23 Ağustos 2009 00:00

Hükümet ipe un seriyor

Hükümet ile memur konfederasyonları arasında, her yıl 15 Ağustos’ta başlayıp 15 gün süren ve adeta rutine dönen toplu görüşmelerin 4. oturumundan da “çözüm” yerine “daha fazla sıkıntı” çıktı.

Paylaş

Hükümet ile memur konfederasyonları arasında, her yıl 15 Ağustos’ta başlayıp 15 gün süren ve adeta rutine dönen toplu görüşmelerin 4. oturumundan da “çözüm” yerine “daha fazla sıkıntı” çıktı. “Toplusözleşme ve grev” hakkının da görüşüldüğü oturum sonrası, Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, hükümetin bu hakkı vermek konusunda acele etmediğini söyledi.
Başbakanlık merkez binasında, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı başkanlığında başlayan 4. oturumda, “TİS ve grev hakkı” konuşuldu. KESK’in katılmadığı oturumda, Kamu-Sen ile Memur-Sen yer aldı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın “Kürt Açılımı” görüşmesi nedeniyle oturumdan bir saat kadar ayrılan Kamu-Sen heyetinin katılımı ile görüşme, akşam geç saatlere kadar sürdü. Ancak, 2004’te mutabakat metninde yer almasına rağmen, 4. oturumdan bu hakka ilişkin herhangi bir bağlayıcı karar çıkmadı. Grev ve toplusözleşmeye ilişkin düzenleme, 2010 yılı Ocak ayında toplanacak çalıştaya kaldı.
Toplantı çıkışında konuşan Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, “masada, kamu çalışanlarının grev ve toplusözleşme hakkı için yasal zeminin olgunlaştırılması konusunda siyasetin acele etmediğini, bu hakların önüne siyaset engeli çıkarıldığını” söyledi.
‘ILO NE Kİ?’
Akyıldız, toplantıda ILO normlarında grev ve toplusözleşme hakkını savunduklarını belirtirken, Kamu İşveren Kurulu üyelerinin yaklaşımını sert bir dille eleştirdi. “Biz ısrarla ILO normlarında grev toplusözleşme hakkının uygulanması konusunu gündeme taşımaya çalışırken, Kamu İşveren Kurulu üyelerinin ILO normlarının ne anlama geldiğinin farkında olmadıklarını gördük. Bu bizim açımızdan çok büyük bir üzüntü kaynağı olmuştur. ‘ILO ne ki’ diye soruyorlar, ‘ILO’dan ne anlıyorsunuz’ diye soruyorlar. Böyle bir anlayış olur mu? Onun için şiddet ve nefretle kınıyorum bu anlayışı” diyen Akyıldız, KİK üyelerinin ILO normlarını öğrenmek zorunda olduklarını hatırlattı.
Hükümetin bu konudaki tavrını daha net öğrenmek istediklerini belirten Akyıldız, “Bunu Sayın Başbakan’ın bizzat kendi ağzından duymak istiyoruz. Aksi takdirde kamu çalışanlarını oyaladıkları kanaati bizde hakim olacaktır. Sayın Başbakan, 2004’te, ‘Size grev ve toplusözleşme hakkı vereceğiz’ demişti. Aradan 5 yıl geçti herhangi bir hak veya uygulama söz konusu olmadı. Şimdi yeni bir taahhütle, yeni bir yazılı metnin olgunlaştırılması, bizi tatmin etmemektedir. Bugün son durum değerlendirmesinde dahi grev, toplusözleşme hakkı konusunda net bir açıklama yapılmaktan kaçınılmakta, kamu çalışanları oyalanmaktadır” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

GÜNDOĞDU: ‘ÜMİTLERİMİZİ ARTIRICI BİR ADIM’
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplusözleşme ve grev hakkı talebine ilişkin, Bakan Hayati Yazıcı’nın “Burada bir zaruret var, bir düzenleme yapmak gerekiyor, bu düzenlemeyi yapalım” sözlerini, “İleriye dönük ümitlerimizi artırıcı bir adım olarak görüyoruz” diye değerlendirdi. Toplusözleşme ve grev hakkıyla ilgili oldukça verimli, geleceğe ilişkin ümitlerini artıran bir çalışma yaptıklarını savunan Gündoğdu, “Bu konunun, masada bugün çözülmeyeceğini biliyoruz” dedi.

HAKLAR KAĞIT ÜSTÜNDE
KESK’in düzenlediği “Çalışma Yaşamının Demokratikleştirilmesi Açısından TİS ve Grev Hakkı” başlıklı sempozyumda konuşan Hak-İş, DİSK ve KESK Genel Başkanları sendikal hakların kağıt üstünde kaldığına dikkat çektiler. Türkiye’de sendikal yasaların “gerektiğinde rafa kaldırılacak bir aksesuar” gibi görüldüğü belirtilen sempozyumda, hükümetin son dönemde sıkça dile getirdiği “demokratikleşme”nin sendikal hak ve özgürlükler tanınmadan sağlanamayacağı vurgulandı.
KESK, Eğitim-Sen Genel Merkezi’nde “Çalışma Yaşamının Demokratikleştirilmesi Açısından TİS ve Grev Hakkı” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KESK Genel Başkanı Sami Evren konuşmasının büyük bölümünü sürmekte olan toplugörüşmelere neden katılmadıklarını açıklamaya ayırdı. “Müzakere yapacaksanız öncelikle söz hakkınız eşit olmalı” diyen Evren, toplugörüşmelerde kamu emekçilerine bu eşitliğin dahi sağlanmadığını söyledi. Toplugörüşmelere katılan Bakan ve bürokratların bir iradeyi temsil etmediğini savunan Evren, “İrade orada değil, Başbakan’da” dedi.
‘GREV SENDİKAL MÜCADELENİN ÖZÜDÜR’
“Sendikal örgütler ve yasalar yokken grev vardı” hatırlatmasında bulunan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “Grev sendikal mücadelenin özüdür. Grev hakkını yasal sürece bağlamadan grev yapmanın, tüm çalışanları üyemiz gibi görmenin vakti geldi” dedi. Asil Çelik, Kent A.Ş. Kızılay Kan Merkezi ve Desa Deri’de direnen işçilerin yaşadığı sorunları dile getiren Çelebi, İşsizlik Fonu’nun yatırım amaçlı kullanılmasını öngören yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak 110 milletvekili aradıklarını söyledi.
USLU: ‘ADI TOPLUSÖZLEŞME’
İşçilerin toplusözleşme hakkı olmasına rağmen, bu hakkın kullanılmasının önünde bir çok engel olduğunu belirten Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, “Adı toplusözleşme ama, Başbakan’a, padişahın arz odasında derdimizi anlatmak zorunda kalıyoruz. Toplusözleşmenin muhatabı Başbakan olamaz” dedi. Sermaye kesimine “Teşvikler, avantajlar ve avantalar” verilmesine rağmen istihdamın artmadığına dikkat çekti.
‘İŞÇİ AĞIRLIĞINI KOYMALI’
Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Gençay Gürsoy da şunları söyledi: “Türkiye’de iktidar mukaddesatçı-milliyetçi, muhalefet ise milliyetçi mukaddesatçı. Türkiye’de işçinin ağırlığını koymasından başka şans yok”.
Üyelerinin büyük bölümünün KESK üyesi olduğunu belirten TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi İlker Ertem de, kamu emekçilerine toplusözleşme ve grev hakkını tanıyan demokratik bir sendikal yasaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. ANKARA
ÖNCEKİ HABER

Tüketicilerden zamlara ‘pedallı’ protesto

SONRAKİ HABER

Ve gençler Gönen’de buluştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa