15 Ağustos 2009 00:00

İnsan güncel sanatla yaşar mı?

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 11. Uluslararası İstanbul Bienali, 12 Eylül-8 Kasım tarihleri arasında İstanbul’u dünya sanat çevrelerinin ilgiyle izlediği bir sanat platformuna dönüştürmeyi hedefliyor.

Paylaş

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 11. Uluslararası İstanbul Bienali, 12 Eylül-8 Kasım tarihleri arasında İstanbul’u dünya sanat çevrelerinin ilgiyle izlediği bir sanat platformuna dönüştürmeyi hedefliyor. Aslında sadece onları değil, özellikle bu kriz döneminde vatandaşları da ilgilendiren bir başlığı var: İnsan Neyle Yaşar? Ama güncel sanat, acaba sanatın toplumla ilişkisini sorgularken topluma ne kadar ulaşabilecek?
12 Eylül’de başlayıp 8 Kasım’a kadar sürecek olan İstanbul Bienali, “İnsan Neyle Yaşar” sorusundan hareketle “toplumsal olana müdahale ile estetik jest arasındaki ilişki” gibi konuları sorgulayan eserlere yer verecek. İşsizlik, ‘80 öncesi politik ortam, “sınıf” başlıklı çalışmalar, bienalin dikkat çeken işlerinden bazıları. Biletler; tam 10, öğrenci 5 TL, üniversite öğrencileri için ise giriş ücretsiz. Ama 150 TL’ye varan özel biletler de mevcut. 70 sanatçının 120 projesi, 8 Kasım’a kadar izlenebilecek.
SANAT VE TOPLUM İLİŞKİSİ
11. Uluslararası İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü, kurulduğu 1999 yılından bu yana çalışmalarını Hırvatistan’ın Zagreb kentinde sürdüren küratör kolektifi, WHW / What, How & for Whom (Ne, Nasıl ve Kimin İçin) üstleniyor. WHW, dört kadın küratörden oluşuyor: Ivet Curlin, Ana Deviæ, Nataša Iliæ ve Sabina Saboloviæ. İstanbul Bienali, başlığını Bertolt Brecht’in 1928 yılında Elisabeth Hauptmann ve Kurt Weill ile birlikte yazdığı Üç Kuruşluk Opera adlı oyunun ikinci perdesinin kapanış parçası olan “İnsan Neyle Yaşar?” adlı şarkıdan alıyor.
WHW tarafından “İnsan Neyle Yaşar” sorusu etrafında kurulan İstanbul Bienali’nin kavramsal çerçevesinin amacı, Brecht’in yeniden keşfedilmesi, yeni kuşaklara gösterilmesi değil. Onun yerine, bienalde geçmişin saklı kalmış tarafları üzerine bugün artık düşünmeye başlamak ve “sanatın, toplumsal olana müdahale ile estetik jest arasındaki eski ilişkilerin gözden geçirilmesi ve yeni ilişkiler kurulması için nasıl olasılıklar barındırdığını araştırmak” öneriliyor.
Uluslararası İstanbul Bienali kapsamında bu sene 40 ülkeden dünya güncel sanat çevrelerinde tanınan ya da yeni keşfedilen 70 sanatçı ve sanatçı grubunun 120’den fazla projesi sergilenecek.
YENİ MEKAN RUM OKULU
11. Uluslararası İstanbul Bienali, dünya güncel sanat platformunun birçok önemli ismini de İstanbul’da ağırlayacak. Uluslararası sanat çevrelerinden eleştirmen, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile yabancı basın mensupları da dahil olmak üzere 2 bin 500’e yakın konuk, İstanbul Bienali’ni görmek için açılış haftasında İstanbul’da olacak.
12 Eylül Cumartesi günü sanatseverlerin ziyaretine açılacak olan 11. Uluslararası İstanbul Bienali’nin mekanları, Tophane’de İstanbul Denizcilik İşletmeleri’ne ait alandaki 3 numaralı Antrepo, Tophane’deki Tütün Deposu ve Şişli’deki Feriköy Rum Okulu’ndan oluşuyor. Öğrencisi olmadığı için 2003 yılından bu yana hizmet vermeyen Feriköy Rum Okulu, 11. Uluslararası İstanbul Bienali aracılığıyla ilk kez bir sanat mekanı olarak kullanılacak. Antrepo No: 3’te 48 sanatçı ve sanatçı grubunun projeleri yer alacak. Tütün Deposu’nun giriş katındaki galeri, bienalden bağımsız sergilere ev sahipliği yapmaya devam ederken 15 sanatçının projeleri Tütün Deposu’nun giriş katında ve birinci ve ikinci katlarında yer alacak.
1875 yılında Feriköy Avukat Caddesi’nde açılan ve daha sonra 1900 yılında Abide-i Hürriyet Caddesi’ne taşınan, 2003 yılından bu yana ise hizmet vermeyen Feriköy Rum Okulu’nda da 20 sanatçının projeleri izleyiciye sunulacak.
Pazartesi günleri hariç, 10.00-19.00 arası, mekanlar ziyarete açık.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BİLET YOK
11. Uluslararası İstanbul Bienali süresince bienal mekanlarındaki gişelerde öğrenci kimliğini gösteren üniversite öğrencileri, sergileri ücret ödemeden, İstanbul Bienali Sponsoru Koç Holding’in konuğu olarak gezebilecek. 2007 yılında 10. Uluslararası İstanbul Bienali’nde başlayan bu proje, üniversite öğrencilerinden büyük ilgi görmüş, İstanbul ve çevre illerdeki üniversitelerden 18 bin üniversite öğrencisi bienal sergilerini ziyaret etmişti.
Her bilet alana bienal rehberi verilecek. Ayrıca, “İnsan Neyle Yaşar” sorusuna yanıt arayan bir metinler kitabı da, Meltem Ahıska, Bertolt Brecht, Boris Buden, Ayşe Buğra, Süreyyya Evren gibi birçok sanatçı ve yazarın yazısına yer verecek.
Kelime anlamı olarak “iki yılda bir, yılaşırı” anlamına gelen “bienal”, iki yılda bir güncel sanat etkinlikleri dizisi olarak düzenleniyor. Berlin ve Venedik bienalleri dünyanın en bilinen organizasyonları. 11’incisi düzenlenen İstanbul Bienali de oldukça ilgi çekiyor. Hatta film, müzik, caz, tiyatro festivalleri de düzenleyen İKSV’nin, uluslararası sanat platformlarında en çok yankı uyandıran etkinliği, bienal oluyor.


BİENALDEN BAZI ÇALIŞMALAR
İŞSİZLERE İŞSİZLİĞİ ANLATMA İŞİ: Aydan Murtezaoğlu ile Bülent Şangar’ın işsizlik, düşük ücret karşılığı iş güvenliği olmadan çalışma ve sosyal devlet kavramını sorguladığı “İşsiz İşçiler-sana yeni bir İş buldum!” adlı proje, bienal kapsamındaki özgün projelerden. Antrepo No: 3’teki proje mekanında, proje için işe alınan gençler, iki aylık sergi boyunca projenin performatif bir sunumunu gerçekleştirecekler.
‘70’LER: Türkiye güncel sanatının önemli ustalarından Cengiz Çekil, bienalde 1975-80 yılları arasındaki çalışmalarından oluşan bir seçkiyle yer alacak. 1945 doğumlu olan sanatçının Türkiye’deki ‘80 öncesi siyasi ve ekonomik gelişmelerin oluşturduğu toplumsal atmosferi yansıtan çalışmalarının yanı sıra kavramsal yapıtlarını da içeren bu seçki, Antrepo No: 3, Tütün Deposu ve Feriköy Rum Okulu’nda görülebilecek.
ŞİKAYET ETME: Hüseyin Alptekin’in 2007 yılında 52. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda yer alan “Don’t Complain” (“Şikayet Etme”) enstalasyonunun parçası olan neon çalışması, bienal kapsamında sergilenecek. Geçen sene kaybettiğimiz değerli sanatçı Alptekin, birçok uluslararası sergiye katılmıştı.
EKMEK: Eserlerinde gündelik hayattan ögeleri bir araya getiren Hans-Peter Feldmann’ın, İstanbul Bienali’ndeki işlerinden ilki, bienal için ürettiği “Ekmek Dilimi” adlı enstalasyon.
GÖZLÜK VE SIĞINMA EVİ: Sanja Ivekoviæ’in dört projesi var. Bunlardan “Sığınma Evi (Güneş Gözlüğü)”, İstanbul Bienali kapsamında İstanbul’daki sığınma evlerine de taşınmış oldu. Sığınma evinde kalan kadınlarla yaptığı atölye sonucunda, onların kendi hikayelerini yazmalarını isteyecek Ivekovic, bu hikayeleri ünlü tasarımcıların güneş gözlüğü markalarının reklamları ile birleştirerek aile içi şiddete dikkat çekecek.
SINIF: “Sınıf” projesi, bienalin üç farklı sergi mekanında bulunan odalardan oluşuyor. Brecht’ten izler taşıyan projede amaç, bienal izleyicisinin, sanattan çıkan toplumsal ve sanatsal eleştirel bir yaklaşım geliştirmesi, sergiye aktif olarak katılması. “Sınıf”lar, bienal sanatçılarına dair demografik bilgilerden küratöryal araştırma sürecine, mekan seçimlerinden İstanbul Bienali’nin bütçesine kadar bienal hakkında merak edilen birçok bilginin yer alacağı “Sınıf”larda, izleyiciler, bienali farklı bir açıdan görme fırsatı da bulacak.
KAVAFİS İSTANBUL’DA: Kahireli ressam Anna Boghiguian, ünlü şair Kavafis’in şiirleri için gerçekleştirdiği, 50’den fazla illüstrasyondan oluşan dizisiyle yer alacak. Sanatçı, ailesi İstanbullu olan Kavafis’le ilgili proje için İstanbul’da da araştırmalar yaptı.
(KÜLTÜR SERVİSİ)
ÖNCEKİ HABER

YOLCULAR İÇİN EL AYNASI

SONRAKİ HABER

3 ayda 125 sanık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...