18 Ağustos 2009 00:00

Akan kan artık durmalı


Son bir aydır ülkenin en önemli gündemini oluşturan ‘Kürt sorununun çözümüne’ ilişkin tartışmalara birçok kesim dahil oluyor. Siyasi partiler ve çeşitli toplumsal kesimlerin yanı sıra sorunun en yakından ilgilendirdiği işçiler ve sendikalar da tartışmaya katılıyorlar.
Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’ndeki deri işçileri ve Deri-İş Sendikası yöneticileri ile Kürt sorununu ve AKP’nin ‘Kürt Açılımı’nı konuştuk. İşçiler, hükümetin girişimlerine şüpheyle yaklaşarak, bu dönemde ‘samimiyeti kanıtlayacak’ en önemli girişimin operasyonları durdurmak olduğunu dile getirdiler. Deri-İş Tuzla Şube Sekreteri Haydar Canpolat, ‘Doğu’daki en önemli sorunun işsizlik sorunu olduğunu’ savunurken, Deri-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Gürsel Menteşe ise sendikalara çok iş düştüğünü belirterek, “Sendikaların benim Türk üyem, Çerkez üyem, Laz üyem ne der diye düşünmeden bu sorunu tartışmaları gerekiyor. Bu süreçten kaçınmak ve sessiz kalmak, çözüme köstek olmak demektir” dedi.
HÜKÜMET SAMİMİYSE SİLAHLARI SUSTURSUN
Hükümetin Kürt açılımının hâlâ sözden başka bir şey olmadığını söyleyen deri işçisi Hüseyin Günel, “Bence hükümetin açılımı yetersizdir, barış ortamı yaratacak bir politika ortada yok. Bir tarafta açılımdan bahsedilirken operasyonlar devam ediyor” dedi.
Kürt sorununun çözülmesi için mutlaka silahların karşılıklı olarak susması gerektiğini dile getiren Günel, “Gerek asker gerekse PKK’lılar bu ülkenin insanlarıdır, gençliğidir. Halkların bu savaşa karşı ortak olması lazım” şeklinde konuştu. Sermayenin ve TSK’nın bu savaşın sürmesini istediğini belirten Günel, “Buna karşı halkların artık bu savaşta rol almaları lazım. Halkları birbirine karşı kışkırtanlara, savaşın devam etmesini isteyenlere karşı sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri, halkları bütünleştirecek politikalar ortaya koyup bu savaşı bitirebilirler” ifadelerini kullandı. AKP’nin veya bu sistemin ortaya koyduğu çözümün gerçek çözüm olmayacağını söyleyen Hüseyin Günel, ABD’nin ve AB’nin baskısı ile bu gelişmelerin yaşandığını düşünüyor. “Aslına bakarsanız AKP’nin CHP’den, MHP’den farkı yok. Hepsi sermayenin partileri” diyen Günel, “Gerçekten bir çözüm istemiyorlar. İsteselerdi çözüm laflarının ortada dolaştığı günlerde savaş devam etmezdi. Samimiysen sınırdaki askerini çekersin, silahını susturursun” dedi.
MHP VE CHP MİLLİYETÇİLİĞİ KÖRÜKLÜYOR
Hükümetin izlediği politikanın seçime dönük olduğunu düşünen deri işçisi Ömer Kuru ise “İki taraftan da anaların ağlamasını istemiyoruz. İki taraftan da gencecik insanlar ölüyor. Ama bunlar garibanların çocukları; milletvekillerinin, patronların çocukları ölmüyor” şeklinde konuştu. Yaşananların sermayedarların çıkar savaşı olduğunu söyleyen Kuru, “Bugün Kürt sorununu öne atıyorlar, yarın Çerkezleri, Lazları öne atacaklar. Ama bence asıl olarak seçim yatırımı. DTP’nin oylarını almak için yapıyorlar” dedi. CHP ile MHP’nin milliyetçiliği körüklediklerini ve halkı birbirine kırdırmaya çalıştığını söyleyen Kuru, “Kürt sorunu savaşın durması ile çözülür. Halkın çocuklarının ölmemesi lazım, barış ve özgürlük içinde olmalılar. Biz burada nasıl Kürt arkadaşlarla aynı makine başında barış içinde çalışabiliyorsak, orada da benzer bir tablonun oluşturulması gerekiyor” dedi. Kürtçe eğitimin kendisini rahatsız etmeyeceğini söyleyen Kuru, “Eğer bir çocuk Kürtçe okumak istiyorsa bunu yapabilmeli. Devlet, halkına istediği dili öğretmelidir” dedi.
Kürt sorununun çözülmesi için sınırdaki askerlerin çekilmesi, koruculuk sisteminin kaldırılması ve gizli örgütlenmelerin son bulması gerektiğini belirten deri işçisi Hasan Avuze ise “Buralarda ciddi paralar dönüyor. Hükümet bu sorunu çözmek istese bile bence yapamaz” görüşünü dile getiriyor. Avuze, “Yıllardır hiçbir başbakanının, milletvekilinin çocuğu orada ölmedi. Eğer ölseydi o zaman bir şeyler değişebilirdi. Ölenler hep yoksullardı” şeklinde konuştu.


‘SENDİKALAR ÇEKİNMEDEN ÜYELERLE TARTIŞMALI’
Deri-İş Genel Teşkilatlanma Sekreteri Gürsel Menteşe ise 25 yıldır süren savaştan çıkar sağlayan kesimler olduğunu belirterek, AKP’nin samimi olmadığını, çünkü ortaya bir program, bir politika koymadığını belirtti. Kürt sorununun çözülmesi konusunda önemli bir süreçten geçildiğini söyleyen Menteşe, “Artık iş sivil toplum örgütlerine, sendikalara düşüyor” dedi. “CHP ve MHP’nin bu tavrı yüzünden Kürtlere dönük linç girişimlerini daha önce gördük. Şimdi bu tutumlarıyla yeniden böyle bir süreci başlatmak istiyorlar” diyen Menteşe, “Kürt sorununun çözümü konusunda sendikaların şundan çekinmemeleri gerekiyor; benim Türk üyem, Çerkez üyem, Laz üyem ne der diye düşünmemeliler. Bu sorunu tartışmaları gerekiyor. Bu süreçten kaçınmak ve sessiz kalmak, bu sorunun çözümüne köstek olmak demektir. Sendikalar bu konuda üyeleriyle tartışmalı, yapılan eylemlerde basın açıklamalarında bu konuya değinmeli, Türk üyelerinin kafasının açılması için çaba sarf etmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu. “25 yıldır süren bu savaş kime yarar sağladı” diye soran Menteşe, şöyle konuştu: “Doğu’da atılan toplar, tüfeklerle kaç milyon dolarlar gitti? Bu paralar nereden çıktı? Emekçilerin cebinden çıktı. Bunun anlatılması gerekiyor. Sendikalar bu sorunu ciddi bir biçimde anlatırlarsa, Kürtler kadar Türkler de bu sorunun çözümü için çaba sarf eder. Ergenekon olayında içeride olan Veli Küçük gibi birçok insan, Doğu’da faili meçhullerin başını çeken insanlardır. AKP eğer samimiyse bunların da cezasını vermeli. Açılım sadece lafta kalmamalı. Bu yüzden CHP kapılarını kapatmamalı, üzerine gitmeli. Eğer halk partisiyim diyorsan bunu yapman gerekiyor.”


‘DOĞU’DA EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK’
25 yıllık sorunun bugün gündeme gelmesinin geç ama önemli olduğunu söyleyen Deri-İş Tuzla Şube Sekreteri Haydar Canpolat ise Deri-İş Tuzla Şubesi’nin, Kürt sorununu gerek temsilciler kurulunda gerekse fabrika toplantılarında tartıştığını söyledi. Deri-İş’in Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrıt etmeden bu sorunun çözülmesi gerektiğini savunduğunu söyleyen Canpolat, “Sınır ötesi operasyonlara verilen bütçe, bu ülkenin eğitim ve sağlık sorununu çözecek kadar çok. Biz emekçiler olarak vergilerimizin bu savaşa gitmemesini istiyoruz. Bunun için de Deri-İş olarak üzerimize düşeni yapacağız” dedi. Canpolat, “CHP gelişmelere böyle bir tavır gösteriyor ama onun tabanında da bu sorunun çözülmesini isteyen kesimler var. Aynısı MHP’de de vardır. Kürt sorununun çözümünün kaçınılmaz olduğu kabul edilmeli ve katkı sunulmalı” dedi. AKP’nin de artık uygulamaya geçmesi gerektiğini söyleyen Canpolat, Doğu’da en büyük sorunun istihdam alanlarının yetersizliği olduğunu savunarak, “Bugün Kürtlere anadil hakkını versen de televizyon kursan da en büyük sorun işsizlik sorunudur” şeklinde konuştu.
Gökhan Durmuş

Evrensel'i Takip Et