
***
Sevmezdim sigara içmesini ya; O, Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasında Güneydoğu’da siperdeki mavi bereli erin resmini görüp de ben sanınca; hele bir gece vakti santralden arattığım telefon geç saatlere kadar bağlanmayınca vazgeçip yatmaya gittiğimde, gece yarısı onbaşının sesini duyup da yüreğine inince birçok ana gibi, sonra benim ben olduğumu anlayabilmek için bana anlattığı anıları tekrar tekrar sorgulayıp iyice açığa vurduğu sevgisini suistimal ettim eve dönünce; “Sigara içmeyin” diye şımararak...
Yavrusuna kıyamayıp söz veren anam ile babamı, bir gece buz gibi havada balkonda sigara içerken yakalayınca, ne güzel güldü bana, utanarak…
Gamzeleri çıktı çökmüş avurtlarında…
Ölene kadar da sigara içmedi yanımda…
***
Sevdiğim şarkılardan biri sendikacılığım dolayısıyla “Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime / Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime” ise diğeri “Anam ağlar başucumda oturur / Derdim elli iken yüze yetirir / El çek tabip el çek benim yaramdan / Ölürüm kurtulmam ben bu yaramdan”dır.
***
Evladının başında ağlamasın analar…
Yıllarca ağlattılar onları, şimdi barıştırıyorlar…
Baba tarafım Tırnova göçmeni… 93 harbi sonrası gelenlerden…
Büyük amcalarımızın birisinin eşi Kürt’tü… Kürd Ayşe derlerdi…
Benim eşimin babası Arnavut, annesi Bursalı Manav…
Hep barışıktılar, şimdi yeniden barıştırılıyorlar!
Barışın adını duymak bile güzel…
Bir ana kadar güzel! Sımsıkı sarılmak geliyor içimden!
Ama barışı öldürmeyin yeniden…
Yeni düşmanlıklar yaratarak anaları da evlatlarını da ağlatmayın!
Allah adına infazlarla da kıymayın onlara!
“Sizi de bir ana doğurmadı mı? / Analara kıymayın, efendiler!”
ERCAN İPEKÇİ
ÖNCEKİ HABER

Festivaller kriz mağduru

SONRAKİ HABER

Açılım dillere dolandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...