20 Ağustos 2009 00:00

HAYATIN İÇİNDEN

Rıza, İranlı. İran'ın kuzeyinde doğmuş. Azeri şivesiyle, konuştuğu güzel Türkçesi ile anlatıyor...

Paylaş

Rıza, İranlı. İran'ın kuzeyinde doğmuş. Azeri şivesiyle, konuştuğu güzel Türkçesi ile anlatıyor.
- Anam Kürt, babam Türk. Lise yıllarımda İran komünistlerine sempati duymaya başladım. Basitlerinden başlayarak Marx'ın, Lenin'in ve diğer büyük ustaların kitaplarını okudum. İyi bir sosyalist olduğuma inandığım dönemde şahın polisi tarafından gözaltına alındım, işkence gördüm.
Yaşadığı işkenceyi anlatırken gözlerinin içinde öfkeyi görüyorum. Sesi titriyor. Belli ki intikam duygusu belleğinin içine yerleşmiş.
- Şahın işkencecileri sonradan saf değiştirdiler. Aynı işkencecileri Humeyni'nin işkence tezgahlarında da gördük. Bunlar her rejimin köpekleriydiler. O dönemde sol kırk parçaya bölünmüştü. Ama bunların çoğu revizyonist, oportünist gruplardı. Bu gruplar, tarihi yanılgılarını anti emperyalist buldukları Humeyni gericiliği ile yaptılar. Gerçek sosyalistler, kurtuluşu işçi iktidarında arayan gerçek solcular, bu oyuna gelmedi. Son ana kadar gericilerle de savaştılar ama yoksul ve eğitimsiz halk kesimlerinin yerel desteği ve inanılmaz ama ABD'nin ve Avrupa'nın, hatta Çin'in gizli desteğiyle güçlenen dinci, gerici faşistlere karşı başarılı olamadılar. Hapisten kaçtıktan sonra önce kuzeyin dağlık bölgelerinde saklandım. Ardından Türkiye üzerinden Almanya'ya geldim. 17 yıldır da ülkeme gidemiyorum. Ama sosyalist dünya görüşümüzden de geri adım atmadık. Dünyanın her yerine dağılmış benim gibi insanlar, yakın bir zamanda İran'a dönmenin hesaplarını yapıyoruz.
Evlenmiş. Üç çocuğu var. Kızının adı Dünya. Hem Türkçe, hem Kürtçe öğretmiş kızına Almancanın yanında. Sabah erkenden açtığı döner tezgahında ateşin karşısında ter döküyor.
- Burada da en büyük rakibimiz ABD. Ama kavgayı biz kazandık. Almanya'da McDonalds'ı tarihe gömdük. Türkiyelisi, Bosnalısı, İranlısı el ele verdik.
Bir yandan konuşuyor, bir yandan döner kesiyor. Gözünün bir ucuyla da Evrensel'in Almanca sayfasında gençlerin resimlerini izliyor.
- Ne güzel işte, biz hep bunu istedik. Kızlar, erkekler hep birlikte. Toplumun yarısını, kadınlarını yaşamın dışına iten bir rejimin halkına verebileceği güzellik olabilir mi? Bu rejim olsa olsa baştaki birkaç eşkıya ve onlara çanak tutan asalak takımın geçici cenneti olabilir. Şimdi sözde ilericiler İran'da harekete geçiyorlarmış. Yalan... İlerici dediklerinin ellerinde bizim kanlarımız var. Bu kavga gerici ve daha gerici kavgası. Evet, şah kötüydü ama o rejimi devirme gücümüz daha fazlaydı. Hiç değilse kadınlar özgürdü. Şimdi bu sahte imamları oradan uzaklaştırmak için çok şeyler yapmamız gerekiyor. Ama durmuyoruz. Başaracağız.
Heyecanlanıyor birden.
- Biz bir şey öğrendik ustaların kitaplarından. Tüm bölünmeler yapaydır. İnsanlık tek hücreden gelmiş, çalışanlar ve sömürenler olarak zamanla ikiye ayrılmışlar. Bu nedenle benim etnik kimliğim yoktur. Söylemeye utanırım. Benim dini kimliğim de yoktur. Söylemeye utanırım. Ben sosyalistim. Tüm dünya tek bir dili, işçilerin dilini konuşuncaya, tüm dünya tek bir şeye, sosyalizme inanıncaya kadar çalışacağım. Bu nedenle kızımın adı Dünya.
ARİF NACAROĞLU
ÖNCEKİ HABER

‘Efes Pilsen World Cup 8’, 26 Ağustos’ta başlayacak

SONRAKİ HABER

Depremi sallıyoruz/ depremi solluyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...