YENİGÜN

Yazının başlığındaki sözler, Eşref Erdem’e ait.
CHP’nin eski genel başkan yardımcılarından ve Ankara Milletvekili Eşref Erdem, Kürt sorununda aldığı tutumdan dolayı Deniz Baykal’a ve parti yönetimine ağır eleştirilerde bulunarak, CHP’nin şovenist ve aşırı milliyetçi olduğuna dikkat çekiyor.
Dün Taraf gazetesine manşet olan açıklamada, “CHP’yi dehşet içinde izliyorum” diyen Erdem, haklı olarak, “CHP gerilim artırıcı, aşırı milliyetçi siyaseti hemen terk etmelidir” diyor.
Kürt sorununda söylenmiş bazı sözler, yapılmış bazı görüşmelerden başka henüz somut ve yol açıcı bir adım olmamasına rağmen, Baykal ve Bahçeli’nin muhalefet adına gösterdikleri akla ziyan tutum, barış ve demokratikleşme yanlısı milyonlar tarafından büyük tepki görmektedir. Bu yaklaşımın sürdürülmesi halinde, bu iki partinin içinde ve tabanında da tartışmaların artacağını bilmek için kahin olmak gerekmiyor.
Takip edenler bilecektir, bir önceki “iki parti, tekçi tutum” başlıklı yazımızda, Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli’nin büyük benzerlikler gösteren yaklaşımını değerlendirmiş ve bu tutumun, Türkiye’yi kaos ve kargaşaya sürükleyecek bir tutum olduğunu belirtmiştik.
Barış ve kardeşlik, Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununda demokratik çözüm tartışmaları karşısında, hükümeti ileri adımlar atmaya zorlamak, demokratikleşme yanlısı güçleri ilerletmek yerine, takoz koyan, saldırıya geçen, milliyetçi söylemi ayyuka çıkaran kim olursa olsun, destek değil tepki çekecek; karşı duruş görecektir.
Nihayet, inkarı ve savaşı teşvik eden açıklamalarda bulunan Baykal’a, parti içindeki tanınmış simalardan itirazlar gelmeye başladı. Bu itirazların giderek parti içinde büyük tartışmalara ve ayrışmalara neden olacağı yönlü iddialarda bulunuluyor.
Bunlar bir yana, CHP’de işlerin MHP’deki kadar kolay olmayacağını gösteren birçok belirti bulunuyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın günlerdir sürdürdüğü zehir zemberek açıklamalardan sonra, dün Eşref Erdem’in, önceki gün CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in yaptığı açıklamalar, aklıselimin yok olmadığını gösteren önemli belirtiler. Böylece, Baykal ve çevresinde farklı düşünen CHP’lilerin rahatsızlığı da su yüzüne çıkmış bulunuyor.
Erdem ve Tekin, Kürt sorununa ilişkin ileri şeyler söylememektedirler. Ancak anlaşılır ve makul açıklamalarda bulunarak, ırkçı ve şoven yaklaşım ile aralarına çizgi çektiklerini açıklamış oldular. Az çok sorumluluk sahibi bir insanın, bir politikacının yapması gereken de budur.
Erdem, Kürt sorununa ilişkin yaklaşımını da şöyle ifade etmektedir: “Bu böyle gitmez. Türkiye Kürt sorununu ve kendi iç meselelerini çözebilecek, demokratikleşmeyi sağlayabilecek bir ülkedir.”
CHP’nin bu tutucu, tırmandırıcı, gerilim yaratıcı politikalardan uzaklaşması gerektiğini belirten Erdem, “CHP, ne yazık ki son günlerde şovenist aşırı milliyetçi çevrelerin odağı haline gelmiştir” demektedir.
Tekin, Erdem’den farklı olarak, Baykal’ı hedefe koyan hiçbir sözcük kullanmamaktadır; ancak söylediklerinden, Baykal’dan farklı düşündüğünü kolaylıkla anlıyorsunuz.
CHP İstanbul İl Başkanı Tekin, Erdoğan’ın, AKP Genel Başkanı sıfatı ile DTP Eş Başkanı Ahmet Türk ile yaptığı görüşme için “Başbakan PKK ile görüşmüştür” diyen Baykal’dan farklı olarak şöyle konuşmaktadır:
“Başbakan şunu unutmamalı: Partinin genel başkanı olsa da, o Türkiye’nin başbakanıdır. Bu görüşme, her şeye rağmen önemli bir eşiğin aşılmasıdır. Bu aşamada DTP’ye de önemli sorumluluk düşüyor. Çözümün en önemli parçası DTP’dir.”
Baykal ve Bahçeli’nin tutumu yurtsever hiçbir yurttaşın kabul edeceği bir yaklaşım olamaz. Bu tutumun iflasını önümüzdeki süreç daha bariz bir biçimde gösterecektir. Ancak AKP’nin adım atmasını sağlamak için emek, barış ve demokrasi güçlerinin daha güçlü müdahalesine ihtiyaç bulunuyor.
ENDER İMREK