19 Ağustos 2009 00:00

Ford Cumhuriyeti’nde modern kölelik 2

Kocaeli fabrikasının kuruluşu Ford Otosan ortaklığı, Türkiye’nin devlerinden ve kâr rekortmenlerinden biri haline getirdi. 2001 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde...

Paylaş

Kocaeli fabrikasının kuruluşu Ford Otosan ortaklığı, Türkiye’nin devlerinden ve kâr rekortmenlerinden biri haline getirdi. 2001 yılında İstanbul Sanayi Odası’nın “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” listesinde 33. sırada yer alan Ford Otosan, Kocaeli fabrikasının üretime geçmesiyle beraber 2002’de 11. sırada, 2003 yılından itibaren TÜPRAŞ’ın ardından ikinci, otomotiv sektöründe ise birinci sırada yer alarak Türkiye’nin devleri arasına girmiştir. 2007 yılında ihracat şampiyonu olan Ford, 2008 yılında TÜPRAŞ’ın ardından ihracat ikincisi oldu. Otomotiv sektöründe ise yine rakiplerini geride bırakarak ihracat şampiyonu oldu.
2008 yılı toplam otomotiv pazarında 2007 yılına göre 17’lik bir daralma yaşanırken, Ford’un pazar payı yüzde 16.8’den 14.7’ye geriledi. Buna rağmen Ford, yüzde 12.2 pazar payına sahip Renault, yüzde 11.6’lık Tofaş, yüzde 7.7’lik Wolkswagen, yüzde 6.5’lık Hyundai’yı geride bırakarak, toplam otomotiv pazarında 2007 yılında olduğu gibi birinci sırada yer aldı.
Peki bu başarının ardında nasıl bir hikaye yatıyor?


Ford Otosan ortaklığının önlenemez yükselişi, nasıl?..
Kocaeli fabrikasının kuruluşu ile parlak bir bilançoya ulaşan Ford Otosan ortaklığı, bu başarısını kurduğu çarka borçlu... 2001 yılından 2009 yılına uzanan süreçte, Ford Otosan Türkiye’de en büyük ikinci, otomotiv sektöründe ise lider olurken, işçiler giderek yükselen bant hızı ve çalışma temposunun, bu yoğunluğun yarattığı meslek hastalıklarının, giderek eriyen ücretler ve ağırlaşan yaşam koşullarının mağduru oldular. Bant hızı, proseslerde yazılı normal hızın üstüne çıkarılırken, ücretlerse normal yaşam düzeyinin altında kaldı.
Bunca yoğunluğa, esnek çalışma uygulamaları kapsamında denkleştirme çalışması, borçlandırma, fazla mesailerin gaspı, vardiyalar ve takımlar arasında rekabet de eklenince, fabrikanın yatırımlarla artırılan üretim kapasitesi dahi aşıldı. 2004 yılında 200 bin araç kapasitesine sahip Kocaeli fabrikasında işçilerin normal koşulların üzerinde çalıştırılmasıyla yüzde 6 oranında kapasite fazlası üretim yapıldı. 2005 yılında yüzde 17, 2006 yılında kapasite 250 bine çıkarılmasına rağmen yüzde 12 kapasiteyi aşan üretim yapıldı. 2007 yılında ise üretim kapasitesi 300 bin araca çıkarken, işçiler bu sınırı da aşıyor ve yüzde 4 kapasite fazlası üretim yaptırılıyor. Ford Otosan, bin bir sağlık kontrolünden geçirerek aldığı genç işçilerin emeğini, sağlığını son demine kadar sömürerek, bandı her geçen gün hızlandırarak, işçiyi hem fabrikada hem de evinde robotlaştırarak Türkiye’nin ve otomotiv sektörünün devi haline geliyor.
İŞÇİ SİRKÜLASYONU VAR
Ford Otosan’daki düşük ücretler ve yoğun çalışma temposunun ciddi bir işçi sirkülasyonu yarattığını söyleyen bir Ford işçisi, kurulduğu günden bu yana binlerce işçinin işe girip çıktığını dile getirdi. Ücretin düşüklüğü ve işin ağırlığı nedeniyle yeni işçilerin durmadığını, eskilerin ise kıdem tazminatlarını düşündüğü için dayandığını anlatan Ford işçisi, “İyi bir iş bulan tazminatı bile bırakıp gidiyor. 90 saniyede araba çıkması gerekirken, bu hızla oynanıp 60-70 saniyeye düşürülüyor. Yani Ford’da işçi olmak demek robot gibi davranman demek. Onlar hızı ayarlıyor. Sen yetişmeye çalışıyorsun” dedi.
Bandın hızının artmasının nedeninin vardiyalar arası rekabet olduğunu dile getiren bir diğer Ford işçisi şöyle devam etti: “Üretim fazlalığı nedeniyle ekip liderleri prim alıyorlar. O yüzden vardiyalar arası rekabeti körüklüyorlar. Senden önceki vardiya 100 yapmışsa senden 110 yapman isteniyor. Eğer istedikleri sayıyı çıkarırsan, hem de iş kaçırmazsan ağzına iki dilim baklava çalıyorlar. Takdir edilen ve asıl ödüllendirilen de ekip lideri oluyor.”
Fabrikadaki yoğun iş temposunun işçilerde meslek hastalıklarına neden olduğunu söyleyen bir diğer Ford işçisi, “Bel ve boyun fıtığı çok sık görülen rahatsızlıklar. Sürekli aynı işi yapıyorsun, bu da rahatsızlanmana neden oluyor. Ama Ford’da hastalanmak bile korku nedeni. Hastalanır bir de rapor alırsan bil ki yerin değiştirilir. Daha zor bölümlere verilirsin. Arkadaşımızın sürekli motor tetiğine basmaktan parmağı kilitleniyor. Parmağını kendi kapatıyor ama açamıyor, diğer eliyle parmağını açması gerekiyor. Rapor aldığı için başka bölüme sürüldü. Rahatsızlığı artınca da işten istifa etti. Zaten bunu istiyorlar. İşçiye tazminat vermemek için kendisinin ayrılması için baskı yapıyorlar” şeklinde konuştu.
KRİZİN FATURASI İŞÇİYE ÇIKARILDI
Kriz sürecinde; 2009 Temmuz ayı sonu itibariyle toplam Türkiye pazarında yüzde 13.6’lık pazar payı ile yüzde 15 pazar payına sahip olan Fiat’ın ardından ikinci sırada yer aldı. Fabrikanın zor durumda olduğunu belirten Ford patronları, kendisini yıllardır otomotiv sektöründe lider yapan işçileri işten çıkarıp, ücretsiz izinleri dayatırken, zarar etmediği, tersine kârdan zarar ettiği kendi hazırladığı raporlardan görülmektedir. Ford Otosan’ın sitesinde yayınlanan “Ford Otosan Yatırımcı Sunumu Ağustos 2009” başlıklı rapora göre 2008 yılı faaliyet kâr marjı yüzde 8.7 iken, 2009 ilk yarısındaki kâr marjı yüzde 6.2 olarak açıklandı. Yani Ford Otosan zarar etmedi, Türkiye’nin en büyük ikinci firması olarak küçümsenmeyecek derecede kâr etti.
“Zarar ediyoruz” gerekçesiyle kısa çalışma ödeneğinden yararlanıp işçilerin maaşlarını yine işçilerin parası olan İşsizlik Fonu’ndan karşılayan Ford Otosan, bu ödenekten yararlanamayan işçileri ise Arçelik LG fabrikasına ödünç işçi olarak gönderdi. Ford Otosan, krizi fırsat bilip işçilerin mesai, belli bir işyerinde çalışma vb. temel haklarını dahi ortadan kaldırdı. İş yasasında bulunan, ancak normal zamanlarda uygulayamayacağı tüm işçi düşmanı maddeleri kriz gerekçesine dayanarak bir bir yaşama geçirdi.
KESİNTİLER İŞÇİLERİ MAĞDUR ETTİ
Kriz sürecinde 8 ay boyunca aralıklarla ücretsiz izne çıkarılan Ford işçileri, krizin faturasının kendilerine çıkarıldığını dile getirerek maaşlarından yapılan kesintilerin işçileri oldukça mağdur ettiğini ifade ediyorlar. İzinlerle birlikte ücretlerinde yüzde 24’lük bir kesinti olduğunu söyleyen işçiler, birçok arkadaşlarının izin döneminde ek iş yapmak zorunda kaldığını belirtiyorlar.
10 yıldır Ford Otosan’da çalışan, evli ve iki çocuk babası olan bir Ford Otosan işçisi, zorunlu izinlerden kaynaklı yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı şu sözlerle anlattı: “Eşim çalışmıyor. İki çocuk var ikisi de okuyor. Bin lira maaş alırken izinlerle bu 700 liraya düştü. Artık her şeyden kısmak zorunda kalıyoruz. Eskiden her hafta pazara giderken şimdi 15 günde bir gider olduk.”
Zorunlu izinlerin ekonomik olarak kendisini çok mağdur ettiğini belirten 3 yıllık bir Ford işçisi, izin döneminde ek iş olarak bir kahvehanede 25 TL yevmiye ile çalıştığını söyledi. Ford işçisi, “650 lira ücret alıyordum. 8 ay boyunca fabrikada sürekli izinler oldu, bu da maaşlardan nereden baksanız 200 lira kesilmesi anlamına geliyordu. Kocaeli pahalı bir kent, 350 lira kira veriyorum. Doğal gaz, elektrik, su, ulaşıma yapılan zamları da düşündüğünüzde altından kalkamıyoruz. Ben de bu izin döneminde kahvehanede çalıştım” diye konuştu.
ÖDÜNÇ İŞÇİLİK
Fabrikada 600 günlük primlerini doldurmadıkları için kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan yaklaşık 450 işçi olduğunu ve bu işçilerin de Gebze’de faaliyet gösteren Arçelik LG klima fabrikasına ödünç işçi olarak gönderildiklerini aktaran bir Ford Otosan işçisi, “Bu arkadaşlarımıza kendi isteği ile gitmek isteyen gider’ dediler. Bazı arkadaşlarımız gitmek istemedi, onların bölümlerini değiştirdiler. Daha zor bölümlere verdiler. Ama çok sayıda arkadaşımız kabul etti. Başka da şansları yoktu, çünkü ücret kesintisi devam edecek dendi. İnsanlar isteseler de istemeseler de kabul etmek zorunda kaldılar” diye konuştu.
SÖMÜRÜ DEVAM EDİYOR
4 yıldır Ford Otosan’da çalışan bir işçi çalışma koşullarının çok ağır olduğunu belirterek, “Kafamızı kaldırmaya bile vaktimiz yok. 15 dakika çay molamız var, buna bile üretimin durmaması için sırayla gidiyoruz. Evimize gittiğimizde yorgunluktan, çocuklarımızla bile ilgilenemiyoruz. Dinlenip tekrar işe gidiyoruz” diye konuştu.
Metal sektörünün ağır sanayi işkolu olduğunu söyleyerek, sözlerini sürdüren Ford işçisi, “Bizim fabrika boyahanede çalışan kadın işçiler olması sebebiyle ağır işkolunda gözükmüyor, ancak yaptığımız işin ağırlığından ve yoğun tempodan dolayı beli, boynu sakatlanan birçok arkadaşımız oldu” dedi.
İşçilere daha fazla üretim yapmaları için sürekli baskı yapıldığını ifade eden bir diğer Ford işçisi, “Kriz öncesi işler yoğun olduğundan üretilen mallara çok fazla dikkat edilmiyordu. Şimdi üretimde yaşanan azalmadan kaynaklı olarak boş vakti olan amirler, üretilen malları ayrıntılı olarak inceliyor, en küçük bir hata da dahi işçiye hesap soruluyor. Boş zamanı çok olan amirler sürekli işçiyle uğraşıyor. Üzerimizdeki baskı arttı, üretimde istenen sayı tutturulmadığında işten atılmakla tehdit ediliyoruz” şeklinde konuştu.
KABUL ETMEYEN İŞTEN ATILIR!
Transit hattında çalışan bir diğer Ford işçisi de sipariş azlığından dolayı vardiya sayısının ikiye düşürüldüğünü söyleyerek, Transit hattının tek vardiyaya düşürülebileceği söylentisinin olduğunu, bu bölümde çalışanların Connect hattına kaydırıldığını belirtti. Bölümünü değiştirmek istemeyen işçilerin, işten atılma tehdidiyle karşılaştığını ifade eden Ford işçisi, “Transit hattındaki üretim düşüşü sebebiyle diğer alanlara gönderiliyoruz. 400 işçinin Arçelik’e gönderildiği dönemde, beni de göndermek istediler, ben gitmek istemeyince işten atarız dediler. Sürekli psikolojik baskı uygulanıyor. Zaten üretim temposundan bunalıyoruz, bu baskılarda üzerine eklenince ruh halimiz iyiden iyiye bozuldu” dedi.


ÜÇÜNCÜ BÜYÜK İŞLETME
İstanbul Sanayi Odası’nın hazırladığı “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2008 Raporu”nda 3. sırada yer almasını, Ford işçileri fabrikada yaşanan yoğun sömürüye bağlıyor.
Ford’un kârlılıkta 3. sırada olmasını, kendileri üzerindeki sömürüye ve hak gasplarına bağlayan Ford işçileri, bir taraftan kârına kâr katan bir fabrikanın diğer taraftan işçiye sefaleti reva görmesinin kabul edilemez olduğunu belirttiler. Ford’un geçen yıl da ihracat şampiyonu olduğunu söyleyen işçiler, zarar etmeyen fabrikanın kârında meydana gelen küçük bir azalmanın faturasının işçiye çıkarıldığını ifade ettiler.
Ford’un kriz döneminde zarar etmediğini, kârdan zarar ettiğini belirten bir diğer Ford işçisi, “Patron krizi fırsat bildi. 10 yıllık işçileri dahi çıkardı. Yerine asgari ücretle yeni işçi aldı. Bütün işçileri ücretsiz izne çıkardı. Ayda on gün işe geldik. Ücretsiz izinler süresince herkes kredi kartlarına yüklendi. Kartlar patladı. Kimileri icralık oldu. Borçlarını ödemek için tazminatlarını alıp kendi istekleriyle işten çıktılar. İnsanlar bunalıma girdi. Sadece bunalımdan bile birçok işçi işten çıktı” şeklinde konuştu.


KUZEY AMERİKA SİPARİŞLERİ
Kuzey Amerika’dan gelen 35 binlik siparişle Transit Connect hattında kriz öncesi yoğunluk yeniden başladı. Günde 10 saat çalıştıklarını belirten Ford işçileri, “10 saat çalışmayı kimse istemiyor. Herkes 8 saat çalışıp evine dönmek istiyor. Eve gelip televizyonun karşısına uzanınca yorgunluktan hemen uyuyakalıyoruz. Sonra sabah kalkıp tekrar işe gidiyoruz. Fazla mesai ücreti vermiyorlar. Onun yerine bir gün izin. Oysa fazla mesailer normal mesai gibi değil. Bir gün izin, yaptığımız mesaileri karşılamıyor. Zaten kimse de bu koşullarda fazla mesai yapmak da istemiyor” diye konuştular. Transit Connect siparişlerinin eninde sonunda biteceğini belirten işçiler geleceğe güvenle bakamıyorlar. İşçiler fabrikada ücretsiz izinlerle ilgili çeşitli söylentilerin dolaştığını ifade ediyorlar. Buna göre, yılbaşına kadar 55 günlük ücretsiz izin olabilir. Yine fabrikada üretim mühendislerinin ifadelerine göre 29 Ağustos-25 Eylül yahut 5-28 Eylül tarihleri arasında ücretsiz izin uygulanabilir.


İŞSİZLİK FONU’NA HAKSIZ BAŞVURU!
Ekonomik krizden olumsuz etkilendiği gerekçesi ile nisan ve eylül ayları arasında 6 aylık süre için kısa çalışma ödeneğine başvuru yapan fabrika, ödenekten 2 ay yararlanıp başvurusunu geri çekti.
Kısa çalışma ödeneği için yapılan başvurunun kabul edilemez olduğunu dile getiren Ford işçisi, tepkisini şöyle dile getirdi: “Sen çıkıp ‘Ben bu yıl sadece yüzde 10 zarar ettim ama yine de liderim’ diyeceksin. Oysa zarar etmiyor, olsa olsa kârdan zarar ediyorsun. Bunun için bir sürü işçinin canını yakacaksın. Fabrikada mevcut 7 bin 200’den 5 bin 300’e düşmüş, ne oldu bizim 1900 arkadaşımıza? Biz zengin ediyoruz bu adamları ama onlar bize bir 6 ay bakamıyorlar. O kadar doymak bilmiyorlar ki şimdi işsizlik sigortasında biriken paraya göz dikmişler.”


DÖRT YIL ÜST ÜSTE AVRUPA BİRİNCİLİĞİ
Ford Otosan denilince akla “Otomotiv Sektörünün Lideri”, “İhracat Şampiyonu” gibi sıfatlar geliyor. 2001 yılında üretime başlayan Ford Otosan Kocaeli fabrikasının 2003 yılında 140 bin olan üretim kapasitesi, 2004’te 200 bin, 2006’da 250 bin, 2007’de 300 bin ve 2008’de 320 bine çıkarıldı. 2003 yılında 75 bine yakın araç ihraç eden Ford Otosan, 2008 yılına gelindiğinde bu rakam 219 bine ulaştı.
Üretim kapasitesi, üretim ve ihracat artışıyla beraber çalışan işçi sayısı da hızla artmış; yalnızca Kocaeli fabrikasında kriz öncesi işçi ve memurların sayısı 7 bin 500’ü bulmuş, ancak krizle beraber bu sayı 5 bin 300’lere indirilmiştir.
Ford Otosan Kocaeli Fabrikası 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında Ford’un Avrupa fabrikaları arasında üst üste dört kez en iyi araç üretim tesisi seçildi. Kocaeli fabrikasında Transit ve Transit Connect marka otomobiller üretiliyor.
M. Arif Koşar - Şerafettin Gökdeniz
ÖNCEKİ HABER

Emek Partisi’nden ETİ grevine destek

SONRAKİ HABER

BASIN TURU

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...