25 Ağustos 2009 00:00

‘Okul için Çevik Kuvvet arsası kullanılsın’

1980 yıllarının işkence ve ölüm merkezi olarak bilinen Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nin yıkılmasına ve yerine ne yapılacağına ilişkin tartışmalar devam ediyor.

Paylaş

1980 yıllarının işkence ve ölüm merkezi olarak bilinen Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nin yıkılmasına ve yerine ne yapılacağına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Cezaevi önünde konuya ilişkin görüşlerini aldığımız Diyarbakır Baro eski Başkanı Av. Sezgin Tanrıkulu, okul yapılmak istenen cezaevi yerine cezaevi yakınında yer alan Çevik Kuvvet arsasının kullanılabileceğini söyledi. Cezaevinde 4 yıl tutuklu kalan ve işkence gören Haluk Yıldızhan, cezaevinde yaşananların unutulmaması için cezaevinin insan hakları müzesine dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.
Av. Sezgin Tanrıkulu, cezaevinin hatırlatma kültürü açısından bir müzeye dönüştürülerek, yaşanan gerçeklikle yüzleşilmesi gerekitğini söyledi. Cezaevinin bir zulme tanıklık ettiğini belirten Tanrıkulu, “Burası Kürt sorunu bakımından da, dünya insan hakları bakımından da dönüm noktası olan bir yerdir. Bu bakımdan buranın kapatılması tabii ki iyi bir fikir, ama yıkılması ya da o dönemi unutturmaya yönelik başka bir yapıya çevrilmek istenmesi, bana göre doğru değil” dedi. Hükümetin Kürt Açılımı çerçevesinde attığı adımların içinin boşaltılmadan atılması gerektiğini kaydeden Tanrıkulu, “Tarım ve köyişleri bakanı buranın şehrin ortasında kalan bir yer olduğunu, bu çevrenin okul ihtiyacı olduğunu ve yıkılarak buraya okul yapılacağını ifade etti. Adalet ve eğitim hizmetlerinin tahsisi hizmet amaçlıdır. Şimdi eğer böyle bir arsaya ihtiyaç varsa 200 metre aşağıda Çevik Kuvvet binası var. Kısmen emniyet ihtiyacı için kullanılan aynı büyüklükte bir yer. Yani gerçekten kentsel bir ihtiyaç varsa, aynı amaç için orası yıkılır. Zaten sıkışık bir yer, emniyet mensupları orada doğru dürüst hizmet veremediklerini söylüyorlar” diye konuştu.
MÜZE TALEBİ
1982’de cezaevine girdiğini ve burada 4 yıl kaldığını belirten Haluk Yıldızhan, Burada yapılanları tarif etmenin çok zor olduğunu ifade etti. Yıldızhan, “Her türlü işkencenin, her türlü aşağılamanın, kötü muamelenin yapıldığı bir yer. Dünyada da 10 tane kötü cezaevinden biri olarak kabul ediliyor. İnsanlara bok yedirildi, cop sokulu. Bizim yaşadıklarımızı yeni nesiller yaşamasın diye onlara hatırlatmak gerekiyor. Buranın bir insan hakları ve demokrasi müzesine dönüştürülmesiyle, topluma yeni ve güzel şeyler kazandırabileceğine inanıyoruz” dedi.(Diyarbakır/EVRENSEL)
Cumhur Daş
ÖNCEKİ HABER

Başka türlü bir futbol mümkün

SONRAKİ HABER

Kurutmalık sebzeler memleketten

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...