Saray bahçesi klasik müziğe küskün

İdil Biret konseri ve öncesindeki gerginlikle başlayan Topkapı Sarayı 1. avlusundaki klasik müzik konserleri, önceki akşam Ayla Erduran ve ona eşlik eden Cem Mansur yönetimindeki Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası konseriyle devam etti. Borodin, Albeniz, Sarasate, Massenet, Brahms, Ravel ve Çaykovski'nin eserlerine yer verilen konser, yoğun katılımla ve yüksek enerjiyle başlamışken, saraya bu sefer de Ayla Erduran'ın sahnede iki kez fenalaşması sebebiyle gerginlik, korku ve endişe hakim oldu. Belli ki 1. avlu; geçen konserde yaşanan provokasyonlara, klasik müziğin onuruyla uzaktan yakından alakası olmayan komik ithamlara ve bilinçsizliğe tepkiliydi. Klasik müzik dinleyicisine çok ağır bir dille eleştirisini sunuyordu; saray bahçesi, klasik müzikle barışamamıştı.
TAMAMLAMAK İÇİN ISRAR ETTİ
Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası'nın Camille Saint-Saens, Bacchanale ile açılışı yaptığı gecede 3 parça sonra 75 yaşındaki keman virtüözü Ayla Erduran sahnedeydi. Sahnede kaldığı süre boyunca dimdik duruşu ve kemanına olan hakimiyetiyle tüyler ürperten Erduran, 3. şarkısını çalarken aniden fenalaştı. Korku ve panik koşuşturmalarının arasından kahkahayla doğrulup, 'Hiç böyle bir şey gelmemişti başıma, hadi…' deyip kaldığı yerden konsere devam ederek içimizi rahatlatıyordu ki, bir sonraki şarkıda tekrar fenalaştı. Sahnede sandalyeler üzerine uzatılan devlet sanatçısı, ısrarla konseri bitirmek istiyordu. Fakat seyircilerin arasından Erduran'la ilgilenen doktor buna müsaade etmeyince, sanatçı sahneye getirilen ambulansa, alkışlar ve tezahüratlar arasında binerek konser alanını terk etti. Bu tatsız anlarda basının fotoğraf çekmesine tepki gösteren birkaç katılımcı ve basın mensubu arasında sözlü tartışma yaşandı.
KONSERE 'DERBİ ÖNLEMİ'
Konser öncesinde saray kapısında polis ve jandarmayla alınan sıkı güvenlik önlemleri, klasik müzik konserine değil de derbi maçına gelmiş gibi hissettirirken, kapının ardında soruları yanıtlayan Şef Cem Mansur'un rahat tavırları atmosferi yumuşatıyordu. "Şiddet içermedikçe saçmalamak serbesttir" diyen Mansur, İdil Biret konseri sonrasındaki "Klasik müzik kilise müziğidir, sarayda şarap içip kilise müziği dinliyorlar" gibi saçmalamaları komik bulduğunu, hatta muhatap almadığı için kızmadığını söyledi. Geçen seferki şarap tartışmalarının da bir istisna olduğunu, her konserde stantlar açılıp yiyecek içecek satıldığını hatırlattı ki, o akşam da stantlarda tavuklu pilav, irmik helvası, şerbetler, çaylar kahveler, bira ve şarap vardı.
BİR KLASİK DE ZEKİ MÜREN'DEN
Organizatör Hakan Erdoğan, "Ben bir şey çalamıyorum, sadece CD çalabiliyorum, 5 yaşımdan beri…" diyerek konser öncesi DJ'lik yaptı ve katılımcılara seçkin klasik müzik eserleri dinletti. Kendisi için en önemlisi olduğunu vurguladığı listedeki son şarkı, Zeki Müren'dendi … Dede Efendi'nin Rast kar-ı nev'i... Bu klasik Türk müziği eseriyle "Klasik müzik kilise müziğidir" diyenlere, "Müzik evrenseldir koçum; dini, ırkı olmaz" mesajı vermek ister gibiydi sanki.
KONSERİ 'USOCANLAR' TAMAMLADI
Türkiye'nin tüm konservatuvarlarından seçilmiş 93 müzik öğrencisinden oluşan Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası, Cem Mansur'un deyimiyle "USOcanlar", sahnede birer öğrenci değil, zaman zaman mikrofona, nota sehpasına çarpan, mimikleriyle heyecanlarını masum bir şekilde yansıtan profesyoneller olarak göz doldurdular. Ayla Erduran'ın rahatsızlığından sonra konser bitti zannederken, coşkulu geri dönüşleriyle programı mükemmel bir şekilde sonlandırıp, dakikalarca ayakta alkış aldılar. Erduran'ın durumunun iyi olduğunun öğrenilmesi ve Brahms'ın 5. Macar Dansı'yla yapılan bis, gecenin keyifli bittiğinin ve hatta sanki sarayın klasik müzikle artık barışmak istediğinin habercisi oldu.
(İstanbul/EVRENSEL)
Erhan Vural