24 Ağustos 2009 00:00
Afgan seçimleri hakkındaki gerçek
Irak ve Afganistanda, ABD ve İngiltere güçleri, kendi kızıştırdıkları ve uzattıkları iç savaşın bir parçası haline geldiler. ABD ve İngiltere hükümetleri, ısrarla Afganistan işgalinin iki ülkeyi de...
Irak ve Afganistanda, ABD ve İngiltere güçleri, kendi kızıştırdıkları ve uzattıkları iç savaşın bir parçası haline geldiler. ABD ve İngiltere hükümetleri, ısrarla Afganistan işgalinin iki ülkeyi de istikrarsızlığa sürüklediğini reddediyorlar. Yabancı işgallerin tarihin her döneminde halk desteğinden mahrum kaldığı bir sonuç olarak açıkça görünüyor. İşgalciler, sözüm ona destekçileri olan diğer müttefiklerinden önce kendi politik, askeri ve ekonomik çıkarlarına başvuruyorlar.
Afgan seçimlerinde hafta boyunca ortaya çıkan gerçek, Batı medyasınca ABD, İngiltere ve NATO askerlerinin yöntemi altında sürdürülenin demokrasi için bir zafer olarak övülmesiydi. Ama Afganlar, iktidarı gerçekten kimin aldığı ve onunla ne yaptığıyla daha çok ilgileniyorlar.
Özellikle Hamid Karzai, halk desteğini yitirmiş durumda ama hâlâ görevde bulunmasından dolayı güçlü bir pozisyona sahip. Afganistan ve Irak seçimleriyle ilgili yabancı basının ilgisi, sıradan Afgan ve Iraklıların, kendi hükümetlerine kendi sonları için politik haydutların oynadığı duvar tenisi olarak bakmaları genişliğinde. Afganistandaki bu aşırı kinizmi anlamanın tek yolu, son tahminlere göre yüzde 40-50 olan tersine dönmeyi anlamaktan geçiyor.
Afganistandaki seçimler savaşa bir son verecek mi, ya da Kabildeki hükümeti daha güçlü kılacak mı? Eğer Karzai kazanırsa onun gerçek bir seçimle seçildiğini söylemek mümkün olur. Ama bunun dışında seçim, Talibanla arasındaki iç savaştan sürpriz galipler olarak çıkan, neredeyse tamamı Peştun toplumundan (Afganların yüzde 42si) ve çoğunluğu Peştun olmayan Kuzey İttifakından oluşan ve sık sık bölgesel diktatörler olarak etiketlenenlerin gücünü de yeniden onaylayacak.
11 Eylülden hemen önce Kuzey İttifakı güçleri, Afganistanın kuzeydoğu bölgesine sıkıştırılmıştı ve son bir yenilgilerinin yakın olduğu görülüyordu. Ama ABDnin, El Kaidenin ev sahibi olarak gördüğü Talibanı devirme kararı vermesinden sonra, birkaç ay içinde Kuzey İttifakı, ABD askeri gücü ve parası sayesinde bütün Afganistan üzerinde yönetimi devraldı. Afganların çoğu, Talibanın devrilmesinden memnundu. Ama Taliban karşıtlığı, bütünüyle güç ve yetkinin ikramiyesiyle gözü dönmüş liderlere sahip Kuzey İttifakının destekçiliği değildi.
2001de Kabilin kuzeyindeki Panjşir Vadisinde kale gibi korunan Kuzey İttifakında birkaç ay geçirdim ve bu yılın başlarında da Afganistanın daha gerilerine gittim. Kabildeki pozisyonlarından para kazanan ve hâlâ meslekleri tekelinde tutan oldukça fazla bölgesel diktatörü bulmanın şaşkınlığını yaşadım.
Yabancı hükümetlerin, ikisi de insan hakları ihlaliyle suçlanan Tacik bölgesel diktatörü Muhammed Fahim ve eşiti Kerim Khalilinin partisinden seçime katılan Karzainin reklamına dövünmeleri saçma. Karzai, Peştun olmayan topluluklarda iktidar tellalı kurulu gücü basitçe tanıyor. Bu belki karmaşık ve politik iktidarın yapısı gereği ahlaksızca ama burası ABD ve İngilterenin savaştığı bir yer.
Bu iki ülke, Afganistanda uzun süre savaşacaklar. Mevcut yabancı askerler, Irakta hiçbir zaman olamayacak bir biçimde Afganistanda kabul edilebilirdi. Bu kısmen Kürdistan dışında Irakın işgal edilmesindendir ama Afganistanın çoğu değil, bütünü işgal altında. ABC News, BBC ve ARDnin yaptırdıkları kamuoyu yoklamalarına göre Afganların sadece yüzde 25i ABD ya da NATO güçlerine yapılan saldırıları desteklediklerini söylerken, bu oran, yaşadıkları yerlere bombardıman ve hava saldırıları düzenlenen yerlerde birden yüzde 44e çıktı. Washington planlarına karşıt olarak, Afganların sadece yüzde 18i, Afganistandaki yabancı askerlerin sayısının artırılmasını istediklerini söylüyor ve yüzde 44ü ise yabancı askerlerin ülkelerini terk etmelerini istiyor.
Washingtonın düşünce kuruluşlarındaki birkaç taktiksel değişikliğin Irakta savaşı kazandırdığına ve Afganistanda da aynı şeyin mümkün olduğuna dair popüler fikir, tamamen yanlış ve bu fikir, bataklıktaki ABD ve İngiltereyi bir süre daha yemleyecek.
23 Ağustos 2009
Patrick Cockburn