21 Ağustos 2009 00:00
Siteler işçisi çözümden yana
GÜNÜN YAZILARI
Krizin derinden etkilediği Ankara Mobilyacılar Sitesinde (Siteler), gelen yaz ayları da umut olmadı. İşlerin eskisi gibi gitmediği Sitelerde işçilerle Kürt sorunu ve hükümetin açılımı üzerine sohbet ettik.
26 yaşındaki alüminyum ustası Mesut Olmuş, 10 senedir Sitelerde çalışıyor. Sorunun tamamen çözülmesini istiyorum diyen Olmuş, bu sorun nedeniyle ülkenin hem maddi, hem de manevi büyük zararlar gördüğüne dikkat çekiyor. Sorunun çözümü için atılacak adımların ülkeyi bölünmeye götürmeyeceğini belirten Olmuş, Biz Kürt arkadaşlarımızla inşaatlarda, işyerimizde birlikte çalışıyoruz. Hiç bir sorunumuz yok. Hükümet ve medyadan kaynaklanıyor sorunlar diyor. Çözüm için ne yapılır? sorusuna da Bilemiyorum. Bizim bir sorunumuz yok ki diye yanıt veriyor.
KİMLİKTE DİYARBAKIR YAZIYORSA
Aynı işyerinde çalışan Yılmaz Arıkan, Diyarbakırlı bir Kürt işçi. Arıkan, çözüm konusunda umutsuz: Bugüne kadar Kürt halkını çeşitli şeylerle kandırdılar. Gene kandıracaklar. Bugün Kürt vatandaşına her türlü engellemeyi yapan devletin buna çözüm bulacağını zannetmiyorum.
İnsanların kimliğinde Diyarbakır yazdığı için terörist damgası yediğini belirten Arıkan, kendisinin de kimliği nedeniyle işkence gördüğünü anlatıyor. Arıkan, Bir sorunumuz yok ki diyen arkadaşından daha farklı bakıyor soruna: Her Kürt ister rahatça gezip, rahatça bazı şeylere katılabilmeyi, konuşmayı. İstediğimiz şeyi, istediğimiz yerde konuşuyoruz, ama soyutlanıyoruz diye özetliyor yaşananı.
Arıkan, Bir Kürt kendi toprağında sorunsuzca yaşayıp, sorunsuzca geçinmek istiyorsa bu onun suçu değil. Bu baştakilerin suçu. Halk bir şeyler görmek istiyor. Benim köyümde hala yol yok. İnsan isteyecek, en büyük hakkı. Nasıl batıda yapabiliyorsa orada da yapılmalı diyor.
Arıkan sorunun ancak, içinde Kürtlerin de yer aldığı sol bir hükümetin çözebileceğine inanıyor.
İsmail Erdugan, açılımda fayda gördüğünü söylüyor. Erdugan, Biz burada, Sitelerde emekçiyiz. İleriye dönük sorunları göremeyiz ama kimlik sorununun çözülmesi güzel bir adım diyor. İşyerinde ve oturduğu semtte Kürt arkadaşlarıyla sorun yaşamadıklarını belirten Erdugan, ortada bölünme gibi bir talebin bulunduğuna da inanmıyor.
AYNI EKMEĞİ BÖLÜŞÜYORUZ
Ömer Demirci, Erbey Çakır ve Sami Koca, biri Türk, biri Kürt, biri Laz. Aynı kalasın üstüne oturmuşlar yemek yiyorlar. Erbey Çakır anlatıyor: Ben Kürdüm, bu adam Türk, bu da Laz. Bir lokma ekmeği beraber paylaşıyoruz. 20 TLyi akşamları paylaşıp gidiyoruz. Hiçbir sorunumuz yok.
İki gelinin Kürt olduğunu belirten Ömer Demirci ise, Kürt sorunu diye bir sorunun olmadığı görüşünde. Ama diğer yandan da çözüm için adım atılmasını istiyor. 12 Eylül öncesi sağcı-solcu çatışması çıkarıldığı gibi bugün de Kürt-Türk arasında sorun yaratılmak istendiğini savunan Demircinin, Demirelin 12 bin genç ölürken Ecevite kafasını çeviriyordu örneği, akla daha kısa bir süre öncesine kadar hükümetin DTP ile kurduğu ilişkiyi akla getiriyor. İnsanların ölmesinden rant sağlayanlar olduğunu belirten Demirci, İslamın ırkçılığı yasakladığını, bu nedenle dini inançları gereği sorunun çözülmesinden yana olduğunu anlatıyor.
ÇÖZÜM HALKTA
Kendi topraklarında ağaları tarafından ezilen Kürtlerin geldikleri büyük şehirlerde de ezildiğini ifade eden Demirci, Ne yapacaklar? Ya dağa gidecekler, ya da esrar satacaklar diyor. Demirci, sorunun çözümüne karşı çıkanlara öfkeli: Irkçılar, şehit vermişiz diyorlar. Bu ülkenin bütünlüğü daha önemli. Rant uğruna şehitler verilmiş boşa. Günah. Benim dinim hiçbir dil diğerinden üstün değildir diye emrediyor. Bu sorunun çözümü halkta biter, ırkçılara pirim vermememiz lazım.
Sami Koca ise açılımdan endişeli, Yarın bu adam Kürdüm diye askere de gitmeyecek. Bu da sorun olacak diyor. Ancak arkadaşları öyle bir gelişmenin yaşanmayacağı görüşündeler.
SİLAHA DEĞİL, YOKSULLARA
Büfeci Coşkun Solmaz, Kürt açılımının güzel bir çaba olduğunu düşünüyor. Kürt kelimesinin kendisine acayip geldiğini belirten Solmaz, sorunun bir zararını görmediğini, ancak bir yararını da görmediğini söylüyor. Ancak Solmaz yine de sorunun çözülmesini istiyor. Çalıştığı büfeye her gün onlarca parasız insanın yemek istemeye geldiğini anlatan Solmaz, sorun çözülürse silahlara harcanan kaynakların yoksullar ve engelliler için değerlendirilebileceğini ifade ediyor.
Tekstil işçisi Selda Balıkçı da çözüm konusunda umutsuz. Çözüm için geç kalındığını belirten Balıkçı, Bu kadar insan ölmeden önce yapılmalıydı. Neden şimdi? diye soruyor. (Ankara/EVRENSEL)
Cem Gurbetoğlu / Abidin Çınar
Evrensel'i Takip Et